ATATURK

Bakan Sarı, Paris İklim Konferansında Katar ile İkili Temaslarda Bulundu

08 Aralik 2015

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Katar Çevre Bakanı Ahmed Bin Amer Al-Hameidi ile ikili görüşmelerde bulundu.

Görüşmeye Türkiye adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, İklim Değişikliği Başmüzakerecisi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ile Dışişleri Bakanlığından Çevre ve İklim Değişikliği Genel Müdür Yardımcısı Özlem Ergun Ulueren de katılım sağladı.

Bakan Sarı, geçen hafta Katar’da düzenlenen Yüksek Stratejik Toplantısında ülkelerimiz arasında çevre alanında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı imzalanmasından memnuniyet duyulduğunu, ikili ilişkileri siyasi düzeyde olduğu kadar kültür, ekonomi, ticaret, çevre ve sair alanlarda da geliştirmek yönündeki ortak gayretlerimizi artırmak istediklerini ifade etti. 

İklim değişikliği ile mücadele bağlamında ise Bakan Sarı, Türkiye’nin Paris’te anlaşmaya varılmasını beklediğini, Türkiye’nin kapsayıcı, adil ve dinamik bir anlaşmaya varılması için sonuna kadar yapıcı ve esnek tutumunu sürdüreceğini ifade etti.

Bakan Sarı, ayrıca, Türkiye’nin yüksek bir emisyon azaltım potansiyeli bulunduğunu, bu bağlamda finans ve teknoloji desteklerine erişiminin önünün açılması ile iklim değişikliği ile daha etkin mücadele edebileceğini dile getirdi. Bununla birlikte, farklılaşmanın yeni iklim rejiminde son derece elzem olduğu, bu nedenle de Sözleşmenin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar" ilkesinin muhafaza edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Katar Çevre Bakanı Ahmed Bin Amer Al-Hameidi ise Türkiye’de ıslah edilip mera veya tarım alanı olarak kazandırılan alanlar ile Ankara’nın ağaçlandırılması çalışmaları konusunda ülkemizin tecrübelerinden faydalanmak istedikleri, ayrıca yeni iklim sözleşmesi ile ülkelerin kalkınma haklarının ellerinden alınmaması gerektiği belirtildi.

Görüşme, çevre alanında işbirliğinin geliştirilmesi için mutabakat imzalanması ile İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinde benzer konumları olan iki ülkenin de çıkarlarını koruyan bir anlaşmaya ulaşılması konusunda müzakereci heyetlerin işbirliği içinde hareket etmesinde fayda bulunduğunun vurgulanması ve karşılıklı iyi niyet dilekleri ile son buldu.