"Belediye", Belde halkının ortak yerel gereksinmelerini karşılayan ve belde hizmetlerini gören kamu tüzel kişiliğine sahip yerel yönetim kuruluşudur. “Belediye Sınırı”, bir belediyenin Yasa kurallarına göre belirlenen sınırlarıdır.
İl ve ilçe merkezlerinde zorunlu olmak üzere, nüfusu 5000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulmaktadır. Belediye, mahalli yöneticisi olan idari birimlerdir. Belediyeler, o çevre halkı tarafından seçilen bir belediye Meclisi ile bir Belediye başkanı tarafından yönetilir. Gerek idari, gerekse mali bakımdan bağımsız olan bir teşekküldür.
Köy, mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim yeri, muhtar ile tüzel kişiliğe sahiptir. Mücavir alan sınırı ise belediye sınırlarının dışında, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti adına verilmiş olan sınırdır.
Belediye ya da il, ilçe ve köy sınırları birer idari sınırdırlar. Mücavir alan idari sınır değildir. Örneğin, bir alanda belediye kurulup, belediyenin seçilmiş organlarının iş başına gelmesi bu alan içindeki köylerin idari varlığı ve tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açar. Oysa bir köyün mücavir alan sınırlarına alınması, köyün idari ve tüzel kişiliğinin sona ermesi anlamına gelmez.
Evet onaylanabilir. Köyün bir bölümü de teklif edilebilir. Köyün muvafakatinin alınması zorunlu değildir. Ancak köyün karar organlarına bilgi verilmesi ve olumsuz da olsa dosyada görüşlerinin bulunması konunun daha sonraki hukuki incelemeleri veya yargılama sürecini olumlu yönde destekleyecektir.
Belediye sınırları Belediye Yasası gereği farklı bir sürece tabi olup onay ile diğer iş ve işlemler Valilikler ve İçişleri Bakanlığınca yürütülmektedir. Bu konuda Bakanlığımızın herhangi bir görev ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Belediye sınırı tespit edilirken ayrıca mücavir alan sınırı tespit edilmez. Mücavir alan sonraki dönemde belediyenin ihtiyaç duyacağı ilave alanlar için gündeme gelen bir husustur. Dolayısıyla mevcut durumda bir belediyenin 3194 sayılı İmar Kanununa dayalı olarak Bakanlıkça düzenlenen bir mücavir onayı yok ise bu belediyenin sadece belediye sınırları onaylı demektir ve bu sınırlar dahilinde hizmetlerini sürdürecektir. Bakanlık arşivinde belediye sınırları yer almamaktadır. Ancak mücavir onayı yapılır ise dosyasında sınır bilgileri bulunabilir. Özet olarak bir belediye ancak ihtiyaç duyduğunda belediye sınırları dışında olmak koşulu ile mücavir teklifi hazırlamak durumundadır. Belediye kurulduğunda ayrıca mücavir alan kabul edilemez. Belediye sınırları içerisinde mücavir alan yer almaz. Ancak sınırların dışında teklif edilebilecektir.
Köyün bir bölümünün veya merasının mücavire girmesi köyün tüzel kişilinde bir değişikliğe neden olmaz. Köyün ortak mallarında da bir değişikliğe sebep olmaz. Mücavir alan bir idari düzenleme değil, imar hizmetleri ve denetim açısından belirlenmiş bir yetkilendirme sınırıdır. Harita, planlama ve uygulama faaliyetlerinin daha etkin yürütülmesi adına yapılan bir yetki transferidir. Bu hudut hizmet kapasitesine göre belirlenir ve değişikliğe de uğrayabilir veya Bakanlıkça kaldırılabilir.
Belediyelerin mücavir alana götürmeleri gereken olmazsa olmaz hizmet imar hizmetleridir. Ancak Belediyeler; mücavir alanlarına, harç ve vergileri alabilmeleri için, Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği uyarınca yol ve içme suyu götürmekle yükümlüdürler. Bunun dışında Belediyeler ayrıca çöp toplama, ilaçlama, toplu taşıma, altyapı ve koordinasyon konularında da hizmet götürmek üzere meclis kararları alabilirler.
