Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulunda bakanlığın 2020 yılı bütçe görüşmelerine katıldı.
Bakan Kurum bütçeye ilişkin yaptığı konuşmasında tarımdan sanayiye, ulaşımdan yeşil alanlara kadar şehirlerin 100 yıllık planlamaları amacıyla Türkiye Mekansal Strateji Planı başlattıklarını ve çalışmalarını 2020 yılı içinde tamamlayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm seferberliği kapsamında 1 milyon 350 bin konutu dönüştürdüklerini açıklayan Kurum, "5 milyondan fazla vatandaşımızın can ve mal güvenliğini sağladık. Proje dahilinde bugüne kadar yaklaşık 13 milyar lira kaynak kullandık. İller Bankamızla da belediyelerimize 4 milyar lira kredi, yüzde 50'ye varan oranda finans desteği sağlıyoruz. Acilen öncelikli 1,5 milyon konutun dönüştürülmesini sağlayacağız." diye konuştu.
Kentsel dönüşüm kapsamında 25 bini İstanbul'da olmak üzere 65 bin konutun inşa çalışmalarının devam ettiğinin altını çizen Kurum, "Kartal'da şubat ayında Yeşilyurt Apartmanı'nın yıkılmasıyla birlikte çalışmalarımızı başlattık. Sadece bu apartman değil, bölgede ne kadar riskli yapı varsa onların tespitini yaptık. İnşallah 15 gün sonra hak sahiplerine teslim edeceğiz. Gaziosmanpaşa, Güngören, Üsküdar, Ataşehir, Başakşehir, Zeytinburnu ve Beyoğlu ilçelerinde de kentsel dönüşüm çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz." bilgisini verdi.
Bakanlık olarak "İklim Değişikliği Eylem Planını" açıkladıklarını hatırlatan Kurum, dere güzergahı üzerindeki konutların taşınması kapsamında Araklı ve Giresun'da yaklaşık 500 konutun inşasına başladıklarını söyledi.
"HER BİR MİLLET BAHÇESİ AFET TOPLANMA MERKEZİ"
Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ), 2003-2019 yılları arasında, yaklaşık 160 milyar lira yatırımla, 857 bin konut ürettiklerini anlatan Kurum, 2019 yılında TOKİ ile 16 milyar liralık yatırım yaptıklarını, 10 ayda 31 bin yeni konutun satışını gerçekleştirdiklerini, 42 bin konutu da vatandaşlara teslim ettiklerini dile getirdi.
Kurum, 6 ilde, büyüklüğü 4 milyon 900 bin metrekare olan, 13 millet bahçesinin açılışının yapıldığını hatırlatarak, 60 ilde yaklaşık 35 milyon metrekare alanda 134 millet bahçesi alanı belirlediklerini söyledi.
Millet bahçelerini 2020 yılında 38 ilde vatandaşların hizmetine sunacaklarını belirten Kurum, 2023 yılına kadar tüm millet bahçesi projelerini tamamlayacaklarını ifade etti.
Her bir millet bahçesinin afet toplanma merkezi olduğunu dile getiren Kurum, deprem anında vatandaşların bu millet bahçesinde toplanabileceğini kaydetti.
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE ARTIK BİR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR"
Kurum, Ayder, Uzungöl, Kapadokya, Salda ve Bodrum başta olmak üzere tüm kıyı ve koylarında tespit edilen 4 bin 200 kaçak yapının tespitini yaptıklarını ve yıkımları gerçekleştirdiklerini belirterek, bu yerlerdeki değişimi fotoğraflarla gösterdi.
Karadeniz'de İklim Değişikliği Eylem Planı'nı açıkladıklarını hatırlatan Kurum, diğer illere yönelik iklim değişikliği eylem planlarını açıklayacaklarını söyledi.
SIFIR ATIK PROJESİ
Kurum, plastik poşetlerin ücretli hale getirilmesi neticesinde yüzde 77 oranında azalmanın sağlandığını anlatarak, proje bittiğinde, yıllık 20 milyar lira tasarruf, 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayacaklarını dile getirdi.
