Kocaeli Kartepe'de "Şehircilik ve Mutlu Şehir" temasıyla düzenlenen Kartepe Zirvesi'nin Onur Kurulu Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, yurt içinden ve dışından son derece kıymetli isimlerin bir araya geldiğini, bu seçkin toplulukla birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Ünlü bir Fransız şairinin, "Eski Paris artık yok, ne yazık! Bir şehrin şekli, bir faninin kalbinden daha çabuk değişiyor." sözlerini hatırlatan Erdoğan, şehirlerin maruz kaldığı değişimin, bugün olduğu gibi dün de insanları endişelendiren hususlardan biri olduğunu kaydetti.
"İKİ ŞEHRİ BİRBİRİNDEN AYIRAN, KOORDİNATLARI DEĞİL KİMLİKLERİDİR"
Erdoğan, ihtiyaçların hemen her gün farklılaştığı değişim çağında yaşandığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Şehirlerin sınırları aynı kalıyor fakat hafızaları ve ruhları, günün şartlarına göre bazen genişliyor bazen daralıyor çünkü şehirler, ruhları olan canlı organizmalar gibidir. Bir şehir, her gün yeniden inşa edilir ya da onlardan koparılan tarihle yıkılır. Bir şehrin kimliği ile o şehirde yaşayan insanların kimliği daima alışveriş halindedir. O nedenle yeni tanıştığımız kişiye ilk sorduğumuz soru, memleketi değil midir? İki şehri birbirinden ayıran, koordinatları değil kimlikleridir fakat son yıllarda görüyoruz ki şehirler artık birbirlerine daha çok benzer hale geldi. Küreselleşme, kimlikleri tek tipli hale getirirken, şehirleri de çoraklaştırdı."
Şehirlerin, artık yeni sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum, şehir kavramını yeniden yorumlamayı, trafik, ulaşım, güvenlik ve atık yönetimi gibi alanlarda yeni çözümler üretmeyi gerektiriyor. Tüm bunlara, dünya metropollerinin kendi aralarındaki rekabet de eklenince, teknolojik altyapıyla kültür atlasını uyumlu kılacak yeni yaklaşımlar gerekiyor. Bu nedenle bundan sonraki yol haritamız; akıllı, mutlu ve kültürlü şehirler inşa etmek olmalı. Tüm alanlarda olduğu gibi şehirlerimizi dönüştürmede de insan odaklı bir yaklaşım benimsemeliyiz. İnsanın fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını önceleyen politikalar geliştirmeliyiz. Sadece İstanbul'da değil, tüm şehirlerimizde, o topraklardan gelmiş geçmiş medeniyetlerin izlerini okuyabileceğimiz evrenler kurmalıyız. İnsanın aidiyet duygusunu artıran, yerel malzemenin geleneksel mimari ile buluştuğu projelere daha da ağırlık vermeliyiz. Toprakla ilişkisini kesen değil, yere sağlam basan, çevrenin doğal bir parçası olan mimariye geçmeliyiz. Şehirlerimiz, genç yaşlı, kadın erkek, özel ihtiyaç sahibi, engelli bireylerin ihtiyaçlarına cevap verecek, daha katılımcı hale gelmelidir."
"ŞEHİRLERİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ DE ATIK MESELESİ"
Erdoğan, şehirlerin en önemli sorunlarından birinin atık meselesi olduğunu belirterek, kentlere göçün artmasıyla doğru orantılı olarak atık miktarının da artığını bildirdi.
Plastiğin, ne yazık ki tüm dünyayı esir aldığına işaret eden Erdoğan, "Korkum o ki 21. yüzyıl, ne bilgi, ne teknoloji; tarihe 'plastik çağı' olarak geçecek. Araştırmalar, 2050'de okyanuslarda balıktan çok plastiğin yüzeceğini gösteriyor. İşte bu gerçeklerden hareketle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla 2017'de Sıfır Atık Projesi'ni başlattık. İlk etapta kamu binalarımız sisteme dahil oldu." diye konuştu.
“ŞEHİRLER SAKİNLERİNİN AYNASIDIR VE HATTA AYNISIDIR”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise zirvede yaptığı konuşmada doğal sit alanlarında, yaylalarda, koylarda, kıyılarda kaçak yapılaşmayla mücadele ettiklerini belirterek, "Tıpkı Kapadokya'da, Ayder'de, Uzungöl'de, Salda'da ve Bodrum'da olduğu gibi kaçak yapılaşmaya hiçbir şart altında müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu çerçevede şu an bin 110 olan imar denetçi sayımızı 2 kat artırdık. 2 bin 100 imar denetçimizle kaçak yapılaşma ve imara, plana, ruhsata aykırı yapılaşmaları tespit ederek kararlı bir şekilde bu yapıların yıkımını gerçekleştireceğiz." dedi.
