3 ay içinde Bölge Komisyonu tarafından Geçiş Dönemi Yapılaşma Koşulları belirlenir, 18 ay içinde Koruma Amaçlı İmar Planları hazırlanır.
“Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik” ile "Korunan Alanlarda Plan İnceleme ve sonuçlandırılmasına ilişkin Genelge" ekinde sunulan “Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına” göre hazırlanır.
Bu alanda her ölçekte plan uygulaması durur.
Öncelikle Doğal sit alanları yeniden değerlendirilecek Bu değerlendirme sonucunda kesin korunacak hassas alanlar Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilecek ve bu alanlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı Bakanlığımızca onaylandıktan sonra yönetmelik doğrultusunda programa alınarak takas işlemleri yapılabilecektir.
Doğal Sit alanlarının yeniden değerlendirme sonucunda Bakanlar Kurulu Kararı ile Kesin Yapı yasağı getirilen Kesin korunacak hassas alanlarında yapılacak.
Doğal sit alanlarında bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile Maliye Hazinesi adına kayıtlı parsellerin satış tahsisi ve ittifak hakkı kurulmasına ilişkin iş ve işlemlerin ilgili Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun uygunluk görüşünün alınması gerekmektedir.
Talepler Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne iletilir. Gerekli iş ve işlemler Genel Müdürlük tarafından gerçekleştirilir.
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu uygun görüşü ile Bakanlık oluru ile onaylanır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Doğal Sit Alanlarında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunulacak, İl Müdürlüğünün Teknik İnceleme Raporu ve komisyon kararı ile birlikte Bakanlığımıza iletilecektir.
Bahsi geçen alanlardaki çalışmalar 644-648 sayılı KHK doğrultusunda 19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” çerçevesinde, 18/10/2011 tarih ve 28088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonlarını Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik uyarınca değerlendirilmektedir.
Doğal Sit, Arkeolojik Sit ve Kentsel Sit bulunan taşınmaz için, “01.10.2012 tarihli Doğal Sit Alanları ve Taşınmaz Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Alanların Arkeolojik, Kentsel, Kentsel-Arkeolojik, Tarihi Sit Alanları ve Tescilli Taşınmaz Kültür Varlıkları ile Bulunduğu Alanlar ile Çakıştığı Yerlerde Uygulanacak Esaslara İlişkin Protokol” kapsamında değerlendirme yapılacaktır.
2863 sayılı Kanun EK Madde-4 uyarınca “Taşınır Tabiat Varlıkları hariç Tabiat Varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak bu kanunda öngörülen iş, işlem ve kararlar bakımından görevli ve yetkili Bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır……” 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 Maddesi (a) bendi “Bir alanının Koruma Kurulunca sit olarak ilanı bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durdurur…….” uyarınca yeni sit alanı ilanında bu alandaki imar planı çalışmaları durdurulur.
Doğal Sit Alanlarında yapılan izinsiz faaliyetler ve işlemler, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında değerlendirilir.
Öncelikle İlgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvuruda bulunulur, TVK Şube Müdürlüğünce incelenir. TVK Bölge komisyonu kararı alınır, Komisyon kararı Bakanlıkça (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) değerlendirilir.
Yürürlüğe giren yeni yönetmelikle doğal sitler 3 kategoride belirlenecektir. Bunlar:
- “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”
- “Nitelikli Doğal Koruma Alanları”
- “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları”
“Kesin korunacak hassas alanlar”; Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilecek bu alanlara yapı yasağı getirilecek ve bu alanlarda bilimsel çalışmalar hariç tüm kullanımlar sınırlandırılacaktır.
“Nitelikli doğal koruma alanları”; koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunacağı alanlar olacaktır.
“Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları”; ise kesin korunacak hassas alanlar veya nitelikli doğal koruma alanlarını etkileyen, bu koruma bölgeleri ile bütünlük gösteren, korumaya katkı sağlayacak, doğal ve kültürel bakımdan uyumludüşük yoğunlukta faaliyetler, turizm ve yerleşimlere izin veren alanlar olacaktır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından mevcut doğal sit alanlarının tamamı bilimsel kriterlere göre yeniden ele alınarak varsa tüm mağduriyetler bu aşamada çözüme kavuşacak ve bundan sonraki yeni tespit çalışmaları da bu yönde gerçekleştirilecektir. Yürürlüğe giren yeni yönetmelikle (19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil Ve Onayına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Yönetmelik ve bu kapsamda yayınlanan Doğal Sit Alanlarının Değerlendirilmesine İlişkin Teknik Esaslar) birlikte herhangi bir korunan alanın güncel durumu tespit edilmeden, o alanın korunan alan statüsü yeniden değerlendirilemeyecek; bu alanların güncel durumu ise alanın biyolojik çeşitliliği, hidrolojisi, hidrojeolojisi başta olmak üzere her açıdan durumu ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılarak belirlenecektir.
