ATATURK

Dönüşüm Devam Ediyor

17 Ağustos 2013
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor
Dönüşüm Devam Ediyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim millet olarak deprem olursa ne yapmalıyız aşamasından deprem olmadan ne yapmalı aşamasına çok hızlı şekilde geçmemiz gerekiyor. Hedefimiz yara sarmaktan öte yara almamak olmalı. Depremlere müdahaleden önce muhtemel deprem durumunda zararı azaltmak gayemiz olmalı. Bizim artık enkaz altından nasıl çıkarırız değil enkaz altında nasıl insan kalmaz ona yönelmemiz, buna yoğunlaşmamız lazım" dedi.

Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Yıldırım ilçesi Mevlana Mahallesi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm Töreni'ne katıldı.

Başbakan Erdoğan, törendeki konuşmasına, Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Bursa ile 46 şehir için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ederek başladı.

Erdoğan, 17 Ağustos 1999 depreminin 14. yılında çok büyük bir kentsel dönüşüm hamlesinin başlangıcını yaptıklarını belirterek, "Bu vesilesiyle 17 Ağustos depreminde kaybettiğimiz kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyor, mekanları cennet olsun diye dua ediyoruz" dedi.

Gölcük merkezli depremde, Sakarya, Kocaeli, Yalova, İstanbul, Eskişehir, Bolu ve Bursa’da 18 bin 243 kişinin hayatını kaybettiğini, 378 bin yapının hasar gördüğünü anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin kaybı yaklaşık 12 milyar dolar oldu .17 Ağustos depreminin ardından, Düzce depreminin ardından can ve mal kayıpları gerçekten çok yüksek oldu ancak bu depremler bize ibretlik dersler verdi. O günleri hatırlayın. Deprem saat 03.00’te oldu ama kriz merkezi ancak 06.30’da toplanabilmişti. Yedi şehri etkileyen depreme müdahale edebilecek tüm ülke çapındaki arama kurtarma ekibi sadece 110’du. Yollar kapanmış, açılması 48 saat sürmüş, Türkiye’nin çadır stoğu yetersiz kalmıştı. Günlerce, haftalarca, enkaz kaldırılamadı. Enkazların altından, cesetler maalesef çıkarılamadı. Depremzedeler, aylarca sokaklarda kendi imkanlarıyla barınmak zorunda kaldı. Can kayıplarının kaydı dahi tutulamadı. Can kaybı sayısı tam olarak tespit edilemedi. Afet sonrasında hazırlıksızlığın, imkansızlığın, koordinasyonsuzluğun ve beceriksizliğin de çok ağır bedelini ödedik."

Büyük depremden ders alarak başta depremler olmak üzere afetlere hazırlıklı hale gelmek için yoğun gayret sarf ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Afetlere müdahale birimleri oluşturduk. Varolan birimleri güçlendirdik, ihtiyaç duyacağımız araç gereçleri artırdık. Depreme yönelik eğitimleri artırdık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başbakanlığı (AFAD) kurarak tüm bu işlerin koordineli bir şekilde yürütülmesini sağladık. Bingöl depreminde başarılı bir operasyon gerçekleştirdik. Ardından Van depremi, en son meydana gelen o depremde, çok hızlı şekilde müdahale ettik. Çok kısa sürede arama kurtarma, enkaz tespit çalışmalarını tamamladık. Vatandaşların, yaralarını sardık, ihtiyaçlarını çok hızlı şekilde temin ettik" dedi.

-"Muhtemel depremleri artık biliyoruz"

Van’da deprem meydana geldiği dönemde ilin valise olan Münir Karaloğlu’nun gece gündüz demeden gayret sarft ettiğini ve bu gayretin mükafatı olarak da kendisini Bursa Valiliğine tayin ettiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AFAD’ın ve diğer kurumlarımızın, Van depreminde ortaya koyduğu performans bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalarını ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Bakınız, bizim ülkemiz deprem kuşakları üzerinde bulunan bir ülke. Bunun bilmeniz lazım. Bilim insanlarımız deprem konusunda çok önemli çalışmalar yaptılar. Hangi bölgede hangi fay hattında deprem beklenildiğini, muhtemel depremleri artık biliyoruz. Yani bizim millet olarak deprem olursa ne yapmalıyız aşamasından deprem olmadan ne yapmalı aşamasına çok hızlı şekilde geçmemiz gerekiyor. Hedefimiz yara sarmaktan öte yara almamak olmalı. Depremlere müdahaleden önce muhtemel deprem durumunda zararı azaltmak gayemiz olmalı. Bizim artık enkaz altından nasıl çıkarırız değil enkaz altında nasıl insan kalmaz ona yönelmemiz, buna yoğunlaşmamız lazım. Zira ölümüe sebep ola deprem değil ,ölüme sebep olan depreme hazırlıksızlıktır, tedbirsizliktir. Sıkça söylendiği gibi deprem değil, bina öldürür. “