Kurum, medeniyetlerinin şehre dair her konuya cevap veren bir şehircilik anlayışı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Buna göre, şehirler sakinlerinin aynasıdır ve hatta aynısıdır. İnsan neyse şehir odur çünkü insan, inşa ettiği şehirlerde, sadece bina yapmaz, dahası, benliğini de ortaya koyar, kimliğini de gösterir, adeta kendisini taşa toprağa işler. Bu nedenledir ki şanlı tarihimiz boyunca atalarımız, insanın gittiği her yerde ihtiyacına kamil manada cevap vermiştir. Atalarımız bir yere yerleştiklerinde oraya hemen mescit yapmış, medrese yapmış, hamam, köprü ve kervansaray yapmış, ağaçlarını hızlıca dikmiş ve evlerini de bu dokuya uygun bir şekilde inşa etmiştir."
"YÜZLERCE YILLIK BİR İMAR, İNŞA VE İHYA GELENEĞİNE SAHİBİZ"
Kurum, 21. yüzyılda şehirlerde hissedilen o eski mutluluğu yeniden yakalamak için gecelerini gündüzlerine katarak çalışacaklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Şehirlerimizde ecdadımızın bize gösterdiği şehircilik örneklerine yenilerini ekleyeceğiz. İnşa ve ihya geleceğine sahip olduğumuz ve bu geleneği de sürdüreceğimiz önemli projeleri hayata geçireceğiz. Buna ilişkin son 18 yılda dahi adımlar attık. Şehirleşmeden, sanayileşmeden bahsediyoruz... Ülkemizin çok büyük bir problemi vardı; çarpık kentleşmeyle mücadele ettik. Gecekondulaşma gibi önemli bir sorunla mücadele ettik. 18 yılda - dünyanın neresine giderseniz gidin, bunun başka bir örneğini de göremezsiniz - 850 bin yeni konut yaparak gecekondulaşmaya, şehirlerin merkezlerindeki sağlıksız yapılaşmaya son verecek önemli bir adımı attık çünkü o gün için ülkemizde dar ve orta gelirli vatandaşlarımız için hızlı şekilde konut üretme gündemimiz vardı. Hamdolsun bunun üstesinden geldik."
"Bugün ihtiyacımız olan şey ise medeniyet değerlerine uygun, mahalle kültürünü yaşatan, az katlı, şehirler inşa etmek." vurgusu yapan Kurum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhuna ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı şehircilik manifestosuna uygun önemli adımlar attıklarını anımsattı.
Yaptıkları değişikliklerle planlama, projelendirme ve uygulama süreçlerini seri bir şekilde başlattıklarını aktaran Kurum, Antalya'da yaptıkları "2023'e Doğru Çevre ve Şehirciliğin Geleceği İstişare Toplantısı" ile şehircilik vizyonunu tüm detaylarıyla ortaya koyduklarını bildirdi.
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ EYLEM PLANI HAZIRLADIK"
Ulusal Mekansal Strateji Planı'na göre tarım, turizm, kültür ve sanayi alanları başta olmak üzere şehirlerde yapılacak tüm yatırımların en doğru şekilde gerçekleşmesini sağladıklarını anlatan Kurum, bu planlamanın bu yıl itibarıyla biteceğini söyledi.
Sanayici ve turizmcinin bu plana göre hareket edeceğini ifade eden Kurum, plana göre birçok sanayi ve çevresel tartışmanın sona ereceğini kaydetti.
Kurum, iklim değişikliğiyle ilgili 7 bölgeye ilişkin eylem planı hazırladıklarını aktararak, "İlk Karadeniz'den başladık. Karadeniz'deki eylem planımızla tüm dünyanın ve ülkemizin de etkilendiği iklim değişikliğiyle mücadele noktasında 15 maddelik çok önemli bir karar aldık. Bunu da şehirlerimizde uygulamaya başladık." dedi.
Türkiye'nin deprem bölgesinde yer aldığına işaret eden Kurum, yapıları ve şehirleri depreme hazırlıklı hale getirmek durumunda olduklarını söyledi.
Kurum, Kocaeli'de bu çerçevede büyük yatırımlar yaptıklarını vurgulayarak, 8 maddelik Kentsel Dönüşüm Eylem Planı ile şehirlerde hızlı dönüşümleri yapacaklarını kaydetti.