Araştırma çalışmalarını gerçekleştirmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca oluşturulacak araştırma ekibinde, alanın özelliklerine göre, en az 5 kişilik orman mühendisi, ziraat mühendisi, biyolog, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi, peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili meslek gruplarından uzmanlar yer alacaktır.
Genel Müdürlüğümüzce korunan alanlarda yapılacak olan araştırma çalışmalarının standardizasyonunu sağlamak amacıyla bu çalışmaların ne şekilde yapılacağı konusunda yine akademisyenlerle işbirliği içinde 19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik kapsamında Doğal Sit Alanlarının Değerlendirilmesine İlişkin Teknik Esaslar yayınlanmış ve genel Müdürlüğümüzce yapılan iş ve işlemlerde kullanılmaya başlanmıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 728 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlarında; doğal sit tanımı yapılmış tanımı yapılmış ancak I. Derece Doğal Sit, II Derece Doğal Sit ve III. Derece Doğal Sitlere ilişkin bilimsel temellere dayalı bir tanımlama yapılmadığından doğal sit derecelendirmeleri sağlıklı bir şekilde yapılamamıştır. Doğal sit derecelendirmeleri yoruma açık ve göreceli bir şekilde yapıldığı düşünülmüştür. Bu da doğal sitlerle ilgili uygulamalarda sorunlara ve tartışmalara neden olmuştur. Doğal sitlerin, 644 sayılı KHK ile Bakanlığımıza devredilmesinden sonra, ortaya çıkan bu sorunların giderilmesi ve bilimsel temellere dayalı olarak ülkemiz gerçekleri de göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesi gündeme gelmiştir.
İl Müdürlükleri 2863, 2872 ve diğer meri mevzuat kapsamında gerekli iş ve işlemleri yapacaktır. Komisyon gündemine alınmasına gerek yoktur.
Yeniden değerlendirme çalışması yapılıncaya kadar mevcut ilke kararları ve onlara dayanarak oluşturulan kullanım kararları geçerlidir.
Hayır, Doğal Sit Alanlarında yapılacak olan en az 4 mevsimi kapsayan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu Genel Müdürlük tarafından yaptırılacaktır.
İlgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından karar dağıtımı yapılarak, tescil edilen doğal sit alanı veya tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valinin, diğer ilçe sınırları içinde kalıyorsa kaymakamın yazısı üzerine, tapu kütüğünün beyanlar hanesine doğal sit veya tabiat varlığı olduğuna dair kayıt konur.
Doğal sit, 2863 sayılı Kanunun 3.Maddesinin a bendinde yer alan tanımlara göre; Jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
Doğal sit, “jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yeraltında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlar,” Tabiat Varlığı ise “jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerler” olarak tanımlanmıştır. Bir başka ifade ile, “tabiat varlığı” mağara, anıt ağaç ve ağaç toplulukları gibi korunması gereken doğal varlıkları ifade ederken, “doğal sit” korunması gerekli doğal bir alanı ifade eder.
Doğal sit değerlendirme talepleri Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarında değerlendirilmek üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine yapılır.
Mevcut durumda doğal sit olarak ilan edilmiş olan alanlar için, koruma ve kullanma koşullarına ilişkin olarak 728 sayılı İlke kararları çerçevesinde faaliyette bulunulabilir. Doğal sitlerin yeniden değerlendirme çalışmaları yapıldıktan ve yeni koruma statüleri verildikten sonra ise Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve esaslara Dair Yönetmeliğin 7. , 8. , 9. Maddelerinde belirtildiği şekilde ilgili idarelerden görüş ve/veya izin alındıktan sonra faaliyetlerde bulunulabilir.
Doğal Sit Alanlarında talepler Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarında değerlendirilmek üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine yapılır.