Herhangi bir bina için 6306 sayılı Kanun kapsamında risk tespiti yapılabilmesi ve Kanun kapsamındaki haklardan yararlanılabilmesi için, binanın ruhsatlı olması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Uygulama Yönetmeliği MADDE 7 – (1) (Değişik:RG-25/7/2014-29071) : ¨…Riskli Yapı Tespiti; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan yapılar ile hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar hakkında yapılır. İnşaat halinde olup ikamet edilmeyen yapılar ile metruk olması veya bir kısmının yıkılması sebepleriyle yapı bütünlüğü bozulmuş olan yapılar riskli yapı tespitine konu edilmez.¨
6306 sayılı Kanun kapsamında kamu binalarına da risk tespiti yapılması ve yapının riskli çıkması halinde ilgili tapuya risk şerhi düşülmesi ve akabinde ilgili mevzuatı çerçevesinde yıkılması mümkün olup, söz konusu binaların lojman türü yapılar olması halinde lojmanda oturan kiracıların Kanun kapsamındaki yardım ve desteklerden yararlanması mümkündür.
İlgili tapu müdürlüğünce, parsel üzerinde bulunan bütün yapılar için değil, sadece riskli olarak tespit edilen yapılar için tapu kütüğüne ‘riskli yapıdır’ belirtmesi işlenir. Tapuda bağımsız bölümlerin belli olmadığı bu gibi durumlarda, fiilen arsa üzerinde mevcut olan yapıların riskli yapı tespitinin bu yapıların maliklerince yaptırılması gerekmektedir. Yani, arsa paylı tapunun söz konusu olduğu hallerde arsa hissedarlarından herhangi birinin arsa üzerinde bulunan yapıların tamamının riskli yapı tespitini yaptırarak yıktırması söz konusu değildir.
Riskli yapının yıktırılması yerine güçlendirilmesinin istenilmesi durumunda, riskli yapının yıktırılması için maliklere verilen süreler içerisinde; maliklerce, güçlendirmenin teknik olarak mümkün olduğunun tespit ettirilmesi, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şekilde (4/5 çoğunluk ile) güçlendirme kararı alınması, güçlendirme projesinin hazırlatılması ve imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Ayrıca, yapılacak güçlendirmenin mahiyetine göre ruhsatı veren idare tarafından belirlenecek süre içerisinde güçlendirme işi tamamlandıktan sonra, tapu kaydındaki riskli yapı belirtmesinin kaldırılması için ilgili Müdürlüğe başvurulması gerekmektedir.
Herhangi bir binanın 6306 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan yararlanabilmesi için, yıkılmadan önce bu Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilmiş olması gerekmektedir. 6306 sayılı Kanun kapsamı dışında herhangi bir sebeple hasarlı olduğu tespit edilerek yıkılan bir binanın bu Kanun kapsamındaki haklardan yararlanması söz konusu değildir.
6306 sayılı Kanun’da; 7269 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan faydalananların 6306 sayılı Kanun’dan faydalanmasına engel bir hüküm bulunmamakta olup, herhangi bir binanın 6306 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan yararlanabilmesi için, yıkılmadan önce bu Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilmiş olması yeterlidir.
6306 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; “2863 sayılı Kanun ve 5366 sayılı Kanun kapsamındaki alanlarda uygulamada bulunulması hâlinde alanın sit statüsü de gözetilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görüşü alınır.” hükmüne istinaden, riskli olarak tespit edilen ve itiraz süreci de tamamlanarak riskli olduğu kesinleşen 2863 sayılı Kanun kapsamındaki yapılar hakkında ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun görüşünün alınması ve bu kurulun alacağı karara göre işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Arsa üzerinde yer alan yapının arsa malikleri dışında, tapu kaydındaki muhdesat bilgileri kısmında lehine şerh konulmuş bir başka kişiye ait olması halinde, riskli yapı tespitinin lehine şerh bulunan kişi tarafından yaptırılması gerekmektedir.
Zeminden kaynaklanan sebeplerle veya herhangi bir afet riskinden dolayı veyahutta mevzuata göre yapılaşma hakkının olmaması hallerinde; riskli yapıların yerine yapılacak yeni yapıların, bulunduğu parseller dışındaki başka parseller üzerine yapılması ve Kanun kapsamındaki hak ve desteklerden yararlanılması mümkündür. Bu durumda, belirtilen sebebe göre; zemin etüt raporunun veya imar planının veyahutta ilgili idareden alınacak yazı vb. belgelerin istenilerek, söz konusu talebin uygun olduğuna dair yazının verilmesi gerekmektedir.