Kentlere gittiklerinde öncelikleri belirleyip bunları yaptıklarını dile getiren Kurum, tarihi kent meydanlarını yeniden gün yüzüne çıkardıklarını bildirdi.
Ekolojik kültürün çevreyle başladığını anlatan Kurum, bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerindeki Sıfır Atık Projesi ile önemli adımlar atıldığını söyledi.
Kurum, depozito uygulamasını 2021'de hayata geçireceklerini kaydederek
, "Ham madde olarak ihtiyaç duyup ithal ettiğimiz bu çöpü geri kazanımla ülkemizde, o geri kazanım oranını da yüzde 35'lere çıkararak ham maddeyi ülkemizde ürettiğimiz malların geri dönüşümüyle sağlamış olacağız. Bu çöp ithalatına müsaade etmeyeceğiz. Hem tasarruf edeceğiz hem de istihdam sağlayacağız." dedi.
"KORUNAN ALAN MİKTARIMIZI ARTIRACAĞIZ"
Bakan Kurum, 81 ilde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonuyla Millet Bahçesi projeleri gerçekleştirdiklerini dile getirerek, "Bu proje şehirler adına o kadar önemli ki yurt dışına gidip gezdiğimizde büyük millet bahçelerini ve parklarını görüyoruz. Dünyaya örnek parklar var. Kişi başı yeşil alan miktarı bizim ülkemizde 8 metrekare. Gelişmiş ülkelere baktığınızda 15-20 metrekarelere geliyor. Bu projeyle 2023'e giden yolda şehirlerimizin yeşil alan miktarını 15 metrekareye çıkarmak istiyoruz. Sadece illerimizde, il merkezlerimizde değil, ilçe merkezlerine dâhil millet bahçeleri yapıyor ve ülkemize yeni güzellikler kazandırıyoruz. Korunan alanlarımız şu an yüzde 9. OECD verilerine göre bu korunan alanların yüzde 17'ye gelmesi gerekiyor. 2023'e kadar hem korunan alanlarımızın hem de doğal sit alanlarımızın özel çevre koruma bölgesi alanlarımızın sayısını ve miktarını artırarak ülke topraklarımızın yaklaşık yüzde 17'sine getireceğiz." ifadelerini kullandı.
Doğal sit alanlarında, yaylalarda, koylarda, kıyılarda kaçak yapılaşmayla mücadele ettiklerinin altını çizen Kurum, "Tıpkı Kapadokya'da, Ayder'de, Uzungöl'de, Salda'da ve Bodrum'da olduğu gibi kaçak yapılaşmaya hiçbir şart altında müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu çerçevede şu an bin 110 olan imar denetçi sayımızı 2 kat artırdık. 2 bin 100 imar denetçimizle kaçak yapılaşma ve imara, plana, ruhsata aykırı yapılaşmaları tespit ederek kararlı bir şekilde bu yapıların yıkımını gerçekleştireceğiz." dedi.
Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yatay şehircilik anlayışıyla bir başka önemli proje başlattıklarını anlatarak, "81 ilimizde 50 bin Sosyal Konut Projesi'ni başlattık. Buna baktığımızda örneklerini göreceksiniz, az katlı, zemin artı 4-5'i geçmeyen, şehrimizin kültürünü, ruhunu yansıtan projeler olacak. Orada oturan vatandaşlarımız Sıfır Atık Sistemi'ne uygun konutlarda yaşayacaklar. Tüm bu saydığımız projelerimizle amacımız, milletimizin gönlünü kazanmak, gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır." diye konuştu.
İnsanı merkeze almadan ne kadar modern şehirler yapılırsa yapılsın hiçbir değeri olmadığını belirten Kurum, insanların ihtiyaçlarını gidermek için çalıştıklarını bildirdi.
Salonda bulunan mimarların, mühendislerin, yazarların, akademisyenlerin katkılarıyla şehirlerin, bugünden çok daha farklı, çok daha güzel olacağına inandığını anlatan Kurum, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak tüm imkânlarımızla Kartepe Zirvesi'nden çıkacak fikirlerin, önerilerin takipçisi olacağız. Hem şehirlerimizin ihyası hem de mutlu insanların mutlu şehirlerini kurmak için istifade edeceğiz. Mekâna yaslanarak zamana hitap edeceğiz, kendi şehir modelimizi dünyaya ve asrın idrakine sunacağız." değerlendirmesinde bulundu.