Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi'nde ilk 20 metrede müsilaja rastlanmadığını belirterek, "Sonraki 10 metrede müsilaja rastlanıyor. Orta kademede müsilaj sıkışmış durumda. Bilim insanlarımız Marmara Denizi'nde yeni bir müsilaj oluşumunu beklemediklerini ifade ediyorlar." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla oluşturulan Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu, Kurum başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde ikinci kez toplandı.
Kurum, toplantının ardından yaptığı açıklamada, binlerce kişilik uzman ekibin karadan, denizden ve havadan yaptığı çalışma sonucunda Marmara Denizi'nin 1 ay öncesine göre çok daha temiz ve sağlıklı bir hale getirildiğini söyledi.
Önceki toplantıda alınan kararlara ve gelinen aşamaya değinen Kurum, şu bilgileri verdi:
"Geçtiğimiz toplantıda 14 alt çalışma grubu kurma kararı almıştık. Alt çalışma gruplarımızın yaptığı çalışmalarla 445 evsel, kentsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisi yerinde incelendi. Mevcut durumlarını tespit ettik, ihtiyaçlarını belirledik. Kirlilik yüklerini ortaya koyduk. Marmara'da tüm günlük toplam 5,7 milyon metreküp atık su oluşuyor. Bunun da yüzde 90'ı kentsel atık sulardan oluşuyor. Bu havzada 246 kentsel atık su arıtma tesisi mevcut. Doğal arıtmalar hariç 211 tesisi yerinde inceledik. Sonuç olarak 445 tesisin 244'ünde herhangi bir revizyona ihtiyacımız yok. 46 tesisin arıtma kapasitesini hemen artıracağız. 66 tanesini hızlıca bakım ve onarıma alacağız, 26 tesisimizi 3 yıl içinde hemen yeniden yapacağız."
"175 işletme ve 11 gemiye 23,5 milyon lira ceza uyguladık"
Kurum, Marmara Denizi'ne kıyısı olan illerde denetimlerin sürdüğünü ve bugün itibarıyla 2 bin 517 atık su numunesi alındığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Yapılan denetimler kapsamında 2 bin 517 adet atık su numunesi aldık. Bu numuneleri, analizleri yapılmak üzere Bakanlığımız Çevre Referans Laboratuvarı ile yetkili çevre laboratuvarlarına gönderdik. Yaptığımız denetimlerle 175 işletme ve 11 gemiye toplamda 23,5 milyon lira ceza uyguladık. 52 işletmeyi de çevre mevzuatına aykırı fiilleri nedeniyle faaliyetten men ettik. Tarım ve Orman Bakanlığımızla 7 ilimizde toplam 53 proje alanındaki 128 bin hektar araziyi sulamak için modern sulama sistemlerini hayata geçirmek üzere yüzde 50 hibe desteği hayata geçirilecek. DSİ bölge müdürlüklerimizle de derelerin getirdiği kirliliği engellemek için yapay sulak alan bölgeler oluşturulması başlatıldı."
Bakanlığa ulaşan 9 talebin Bilim ve Teknik Kuruluna sunulduğunu ifade eden Kurum, Marmara Denizi'ndeki küçük ölçekli balıkçılara verilecek desteği 2 bin-2 bin 900 liraya çıkardıklarını bildirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Bakanlığımız tarafından yapılan inceleme sonucunda yüzme suyu alanlarında herhangi olumsuz bir sorunla karşılaşılmadı. Vatandaşlarımız rahatlıkla denize girebilirler, balık yiyebilirler. Bugün Marmara Deniz'i yüzeyindeki müsilaj yok denecek durumda." dedi.
Denetim çalışmaları
Müsilaj probleminin başladığı günden bu yana 234 istasyonda 40 gün boyunca çeşitli derinliklerde tarama ve araştırma yapıldığını belirten Kurum, "İlk 20 metrede artık müsilaja rastlanmıyor. Sonraki 10 metrede müsilaja rastlanıyor. Orta kademede müsilaj sıkışmış durumda. Bilim insanlarımız Marmara Denizi'nde yeni bir müsilaj oluşumunu beklemediklerini ifade ediyorlar." diye konuştu.
