Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, bazı açılış ve temaslarda bulunmak üzere Adıyaman’a gitti. İlk ziyaretini Adıyaman Valiliği’ne yapan Bakan Güllüce, Adıyaman'ın, "birlikte yaşama" ve "huzur" konusunda dünyaya örnek olduğunu söyledi.
Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bakan Güllüce, "Farklı dil, kültür ve mezheplerin hiçbir problem oluşturmadan nasıl yaşadığını görmek isteyenlerin Adıyaman'a gelmesi gerekir" dedi.
Valilik ziyaretinin ardından Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Adıyaman Şubesi 3. Olağan Kongresi'ne katılan Bakan Güllüce, burada yaptığı konuşmada, 25. kuruluş yıldönümünü kutlayacak, MÜSİAD’ın güzel şeyler yaptığını belirterek, Türkiye'de bir çığır açtığını söyledi.
MÜSİAD’ın yerli kaynaklarda beslenerek bir şeyler üretebileceğini gösterdiğini belirten Bakan Güllüce, “Tabi asırlardır garnizon milleti, garnizon topluluğu milletiyiz biz. Bizim sosyolojimiz garnizona dayanıyor. Biz 1050’lere yakın üretmeyen sadece asker ve erzak üreten bir toplumuz biz” ifadelerini kullandı.
Tarım ve garnizon toplumdan tüccar, sanatkar ve iş adamları toplumuna geçişin kolay olmadığını vurgulayan Bakan İdris Güllüce, özellikle üretilen ürünlerin kaliteli olması gerektiğini vurguladı.
Kalite sorununun sadece işadamlarının bir sorunu gibi görülmemesi gerektiğine işaret eden Bakan Güllüce, ''Bunda kanalizasyon işinde çalışan işçimizden tutun da belediye başkanımıza, bakanımıza kadar yaptığımız her işin kaliteli olmasıyla ilgili bir problemimiz var. Kalitenin de bana göre bir insan hakkı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden satın aldığımız bir malın kalite kontrolünü yapacak durumda değiliz, bu yüzden kaliteli malı satmak durumundayız” dedi.
Yerliliği herkesin amaç edinmesi gerektiğini ifade eden Bakan Güllüce, zihinsel, düşünsel ve kültürel anlamda yerliliğin sürekli hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.
1930 yıllarında Türkiye'de sanayinin olmadığına dikkat çeken Bakan İdris Güllüce, o dönemde devletin ancak fabrika açıp istihdam yarattığını anımsattı.
Kurtuluş savaşında ülkenin yetişen neslinin yok edildiğini belirten Bakan Güllüce, “Emperyalist ülkeler, ne kadar can, ne kadar akıl, ne kadar bilgi, ne kadar okumuş insanımız varsa götürüp Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Galiçya’da bitirdiler. İnsan mı bıraktılar ki biz üretim yapalım diye. Anadolu çocuğu ve kadınları, cepheye şehit üretme fabrikası gibi çalışıyorlardı. Anneler, bir nevi şehit üretme makinesi gibi çalışıyorlardı. Büyüttüm, besledim, gitti de gelmedi diye türküler, besteler yapmışız. Bunları yapmaktan sanayileşmeye, üretim yapmaya, fırsat bulamamışız” dedi.
Türkiye’nin yeni yeni sanayileşen ülke konumunda olduğunu vurgulayan Bakan Güllüce, sanayileşme için belediyelerin yetkilendirme konusunda çalışmaları olduğunu dile getirdi.
Kentsel dönüşüm konusunda bakış açısının önemli olduğunu ifade eden Bakan Güllüce, bu konuda mevzuatta bazı sıkıntıların olduğunu ve çok kötü durumda olmadıklarını ama çok da iyi durumda olmadıklarını söyledi.
Kentsel dönüşüm konusunda her geçen gün iyileşmeye doğru gittiklerini anlatan Bakan İdris Güllüce, istismar olan yerleri kapatmaya çalıştıklarını, imar kanunlarından dolayı bazı sıkıntıların olduğunu bunları düzeltmeye çalıştıklarını kaydetti.
TOKİ’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olmadığını belirten Bakan Güllüce, TOKİ’nin Başbakanlığa bağlı olduğunu, çok büyük bir kesimin buradan faydalandığını hatırlattı.
TOKİ ile ilgili bir algı operasyonu olduğunu savunan Bakan İdris Güllüce, konuşmasına şöyle devam etti:
“35 aileden birini ev sahibi yapan bir kurumdur TOKİ. Bir insanın dünyada mekan ahirette iman diyecek kadar biz evi yüceltmişiz. Bu kadar hizmet yapmış bir kuruma ha bire saldırı, ha bire saldırılar yapılıyor. Bakıyorsunuz bir arkadaşımız 'Abi TOKİ işine benzemesin bu iş de" diyor, espri yapıyor aklın sıra. Demek ki algıda başarılı olmuşlar. 4 tane binada yanlış olabilir. Siz burada 600 bin konut yaparsanız, arkadaşlar 600 bin, iki kelime dediğiniz şey mi? Bakarsanız kaç bin mühendis kaç tane işçi, kaç tane para. Leblebi, çekirdek fiyatına insanlar ev sahibi olmuş"