ATATURK

Dünya Kadastro Zirvesi'nde İstanbul Deklarasyonu Yayınlandı

24 Nisan 2015
 Dünya Kadastro Zirvesi'nde İstanbul Deklarasyonu Yayınlandı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bağlı kuruluşu Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen  "Dünya Kadastro Zirvesi"nde İstanbul Deklarasyonu yayınlandı. Türkiye adına deklarasyonu Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce imzaladı.

Haliç Kongre Merkezi'ndeki zirveye katılan 60 ülkenin kamu yöneticileri, uzmanlar ve akademisyenler tarafından imzalanan deklarasyonda, kadastronun temel bir insan hakkı olduğu vurgulandı.

İstanbul Deklarasyonu'nda, iyi işleyen bir kadastronun, mülkiyetin güvence altına alınması, arazi anlaşmazlıklarının azaltılması, emlak vergilendirmesinin desteklenmesi, kredi güvenliğinin sağlanması, arazi kaynaklarının korunması, çevrenin izlenmesi, kent planlama ve altyapı gelişiminin iyileştirilmesi gibi birçok görevi yerine getirdiğine işaret edildi.

Kadastroya düşen en önemli görevin, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi olduğu belirtilen deklarasyonda, "Toplantının ana hedefi, kadastro için en uygun idari ve teknik seçeneklerin ele alınarak kalkınmanın farklı aşamalarında olan ülkelerin farklı ihtiyaçlarının karşılanması olmuştur. Toplantıda kalkınmanın farklı aşamalarında olan her ülkenin kadastroya yönelik ihtiyaçlarının farklı olduğu kabul edilmiştir. Kadastro sistemlerinin en temel nedenleri ekonomik kalkınma, çevre yönetimi ve sosyal istikrar olarak kabul edilse de her ülke bulunduğu kalkınma aşamasında farklı alanlara daha çok önem gösterecektir" denildi.

Herkesin menfaatine uygun, küresel çevre ve kalkınma sistemini koruyan uluslararası anlaşmalara yönelik çalışılarak, dünyanın bütünlüğünün ve bağımsızlığının farkındalığı vurgulanan deklarasyonda, ön plana taşınan görüşler 22 madde olarak ele alındı.

İnsan-arazi ilişkisinin dünyanın var oluşuyla birlikte başladığı ve medeniyetler boyunca hep önemini koruyarak günümüze kadar devam ettiği aktarılan deklarasyonda, arazinin yaşamın tabanı, bireyler ve ülkeler için varlık gerekçesi, geleceğin teminatı ve ekonominin temel taşı olduğu kaydedildi.

- "Kadastro evrensel bir kavram"

Deklarasyonda kadastronun, temel bir insan hakkı olan mülkiyet hakkını desteklemesi gerektiğine vurgu yapılarak, şöyle denildi:

"Kadastro evrensel bir kavram olup, her çeşit arazi ve mülk yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin resmen haritalandırılıp, sistematik bir biçimde kayıt altına alınması işi olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla kadastro; araziyle ilgili sahiplilik, kısıtlama ve sorumluluk kayıtlarını parsel tabanlı olarak, tapu ile belgeleyen, arazilerin 'kimin, nerede ve ne kadar olduğu' sorularına yanıt veren önemli bir kamu envanteridir. Bu nedenle kadastro, küreselleşen ve gelişen dünyamızda, ülkelerin kalkınması ve bireylerin gelecekleri için büyük önem arz etmelidir. Dünya üzerindeki ulusal kaynakların, uluslararası kamusal mal olduğu varsayımından hareketle, bu kaynakların kullanımı ve yönetimi konusunda, uluslararası hukuk ilkeleri arasına dahil edilebilecek temel ilkelerin belirlenmesi ile insanlığın yaşam güvencesinin sağlanmasında anahtar yol haritası oluşturulabilmelidir. Dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan kadınların, mülkiyetin çok daha az oranına sahip olmasının yarattığı açık eşitsizliğin giderilmesi ile kadınların ekonomik hayata katılımının daha etkin olması, kadınların sosyal hayatta daha aktif rol olması ve fakirliğin azaltılmasında önemli etkiye sahip olabilmelidir. Arazi nesnesi olarak tanımlanan arsa, arazi ve bina bölümlerinin yanı sıra bu taşınmazlar üzerinde tasarruf/kullanma/yararlanma hakkı olan özel ve tüzel kişilere de eşsiz numara verilebilmesi, böylece, dünya üzerinde, taşınmazlarla kişiler arasındaki ilişkilerin ve hak sahipleriyle taşınmazlar arasında ilişkilerin oluşturulması gerekmektedir."

Kadastronun, taşınmazların niteliğine ve sahipliğine bakılmaksızın kara ve sulardan oluşan tüm ülke yüzeylerini kapsaması gerektiği belirtilen deklarasyonda, kadastronun sorumluluğunda olan sahiplik, değer ve kullanım bilgilerinin doğruluğunun sağlanması ve gerçek zamanlı olarak güncellenmesi gerektiği kaydedildi.

Deklarasyonda, küresel ölçekte hızla tükenen doğal kaynağın topraklar olması nedeniyle kadastronun küresel ölçekte bir eylem olduğu algısı ve çevre duyarlı yeşil kadastro anlayışının hakim kılınmasının zorunluluk olduğu belirtildi.

Birleşmiş Milletler bünyesinde küresel ölçekte bir "Uluslararası Kadastro İşleri" yapılanması ile "Kadastro Araştırma-Geliştirme Merkezi"  kurulması sayesinde, ülkelerin uzmanlarının, öncü akademisyen ve araştırmacıların oluşturduğu bu kurumdan eğitim alarak küresel sorunlara çözüm üretilmesi gerektiği dile getirildi.