Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, TGRT Haber canlı yayınında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gerçekleştirilen terörle mücadelenin ardından şehirlerde başlanan restorasyon çalışmalarına değinen Bakan Özhaseki, Türkiye’nin PKK terörüne karşı gösterdiği mücadelenin ardından alan hakimiyetini kaybeden bölücü terör örgütünün yok olmaya başladığını kaydetti.
Birçok yerde en geç 1 sene içinde evlerin yapılacağını vurgulayan Bakan Özhaseki konuşmasına şöyle devam etti:
“Sur’da Diyarbakır evleri yapılıyor, taştan evler. Bunların kurullara girmesi, izin alınması zaman alıyor. Orada işe başladık. Tarihi dokuyu koruyoruz. Koruma Amaçlı İmar Planı var, ona uygun davranıyoruz. Sur’da 2, 3 kez toplantı yaptık. Sur’daki tarihi evlerin yapımı uzun sürdüğü için 2 sene süre koyduk ama diğer ilçelere gelince; İdil’de Mart ayında teslim edebiliriz, Silopi’de işler başladı, 6 ay sonra teslim edebiliriz. Birçok yerde en çok 1 sene içinde bütün evleri yaparız. Alt yapısıyla, üst yapısıyla yaparız” diye konuştu.
Kayyum atanan HDP’li belediyeler hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, “Orada HDP’den seçilen belediye başkanları asla milletin emrini düşünmedi. ‘Gelen parayı nasıl Kandil’e iletiriz, Kandil’in emrini nasıl yerine getiririz, belediyenin bütün imkanlarını terör örgütüne nasıl kullanırız’ derdindeydi.” dedi.
Terörden zarar gören bölgelerde bir an önce yaraları sararak vatandaşı sıcak yuvalarına kavuşturmayı istediklerini ifade eden Bakan Özhaseki, “Geçen gün Cizre’den beni çok önemli birisi aradı, ismini söylemeyeyim, çünkü terör örgütü baskı yapar; vallahi burada sizin için Mehmet Özcizreli diyorlar dedi sık gittiğim için, bundan mutlu oldum ben.” şeklinde konuştu.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına değinen Bakan Özhaseki, bilim adamlarının çok yakın bir gelecekte İstanbul’da büyük bir deprem olacağı ile ilgili uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.
Bilimsel uyarıların dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, konuşmasına şöyle devam etti:
“Olası bir depremde sağlıksız binalar yıkılacak. İçinde canlar gidecek. Sokaklar kapanacak, hizmet gitmeyecek, insanlar perişan olacak, ekonomi mahvolacak, bir senaryo bu. Felaket senaryosu çizmiyorum, bir gerçekten bahsediyorum, yani yaklaşan bir yangın var, ondan bahsediyorum. Peki, bu haldeyken hala ne fırsatçılığı kardeşim? Allah razı olmaz buna.”
Çevre ile ilgili yapılan çalışmalara da değinen Bakan Özhaseki, “Şu anda nüfusun yüzde 70-75’ne hitap eden bölümde şehirlerde dışarıya attığımız kirli suları arıtarak veriyoruz. 2023’e kadar yüzde 100’nü hedefledik, bu sene 234 tane tesisimizin inşaatı devam ediyor.” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Katı atık tesisleri yüzde 60’a yaklaşan oranda, dışarıya attığımız çöpleri dönüştürüyoruz. Bunu da 2023’e kadar hedefledik. Bakanlık olarak katı atıklardan dönüşüm sayesinde bir taraftan elektrik üretiyoruz, gaz üretiyoruz, gübre elde ediyoruz. 444 tane plajımızda şu anda mavi bayraklı plaj sertifikası var. Birinci İspanya, ikinci biziz dünyada. 269 tane limanımızda gemilerden dışarıya atılan atıkları temizleyecek, tesislerimiz var bu alanda müthiş çabalar içerisindeyiz.”
Fas'ın Marakeş şehrinde düzenlenen 22. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nın (COP22) Genel Kurul Toplantısı’nda yapmış olduğu konuşmayı hatırlatan Bakan Özhaseki, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz dedim bu iklim değişikliği ve küresel ısınmayı tehdit olarak görüyoruz. 10-20 yıl sonra birtakım biyoçeşitliliği öldürecek, balık çeşitlerine engel olacak, belki 40-50 yıl sonra insan neslini tehdit edecek diye burada toplanmadık mı, bunun için yeşil iklim fonu diye 100 milyar dolar para ayırmadık mı? Evet. Bunu niye yapıyoruz? 20-30 sene sonra olabilecek bir tehlikeyi gündeme getirerek yapıyoruz. Şimdi dedim ben size çok ciddi bir tehlikeden bahsediyorum, Suriye’den insanlar kaçıyor denizlerde boğuluyor, çocuklar ölüyorlar, insanlar ölüyor. Ya bir düşünsenize 20-30 sene sonra bitki çeşitliliğinin bir kısmı yok olacak diye çabalayıp 100 milyar dolar burada fon ayırıyoruz yeşil iklim fonu diye kime vereceğimizin tartışmasını yapıyoruz, ama denizlerde çocuklar boğuluyor seyrediyorsunuz dedim bu ne ikiyüzlülüktür böyle?”