Bakan Sarı: “Ülkemiz çevre ile ilgili tüm anlaşmaları; AK Parti iktidarlarında imzalamıştır”
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleşen “Ulusal Heyelan Sempozyumu’na; Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı katıldı.
Bakan Sarı; yaptığı konuşmada, iki kıtayı birbirine bağlayan Türkiye’nin jeo-politik ve jeo-stratejik konumu itibariyle “merkez ülke” konumunda olduğunu ifade etti.
“Afetlerin başlıca sorumlusu insandır”
Türkiye'nin jeolojik olarak da doğal afetlere karşı çok hassas bir konuma sahip olduğunu aktaran Bakan Sarı, "Birçok afetin başlıca sorumlusu ise bizler, yani insandır. İnsanoğlunun sorumlu olduğu doğal problemlerin toplamı; küresel ısınmadır, iklim değişikliğidir. Her türlü tabii afette, direkt veya dolaylı payı olan iklim değişikliği hayatımızı derinden etkiliyor” diye konuştu.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı küresel ölçekte acil önlemlerin alınması, iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Sarı, şunları kaydetti:
“Türkiye olarak; dünyamızı en az kirleten ülkelerden biri olmamıza rağmen, iklim değişikliği ile mücadelede üzerimize düşen görevden daha fazlasını, tüm kararlılığımızla ortaya koyuyoruz. Gururla söylüyorum! Ülkemizin imzaladığı çevre ile ilgili tüm anlaşmalar, bizim dönemimizde, AK Parti iktidarları döneminde olmuştur.”
“2030 yol haritamız hazır”
Geçtiğimiz hafta BM Genel Kurulu'nda düzenlenen törende, Paris İklim Anlaşması'nı Türkiye adına imzaladıklarını hatırlatan Bakan Sarı, “Küresel iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik, 2030 yol haritamızı belirledik. Sera gazı emisyonlarımızı, 2030 yılında yüzde 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz. Bundan sonra da her platformda, dünyanın geleceğine yönelik fikirlerimizi, projelerimizi anlatacağız, medeniyetimizin en önemli unsuru olan 'doğanın bizlere emanet olduğu' fikrini herkese ulaştıracağız. Bu ve buna benzer çalışmalarla, Türkiye'nin çevre hassasiyetini bir model haline getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Bakan Sarı, Türkiye'de “deprem, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, çığ” gibi doğal afet zararlarının temelinde hep aynı problemlerin yattığına dikkati çekerek, yer seçimi, planlama, yapılaşma ve yapılaşmanın denetimi olarak özetlenebilecek zincirin herhangi bir halkasındaki kopukluğun, giderilmesi mümkün olmayan can kayıplarına dönüştüğünü söyledi.
Afetlerde can ve mal kayıpları yaşanmasının en önemli nedenlerinden birinin yerleşime uygun olmayan alanlardaki yapılaşma olduğuna dikkat çeken Bakan Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu engellemek için iki tip etüt çalışmamız var. Jeolojik-jeoteknik ve mikro bölgeleme etütleri. Bakanlık olarak, afete duyarlı planlama kapsamında mikro bölgeleme etütlerinin ülke çapında yaygınlaştırılmasını amaçlıyoruz, çünkü bu etütlere dayanan analizlerde tehlike ve riskleri belirliyor, yerleşime uygunluk durumlarını ortaya koyuyoruz. Bakanlığımızın kurulduğu Temmuz 2011 tarihinden bu yana çeşitli il ve ilçelerimizde toplam 83 bin 846 hektarlık alana ait 17 mikro bölgeleme etüdü yaptık ve onayladık. Ayrıca, bugüne kadar ülkemiz genelinde yaklaşık 12 bin imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt raporunu tamamladık ve hızlıca onayladık.”
Bakan Sarı, "Afetlerin meydana getireceği zararların önlenmesi ve afet bilincinin oluşturulması, erken uyarı sistemleri ve çevresel koruma çalışmaları, uzun dönemli arazi kullanım planlarının hazırlanması, dayanıklı yapıların inşası ve afet konusunda uygun politikaların belirlenmesiyle mümkündür." değerlendirmesinde de bulundu.
Yapılan konuşmaların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu; katılımcılar ile hatıra fotoğrafı çektirdi.