-“Bu yıkımlar inşallah yeni bir dirilişin alemeti olacak”

“Depremleri, afetleri önlemek gücüne sahip değiliz. Öyleyse depreme hazırlıklı olmayı, afetlere karşı mütehayyiz olmayı öğrenmemiz, buna göre tedbirlerimizi artırmamız gerekir” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hükümet olarak, Türkiye genelinde kentsel dönüşümleri en çok da bu amaçla başlattık, kararlılıkla sürdürüyoruz. Sağlıksız, çürük, en küçük sarsıtınta yıkılması, muhtemel binaları tek tek tespit edip, sakinleriyle anlaşarak yıkıyor, yerlerine depreme dayanıklı binalar inşa ediyoruz. Benim vatandaşıma insanca yaşayabileceği binaları yapıyoruz. Niçin, benim vatandaşım çürük binalarda yaşasın, altyapısı olmayan binalarda yaşasın? İşte bugün Bursa Yıldırım başta olmak üzere, ülkemizin 46 vilayetinde yıkımlar yapacağız. Ama bu yıkımlar inşallah yeni bir dirilişin alemeti olacak. Kenset dönüşüm seferberliğinin ilk adımını 6 Ekim 2012 tarihinde başlattık, adımımızı attik ve 35 ilimizde afetlere dayanıksız 3 bin 169 bina, 6 bin 404 bağımsız bölüm ve 34 hizmet binasının yıkımını gerçekleştirdik. Bu yıl da İstanbul’da yaptığımız törenle Türkiye genelinde 33 bin 529 bağımsız bölümün dönüşümünü başlattık. Şimdi de Bursa’da 3. kensel dönüşüme başlıyoruz. Bursa ile 46 ilde toplam 87 bin 628 konutun dönüşümünü başlatıyoruz. Bu seferberlik inşallah dalga dalga yayılacak."

Erdoğan, Türkiye genelindeki sağlıksız, afetlere dayanıksız tek bir ev kaymayıncaya kadar bu dönüşüm projelerini sürdüreceklerinin altını çizerek, "Yıldırım ilçemizdeki manzarayı hepiniz biliyorsunuz. Bu konutlar inşa edilirken maalesef denetim yapılmamış, sağlıksız, birbirine geçmiş, plansız yapılar, ambulans, itfaiye araçlarının giremediği dar sokaklar, çocukların oyun oynayacak, yaşlıların dinlenecek bir parklarının dahi olmadığı mahalleler… En küçük sarsıtında olduğu yere yığılıcak çürük binalar, benim vatandaşım, böyle bir ortamı, çevreyi hak etmiyor. Hiç kimse benim Bursalı kardeşimi, benim Vanlı, Kayserili, Erzurumlu, Ağrılı kardeşimi böyle yapılara, böyle sokaklara, şehirlere mahkum edemez" diye konuştu.

Güçlü devletin, vatandaşına, sağlıklı şehir, sağlıklı bir çevre sağlayan, konut temin edebilen devlet olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Güçlü Türkiye’nin yansıması olarak güçlü şehirleri, sağlam konutları inşa ediyoruz, inşa etmeye de devam edecegiz. Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hiç kimsenin, hakkının yenmesine göz yummayacağız, ranta asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Rıza göstermeyeceğiz. Sizin yardımınızla, hayır dualarınızla bunu başaracak hem şehirlerin cehresini değiştirecek hem de insanımızın yaşam kalitesini yükselteceğiz. Bunu üstlenen Çevre ve Şehircilik Bakanlığıma, valilerimize, belediye başkanlarımıza, belediyelerin tüm birimlerine şükranlarımı sunuyorum.”