Riskli olarak tespit edilen bir yapı ile ilgili olarak açılmış herhangi bir dava bulunması durumunda; bu davalarda verilmiş yürütmenin durdurulması veya iptali kararı verilmediği sürece, sadece dava açılmış olması idarece yapılan işlemlerin yürütülmesine engel teşkil etmeyecektir.
Riskli yapı tespitinin yapılıp hazırlanan raporun Müdürlüğe sunulmasından sonra, riskli yapıların takip edildiği ARAAD.net sisteminde o yapıya ait kayıtların silinmesi ve riskli yapı tespit işleminin sonuçlandırılmadan bırakılması söz konusu değildir.
Riskli yapı olarak tespit edilen bir binanın maliklerden birinin Mernis sisteminde ölü olarak görünmesi halinde, varisler belli ise tebligatın bu varislere yapılması ve dolayısı ile varislere riskli yapı tespiti işlemine itiraz hakkı tanınması gerekmektedir. Varisler belli değil ise, Uygulama Yönetmeliği’nin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca mirasçılık belgesi Müdürlükçe herhangi bir notere başvurularak çıkartılabilir.
Tebligat tarihi olarak tebligatın postaya verildiği tarih değil, Tebligat Kanunu kapsamında tebellüğ edildiği tarih esas alınmakta olup, tüm tebligatların tamamlanmasından itibaren 15 gün içerisinde ilgili Müdürlüğe ulaşan ve yapı malikince veya kanunî temsilcilerince verilen itiraz dilekçeleri dikkate alınır.
Söz konusu yapının maliki olunduğuna dair belgelerle birlikte ilgili İl Müdürlüğüne itiraz dilekçesinin verilmesi halinde söz konusu itiraz 6306 sayılı Kanun kapsamında Teknik Heyetçe incelenerek karar verilebilecektir.
Lisans iptal gerekçesi, Uygulama Yönetmeliği’nin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde; ¨… Riskli yapı tespitini sürüncemede bırakacak şekilde, 7 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki otuz günlük süre içinde, riskli yapı tespit raporundaki eksikliklerin düzeltilerek raporun Müdürlüğe sunulmaması,¨ şeklinde ifade edilmekte olup, aslolan riskli yapı tespitini ¨sürüncemede bırakmak¨ fiilinin vuku bulmasıdır.
Herhangi bir bina için 6306 sayılı Kanun kapsamında risk tespiti yapılabilmesi ve Kanun kapsamındaki haklardan yararlanılabilmesi için, binanın ruhsatlı olması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Uygulama Yönetmeliği MADDE 7 – (1) (Değişik:RG-25/7/2014-29071) : ″…Riskli Yapı Tespiti; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan yapılar ile hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar hakkında yapılır. İnşaat halinde olup ikamet edilmeyen yapılar ile metruk olması veya bir kısmının yıkılması sebepleriyle yapı bütünlüğü bozulmuş olan yapılar riskli yapı tespitine konu edilmez.″
6306 sayılı Kanun kapsamında kamu binalarına da risk tespiti yapılması ve yapının riskli çıkması halinde ilgili tapuya risk şerhi düşülmesi ve akabinde ilgili mevzuatı çerçevesinde yıkılması mümkün olup, söz konusu binaların lojman türü yapılar olması halinde lojmanda oturan kiracıların Kanun kapsamındaki yardım ve desteklerden yararlanması mümkündür.
İlgili tapu müdürlüğünce, parsel üzerinde bulunan bütün yapılar için değil, sadece riskli olarak tespit edilen yapılar için tapu kütüğüne ‘riskli yapıdır’ belirtmesi işlenir. Tapuda bağımsız bölümlerin belli olmadığı bu gibi durumlarda, fiilen arsa üzerinde mevcut olan yapıların riskli yapı tespitinin bu yapıların maliklerince yaptırılması gerekmektedir. Yani, arsa paylı tapunun söz konusu olduğu hallerde arsa hissedarlarından herhangi birinin arsa üzerinde bulunan yapıların tamamının riskli yapı tespitini yaptırarak yıktırması söz konusu değildir.
Riskli yapının yıktırılması yerine güçlendirilmesinin istenilmesi durumunda, riskli yapının yıktırılması için maliklere verilen süreler içerisinde; maliklerce, güçlendirmenin teknik olarak mümkün olduğunun tespit ettirilmesi, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şekilde (4/5 çoğunluk ile) güçlendirme kararı alınması, güçlendirme projesinin hazırlatılması ve imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Ayrıca, yapılacak güçlendirmenin mahiyetine göre ruhsatı veren idare tarafından belirlenecek süre içerisinde güçlendirme işi tamamlandıktan sonra, tapu kaydındaki riskli yapı belirtmesinin kaldırılması için ilgili Müdürlüğe başvurulması gerekmektedir.