Mücavir sınırlarının mülkiyet sınırları ile çakışmaması durumunda yapılacak düzenleme, sorunun niteliğine göre farklılık göstermektedir. Şöyle ki; eğer mücavir sınırının üzerinde bir toplu yapı uygulaması veya sanayi alanı gibi geniş ölçekli bir planlama varsa, bu alanın tek yetkili idareyi sağlayacak şekilde yeniden mücavir teklifine konu edilmesi ve mücavir sınırlarının değiştirilmesi gerekmektedir. Ancak yeni teklif hazırlanamaması durumunda, mevcutta hangi yapılar ve alanlar hangi idare sahasında kalıyorsa o idarenin karar organlarınca sonuçlandırılması mevzuat gereğidir. Tek yapının sınırla çelişmesi durumunda ise, o kütlenin yarısından fazlası hangi idarede kalıyor ise o idarece iş ve işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Onaylı bir mücavir alan var ise; yetki o belediyenin başkan ve meclisince kullanılmak durumundadır. Hukukun gereği; hiçbir idare yasayla kendisine verilmemiş bir yetkiyi veya yetkisi dışında bir alanı düzenleme hakkını kullanamaz. Aynı şekilde bir belediyenin de yetki alanı dışında düzenleme hakkı bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile bir belediye, belediye ve mücavir alan sınırı dışında düzenleme yapamaz.
Bir köyün iki farklı belediyeye mücavir alan olarak verilmesinde İmar Kanunu açısından bir sakınca yoktur. İdari sınırlar bozulmadığından yetki karmaşasından söz edilemez. Bilindiği gibi mücavir Alan imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır idari yapıyı değiştirmez.
Bir alan mücavir alan statüsünü koruduğu müddetçe belediyenin mahallesi olamaz. Çünkü Belediye sınırı idari bir sınırdır mücavir alan sınırı ise yetki sınırıdır. Bu alanın mahalle olabilmesi için belediye sınırına katılması gerekmektedir.
Bu alan artık belediyenin mücavir alanı değildir. Çünkü Belediye sınırı idari bir sınır olup, belediye sınırının onaylanması ile birlikte mücavir alan sınırı ortadan kalkmıştır. Mücavir alan işlemini ortadan kaldıran bu düzenlemenin herhangi bir sebeple ortadan kalkması nedeniyle tekrar mücavir alana geri dönülemez.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda Belediye: “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi,” olarak tanımlanmıştır. 3194 sayılı İmar Kanununda ise “Mücavir Alan imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır.” tanımı yer almaktadır. Görüldüğü gibi mücavir alan idari sınır değildir. Bu nedenle bu alanda yaşayanlar belde sakini sayılmamakta olup, belediye nüfusuna katılmamaktadır.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’da “Genel bütçe vergi gelirlerinden belediye ve il özel idarelerine ayrılan payların dağıtımına esas belediye ve il nüfusları, her yılın ocak ayından geçerli olmak üzere İçişleri Bakanlığı tarafından, Türkiye İstatistik Kurumundan alınmak suretiyle, İller Bankası ve Maliye Bakanlığına bildirilir.” hükmü yer almaktadır. Bu çerçevede belediyelere ayrılan payların dağıtımında belediyenin nüfusu esas alınmaktadır.
İl çevre düzeni planlarında yer alan mücavir alan sınırları bilgi amaçlı işlenmiş olup, bilgi amaçlıdır. Ancak bazı il çevre düzeni planlarında plan kararlarının daha iyi uygulanabilmesi için Bakanlığımızca 3194 sayılı İmar Kanunun 45. maddesi uyarınca resen mücavir alan verilmiş olup, bu alan 9. Madde uyarınca onaylanan paftalar üzerinde ayrıca İmar Kanunun 45. maddesi uyarınca da onaylanmıştır.
İl çevre düzeni planlarında plan kararlarının daha iyi uygulanabilmesi için Bakanlığımızca 3194 sayılı İmar Kanunun 45. maddesi uyarınca çevre düzeni planı ile onaylanan mücavir alanlar her ne kadar birlikte onaylanmış görülse bile aslında iki ayrı onamadır. Bu nedenle paftalara iki ayrı onama kaşesi basılmıştır. Yani patalar üzerinde hem İmar Kanunun 9. Maddesi hem de 45. maddesi uyarınca onaylandığına ilişkin kaşe bulunmaktadır. Bu çerçevede planların iptal edilmesi veya ortadan kalkması veya değiştirilmesi mücavir alanın ortadan kalktığı anlamına gelmez. Mücavir alanın ortadan kalması için ayrı bir onama yapılması gerekmektedir.
