17.04.1990 tarih ve 20495 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kıyı Kanunun 6. Maddesinde; “Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.
Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez.
Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez.
13. Maddesinde “Bu Kanun kapsamında kalan alanlardaki uygulamaların kontrolü; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında ise valilikçe yürütülür. İlgili bakanlıkların teftiş ve kontrol yetkileri saklıdır.” ve 15. İlgili kanunlarda belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere, bu maddede belirtilen idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.” hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca, 03.08.1990 tarih ve 20594 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kıyı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 5. maddesinde; “(Değişik: RG- 13/10/1992-21374) Kıyılardan kum, çakıl, vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta ve kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte kazı yapılamaz. ……..hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında, kıyılarda ve doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan alanlardan kum çekilmesine dair şikayetlerde ilgili Valiliğe (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) başvurulması gerekmektedir.
Onaylı kıyı kenar çizgisinin hangi haller dışında değiştirilebileceği 3621 Sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte “MADDE 9.(Ek fıkra:RG-2/4/2013-28606) Onaylı kıyı kenar çizgileri; a) Kıyı kenar çizgisinin suya düşmesi, b) Mükerrer kıyı kenar çizgisinin bulunması, c) Kıyı kenar çizgilerinin kenarlaşmaması, ç)Yargı organlarınca kıyı kenar çizgisinin iptali ya da ikinci bir kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, d)Daha evvel kıyı özelliği göstermediği halde, malzeme alımı sonucunda oluşan su alanları nedeniyle, bu alanları kıyıda bırakacak şekilde tespit edilen kıyı kenar çizgileri, bu su alanlarının deniz, göl veya akarsu ile doğrudan bağlantılı olmadığının Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca belirlenmesi, halleri dışında değiştirilemez.” hükümleri kapsamında değerlendirilmelidir.
İmar Kanunun ifraz ve tevhit başlıklı 15. Maddesinde “…İmar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır. …”hükmü ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 5. Maddesinin 12. fıkrasında “Bir parselin bulunduğu imar adasına ait parselasyon planı yapılıp belediye encümenince kabul edilip tapuya tescil edilmeden o adadaki herhangi bir parsele yapı ruhsatı verilemez. ” ve 13. fıkrasında “Koruma amaçlı imar planlarında parselasyon planı yapılması mümkün olmayan durumlar hariç olmak üzere, imar adasında parselasyon planı yapılmadan bu adadaki parsellerde ifraz ve tevhit yapılamaz. ” (istisna 7. madde 8. fıkra) hükümleri bulunmaktadır.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, imar planı bulunan ve daha öncesinde imar uygulaması görmeyen alanlarda, öncelikle kanunun 18. Maddesinin uygulanması gerekmektedir.
İfraz ve tevhit (Kanunun 15. ve 16. Maddesi) ancak daha önce imar planlarına uygun olarak 18. Madde uygulaması yapılan (parselasyon planı) alanlarda yapılabilir.
6360 sayılı Kanun uyarınca sınırları il sınırı olan büyükşehir belediyelerinden Bakanlığımızca 644 sayılı KHK uyarınca onaylanan ve birden fazla ili kapsayan havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları kapsamında kalan büyükşehir belediyelerinde Bakanlığımızca onaylanmış olan havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planlarının kararlarına uygun olarak il çevre düz eni planı hazırlama ve onaylama yetkisi bulunmaktadır. 644 sayılı KHK kapsamında onaylanmış havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları kapsamında bulunmayan büyükşehirlerde ise il çevre düzeni planı hazırlama ve onaylama yetkisi ilgili büyükşehir belediyesindedir.
Onaylanan çevre düzeni planları Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 33.maddesi uyarınca 30 gün süreyle askıya çıkarılmaktadır.
1. Duvar, çift, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engel oluşturmak,
2. İzinsiz veya izin şartlarına aykırı olarak kum, çakıl, vs. almak,
3. Moloz, toprak, cüruf, çöp gibi atık ve artık dökmek,
4. Kıyıyı değiştirecek boyutta/kıyının doğal yapısını bozacak şekilde kazı yapmak, kum, çakıl, vs. almak,
5. Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapmak, Kanuna aykırı olarak doldurma ve kurutma yolu ile arazi kazanmak.
gibi 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğine aykırı tüm uygulamalara mevzuatta tanımlanmış şekillerde işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Belediye sınırlarının belirlenmesi sonrasında mücavir alanı yeniden belirlemek zorunluluğu bulunmamakla birlikte ihtiyaç ortaya çıkması halinde ilgili belediyesince mücavir alan teklifi hazırlanarak 3194 sayılı Kanun kapsamında Bakanlığımıza sunulabilir.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000’in altında kalıp da tüzel kişilikleri kaldırılarak köye dönüştürülen belediyelerin varsa mücavir alan sınırları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kalkmaktadır.