Muhalefet milletvekillerinin "Plastik poşetlerden gelen para ne oldu?" sorusuna Kurum, "14 bin projeye son 16 yılda toplamda 2,5 milyar lira bakanlık olarak destek sağladık. 2019 yılında plastik poşetlerden 220 milyon lira kaynak geldi. Bizim çevre projelerimiz için 659 projeye 527 milyon destek sağladık. Gelen paranın iki katı fazlasını çevre projelerine harcamış olduk." cevabını verdi.
"KANAL İSTANBUL, BOĞAZİÇİ'Nİ KORUMA, KURTARMA PROJESİDİR"
Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili ÇED sürecine de değinen Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, Kanal İstanbul’u, kıyı yapıları, yat limanları, konteyner limanları, lojistik merkezleriyle ülkemizin geleceği için son derece önemli bir proje olarak görüyoruz. Ülkemiz için olduğu kadar, dünya için de çok önemli bir proje olan Kanal İstanbul’un ÇED sürecinde sona yaklaştık. Projemizi, çevre hassasiyetini en üst düzeyde tutarak yürüttüğümüzü altını çizerek belirtmek isterim. Belediyelerle, akademisyenlerle, çevre uzmanlarıyla, kurum ve kuruluşlarla, kaymakamlıklarla ve STK’lerle görüşmeler yaptık."
"Kanal İstanbul, Boğaziçi'ni koruma, kurtarma projesidir. Boğaz’ın özgürlük projesidir." diyen Kurum, İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğinin su dengesini olumsuz etkilediğini söyledi.
Kurum, 1960’lardan bu yana gerçekleşen 6 büyük kazada, 108 bin ton petrolün boğaza aktığını ve 100 kişinin öldüğünü hatırlatarak, "Böyle bir yükü hiçbir boğaz tek başına kaldıramaz. İnşallah, Kanal İstanbul’la hem Boğaziçi'nin yükünü alacağız hem de Boğaziçi'ni gelecek nesillere çok daha güzel bir şekilde miras bırakacağız. Bir daha Boğaz'da telafisi zor olan bu ve benzeri olayların yaşanmaması için çalışıyoruz." dedi.
AK Parti olarak, son 18 yılda, 82 milyon vatandaşın ihtiyacı olan, şehirlerin ihtiyacı olan her projeyi tek tek hayata geçirdiklerini anlatan Kurum, "Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü'nü, İstanbul Havalimanı'nı ve şehir hastanelerimizi nasıl hayata geçirdiysek, Kanal İstanbul'u da aynı şekilde yapacağız ve vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız." ifadesini kullandı.
"BOĞAZİÇİ KESİNLİKLE İMARA AÇILMIYOR"
Boğaziçi Kanunu ile ilgili düzenleme yetkisinin Meclis'te olduğuna işaret eden Kurum, "Bu, bir CHP, AK Parti meselesi değildir. Bu mesele, Büyükşehirden yetki alıp verme meselesi değildir. Meclisin takdiridir. Meclis ne karar verirse o karara uymak zorundayız." diye konuştu.
Boğaziçi meselesinin 16 milyon İstanbullu değil, 82 milyonun hayatını ilgilendirdiğini ifade eden Kurum, "Boğaziçi kesinlikle imara açılmıyor. Boğaziçi'nin tarihi ve doğal dokusu ve siluetini koruyoruz. Yeşil alanları artırıyoruz. Boğaz'da kaçak yapılaşmayla hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu konu, yerel idarelerin çözebileceği bir sorun olmanın ötesine geçmiş, ulusal bir sorun haline gelmiştir." dedi.
Termik santrallerine ilişkin Kurum, 13 termik santralin birbirine göre durumlarının farklı olduğunu belirterek, çevre mevzuatı neyi gerektiriyorsa 1 Ocak 2020'de gerekeni yapacaklarını söyledi.