Mücavir alan; imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş alanlardır. Mücavir alan sınırları idari sınırlar olmayıp, iktisadi, sosyal ve kentsel gelişmeleri mekânsal olarak planlı bir şekilde yönetmek ve denetlemek amacıyla imar bakımından belediyelerin yetkisine verilen yerler olduğu dikkate alınmalıdır. Bu nedenle bir belediyenin mücavir alanında bulunan alanların bir kısmı veya tamamının belediye olması durumunda, belediye sınırına dahil edilen yerlerdeki belediyenin mücavir alan sınırı herhangi yeni bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kalkar. Ancak belediye sınırı dışında kalan alanlar mücavir statüsünü korumaya devam eder ve yeni bir onaylama yapılıncaya kadar bağlı bulunduğu belediyenin mücavir alanı olur.
6360 sayılı uyarınca, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu 2.000’in altında kalıp da 30 Mart 2014 tarihindeki mahalli idareler genel seçiminden geçerli olmak üzere tüzel kişilikleri kaldırılarak köye dönüştürülen belediyelerin varsa mücavir alan sınırları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kalkar. Kanun’un Geçici 2’nci Maddesi’nin 5’inci fıkrası uyarınca köye dönüştürülen belediyelerden tüzel kişiliği sona ermeyen belediyeye mahalle olarak katılan belediyelerin varsa mücavir alanları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın katıldıkları belediyenin mücavir alanı sayılır. Ancak köye dönüştürülen belediyelerden başka il ya da ilçe mülki sınırındaki bir belediyeye katılım olması durumunda belediye sınırı ile birlikte mülki sınır değişmiş ise, bir belediyenin başka bir il ve/veya ilçe sınırında mücaviri olamayacağından, başka bir il ve/veya ilçe sınırında kalan mücavir alan sınırları herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ortadan kalkar.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 27. Maddesinin 3 ve 4üncü fıkralarında “Köy yerleşik alan sınırı içerisinde, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanmaz.Köy yerleşik alan sınırlarının parselleri bölmesi durumunda yerleşik alan sınırı 5403 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın ifraz hattı olarak kabul edilir.” İfadeleri yer aldığından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından görüş alınmasına gerek bulunmadığı değerlendirilmektedir. Ayrıca “Köy ve mezraların yerleşik alanı ve civarının tespiti, valiliklerce birisi harita mühendisi olmak üzere en az üç kişilik bir komisyon tarafından yapıldığı için komisyonun çeşitli verileri dikkate aldığı düşünülmektedir.
3194 sayılı İmar Kanununun 27nci Maddesine göre köy yerleşik alan ve civarı lüzum görülmesi durumunda tekrar tespit edilebilir. Bu tespitler yapılırken Yönetmelikte yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğin 43üncü Maddesine göre tespit yapılacaktır. Ancak normlar hiyerarşisine göre maddenin son fıkrasının uygulanması mümkün olamayacaktır.
İmar Planı olan köylerde imar planına göre uygulama yapılması, İmar Planı sınırı dışında kalan meskûn alanlarda mümkünse imar planı yapılarak bu alanların planlı olarak gelişmesine olanak sağlanması esastır. Ancak kısa vadede imar planı yapılamıyorsa bu alanlarda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 27nci Maddesi ve Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 43üncü Maddesi uyarınca imar planı sınırları haricinde Köy ve mezraların yerleşik alanı ve civarının tespiti yapılabilir. İmar planı sınırları içerisinde imar planı kararları, plan hükümleri ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, plan dışında tespit edilen alanlarda ise Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine göre uygulama yapılacaktır.
Köye dönüşmeden önce belediye yetkisi altında kalan alanlarda, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nin Tanımlar Bölümünün 4. Maddesinin Birinci Fıkrası Birinci Bendine göre “Yerleşik alan” tespiti yapılmış ise bu yerlerde mevcut yerleşik alan dikkate alınarak Yönetmeliğin 43üncü Maddesi uyarınca imar planı sınırları haricinde Köy ve mezraların yerleşik alanı ve civarının tespiti veya genişletilmesi yapılabilir.
İmar Planı bulunmayan ve “Yerleşik Alan” tespiti yapılmamış olan yerlerde Yönetmeliğin 43üncü Maddesi uyarınca Köy ve mezraların yerleşik alanı ve civarının tespiti yapılması mümkündür.