6360 sayılı Kanun’un Geçici 2’nci Maddesi’nin 5’inci fıkrası uyarınca köye dönüştürülen belediyelerden tüzel kişiliği sona ermeyen belediyeye mahalle olarak katılan belediyelerin varsa mücavir alanları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın katıldıkları belediyenin mücavir alanı sayılmaktadır.
Ancak 6360 sayılı Kanun’un Geçici 2’nci Maddesi’nin 5’inci fıkrası uyarınca köye dönüştürülen belediyelerden başka il ya da ilçe mülki sınırındaki bir belediyeye katılım durumunda belediye sınırı ile birlikte mülki sınır değişmiş ise bir belediyenin başka bir il ve/veya ilçe sınırında mücaviri olamayacağından, başka bir il ve/veya ilçe sınırında kalan mücavir alan sınırları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kalkmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 27’nci Maddesinin 5 ve 7’nci fıkraları;"........İhtiyaç duyulması hâlinde mevcut köy yerleşik alan sınırları il genel meclislerince yeniden belirlenebilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir." uyarınca köy yerleşik alan sınırı yeniden tespit edilebilir. Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğin 43’üncü Maddesinde yer alan hususlara göre tespit yapılması uygun görülmektedir. Bu çerçevede daha önce tespiti yapılmış köy yerleşik alanı içerisinde inşa edilmiş mevzuata uygun binaların en dışta olanlarının dış kenarlarından geçirilen çizginin 100 m dışından geçirilecek olan alan yeni köy yerleşik alanı olarak belirlenebilecektir
3194 Sayılı İmar Kanunun İmar Kanunun 18. Maddesindeki, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, suyolu, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. …”hükümleri bulunmaktadır.
Bu hükümlerde DOP’un tanımı ve nerelerde kullanılacağı açıklanmıştır.
Valilik Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca yapılan çalışmalar sonunda hazırlanan kıyı kenar çizgisi paftası Bakanlığa onay için gönderilir. Bakanlığın uygun görmesi halinde onaylanan kıyı kenar çizgisi 3621 sayılı Kıyı Kanununu Uygulama Yönetmeliğinin “MADDE 9: (Ek fıkra:RG-2/4/2013-28606) Yürürlüğe giren kıyı kenar çizgisi, belediye ve mücavir alan sınırlarıiçinde belediyelerce, bu sınırlar dışında valiliklerce tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süreyle ilan edilir. (Ek fıkra:RG-2/4/2013-28606) Kıyı kenar çizgisine, ilan süresi içinde kamu kurum ve kuruluşları ve ilgilileri itiraz edebilir. İtirazlar valiliğine yapılır. İtirazlar, Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca onbeş gün içinde incelenir. İnceleme sonuçlarını ve gerekçeli görüşlerini içeren komisyon raporu değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Bakanlık itirazı, komisyon raporunu da dikkate alarak inceleyip karara bağlar.” hükmü gereği itirazları değerlendirir ve karara bağlar.
644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 7. Maddesi (j) fıkrasında “Kıyı ve dolgu alanları ile bu alanların fonksiyonel ve fiziksel olarak devamı niteliğindeki geri sahalarına ilişkin her tür ve ölçekteki etüt, harita ve planları yapmak, yaptırmak ve resen onaylamak ve bunların uygulanmasını sağlamak.” Bakanlığımız görev ve yetki alanı içerisindedir.
Bununla birlikte, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13-A. Maddesi (c) fıkrasında uyarınca, Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri arasında yer almakta olup anılan koruma statüsüne sahip alanlarda yer alan kıyı imar planları onaylama yetkisi Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğündedir.
Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (…)(1) yürürlüğe girer. (3194 sayılı İmar Kanunu Ek 3. Madde)
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında giren kıyı alanlarında (644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13-A. Maddesi kapsamına giren alanlar hariç) imar planları işlemleri 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. ve 10. maddesi ile 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 7. maddesi kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yürütülür.