Herhangi bir binanın 6306 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan yararlanabilmesi için, yıkılmadan önce bu Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilmiş olması gerekmektedir. 6306 sayılı Kanun kapsamı dışında herhangi bir sebeple hasarlı olduğu tespit edilerek yıkılan bir binanın bu Kanun kapsamındaki haklardan yararlanması söz konusu değildir.
6306 sayılı Kanun’da; 7269 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan faydalananların 6306 sayılı Kanun’dan faydalanmasına engel bir hüküm bulunmamakta olup, herhangi bir binanın 6306 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan yararlanabilmesi için, yıkılmadan önce bu Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilmiş olması yeterlidir.
6306 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; “2863 sayılı Kanun ve 5366 sayılı Kanun kapsamındaki alanlarda uygulamada bulunulması hâlinde alanın sit statüsü de gözetilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görüşü alınır.” hükmüne istinaden, riskli olarak tespit edilen ve itiraz süreci de tamamlanarak riskli olduğu kesinleşen 2863 sayılı Kanun kapsamındaki yapılar hakkında ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun görüşünün alınması ve bu kurulun alacağı karara göre işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Arsa üzerinde yer alan yapının arsa malikleri dışında, tapu kaydındaki muhdesat bilgileri kısmında lehine şerh konulmuş bir başka kişiye ait olması halinde, riskli yapı tespitinin lehine şerh bulunan kişi tarafından yaptırılması gerekmektedir.
Zeminden kaynaklanan sebeplerle veya herhangi bir afet riskinden dolayı veyahutta mevzuata göre yapılaşma hakkının olmaması hallerinde; riskli yapıların yerine yapılacak yeni yapıların, bulunduğu parseller dışındaki başka parseller üzerine yapılması ve Kanun kapsamındaki hak ve desteklerden yararlanılması mümkündür. Bu durumda, belirtilen sebebe göre; zemin etüd raporunun veya imar planının veyahutta ilgili idareden alınacak yazı vb. belgelerin istenilerek, söz konusu talebin uygun olduğuna dair yazının verilmesi gerekmektedir.
Riskli olarak tespit edilen bir yapı ile ilgili olarak açılmış herhangi bir dava bulunması durumunda; bu davalarda verilmiş yürütmenin durdurulması veya iptali kararı verilmediği sürece, sadece dava açılmış olması idarece yapılan işlemlerin yürütülmesine engel teşkil etmeyecektir.
Riskli yapı tespitinin yapılıp hazırlanan raporun Müdürlüğe sunulmasından sonra, riskli yapıların takip edildiği ARAAD.net sisteminde o yapıya ait kayıtların silinmesi ve riskli yapı tespit işleminin sonuçlandırılmadan bırakılması söz konusu değildir.
Riskli yapı olarak tespit edilen bir binanın maliklerden birinin Mernis sisteminde ölü olarak görünmesi halinde, varisler belli ise tebligatın bu varislere yapılması ve dolayısı ile varislere riskli yapı tespiti işlemine itiraz hakkı tanınması gerekmektedir. Varisler belli değil ise, Uygulama Yönetmeliği’nin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca mirasçılık belgesi Müdürlükçe herhangi bir notere başvurularak çıkartılabilir.
Tebligat tarihi olarak tebligatın postaya verildiği tarih değil, Tebligat Kanunu kapsamında tebellüğ edildiği tarih esas alınmakta olup, tüm tebligatların tamamlanmasından itibaren 15 gün içerisinde ilgili Müdürlüğe ulaşan ve yapı malikince veya kanunî temsilcilerince verilen itiraz dilekçeleri dikkate alınır.
Söz konusu yapının maliki olunduğuna dair belgelerle birlikte ilgili İl Müdürlüğüne itiraz dilekçesinin verilmesi halinde söz konusu itiraz 6306 sayılı Kanun kapsamında Teknik Heyetçe incelenerek karar verilebilecektir.
Lisans iptal gerekçesi, Uygulama Yönetmeliği’nin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde; ″… Riskli yapı tespitini sürüncemede bırakacak şekilde, 7 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki otuz günlük süre içinde, riskli yapı tespit raporundaki eksikliklerin düzeltilerek raporun Müdürlüğe sunulmaması,″ şeklinde ifade edilmekte olup, aslolan riskli yapı tespitini ″sürüncemede bırakmak″ fiilinin vuku bulmasıdır.
6306 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nde riskli yapı tespitlerinin Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara göre yapılması gerektiği belirtilmekle olup, ne Uygulama Yönetmeliği’nde ne de eki Esaslar’da riskli yapı tespiti için malzeme incelenmesinin yapılacağı laboratuvarların Bakanlıkça yetkilendirilmiş olması gerektiğine dair herhangi bir hüküm yer almamaktadır.