Kurum, Marmara Denizi'nin tamamını koruma alanı olarak belirlemenin önemine işaret ederek, şunları söyledi:
"Önceki toplantımızda gerekli çalışmaların 2021 sonuna kadar tamamlanacağını belirtmiştik. Çevre ve Tabiat Varlıkları Kurulu, Üniversiteler ile Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından çalışmalar tamamlanacak, tespitler bitecek. Arıtılmış atık suların yeniden kullanımı için gereken ilave yatırım ihtiyaçlarının desteklenmesine karar vermiştik. Endüstriyel tesislerdeki suyun tekrar kullanılmasına yönelik, bertaraf sularının soğutularak yeniden kullanılmasına yönelik adımlarımızı da atmış olacağız."
Sıkılaştırılmış denetim çalışmalarına değinen Kurum, "1 Haziran-13 Temmuz arasında Bakanlığımızca yetki devri yapılan kurumlarımız aracılığıyla toplam 4 bin 412 deniz kirliliği denetimi yaptık. 11 gemiye 2,5 milyon lira ceza uyguladık." diye konuştu.
Bakan Kurum ve Bakan Pakdemirli Marmara Denizi'ne 15 ton midye bıraktı
Toplantının ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Marmara Denizi'ne 15 ton midye bıraktı.
Bakan Kurum ve Bakan Pakdemirli, Yenikapı iskeleden biyoçeşitliliği artırmak için denize levrek ve kalkan balığı saldı. Daha sonra Yenikapı'dan tekne ile denize açılan Bakan Kurum ve Bakan Pakdemirli, "Marmara Denizi Eylem Planı İstanbul Yapay Resif Projesi 2. Etap Resif Atımı" kapsamında Sarayburnu açıklarında denize 15 ton midye bıraktı.
Bakan Kurum, burada yaptığı açıklamada, 8 Haziran'da 11 bin hektar alanda etkili olan müsilajın, yapılan çalışmalar neticesinde Marmara Denizi'nde yok denecek seviyeye indirildiğini bildirdi.
Bu yıl yeni müsilaj oluşumu beklemediklerini ifade eden Kurum, "Yapılan ön çalışmalarla bunu öngörüyoruz. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere çevre, doğa koruma hassasiyeti gösteren herkese çok teşekkür ediyorum. Marmara'mız bugün, 1 ay öncesinden daha temiz hale geldi." dedi.
Murat Kurum, 22 maddelik eylem planı açıkladıklarını anımsatarak, alt çalışma gruplarının yoğun bir şekilde çalıştığını, arıtma tesislerine yönelik anlık izleme programının yıl sonuna kadar tamamlanacağını söyledi.
Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnşallah hep birlikte Marmara'mızı kurtaracağız. Eylem planı içerisinde bilimsel çalışmalar var. Bunun dışında da Tarım ve Orman Bakanlığı'mızın da işin başından beri çok destekleri oldu. Adımları, tüm bakanlıklarımızın destekleriyle atmaya gayret ediyoruz. Gerek yapay resiflerin bırakılması, gerek midyelerin bırakılması balık popülasyonunun artması adına balıklarımızı bırakmış olduk."
"Tuz Gölü'nü korumak adına tüm adımları atıyoruz"
Tuz Gölü çevresinde flamingo ölümlerinin sorulması üzerine Bakan Kurum, konunun araştırıldığını söyledi.
Türkiye'de 18 özel koruma bölgesinden birinin de Tuz Gölü olduğunu belirten Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tuz Gölü, gerek endemik türlerin, gerek yaban hayatı, gerekse flamingoların ender üredikleri alanlardan bir tanesi. Tuz Gölü'nü korumak adına tüm adımları atıyoruz. Gölün etrafındaki suların arıtılarak göle atılması, gerek üreme alanlarının ıslahı, gerekse orayı ziyaret eden vatandaşların bilinçlendirilmesi gibi bu bölgenin korunması adına birçok adım attık. 1997 yılında buradaki flamingo sayısı 4 bin civarındayken, 2020 yılında yaklaşık 20 bin tane flamingo tespit edildi. Yavru flamingoların ölüm haberi hepimizi üzdü. Hemen Konya Valiliği'miz ölüm nedenlerine ilişkin çalışmayı başlattı."