ATATURK

BAKAN KURUM'DAN, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE” VURGUSU

30 Eylül 2020
BAKAN KURUM'DAN, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE” VURGUSU
BAKAN KURUM'DAN, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE” VURGUSU
BAKAN KURUM'DAN, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE” VURGUSU
BAKAN KURUM'DAN, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE” VURGUSU

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AB Çevre Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “KOVID-19 salgını bizlere; sağlık, gıda, ilaç, temiz hava ve su ihtiyacı için sürdürülebilir bir çevrenin gerekli olduğunu göstermiştir.” dedi.

Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Gayriresmi AB Çevre Bakanları Toplantısı iki oturumda gerçekleşti. İlk oturumda "Kovid-19 ve küresel biyoçeşitlilik politikası", ikinci oturumda ise AB iklim değişikliği hedefinin yükseltilmesi ve Avrupa’nın Paris Anlaşması’na katkısı konuları çerçevesinde bir toplantı gerçekleştirildi.

Biyoçeşitlilik Kaybı, Küresel Sorunları Doğuruyor

Bakan Kurum, Kovid-19 ve küresel biyoçeşitlilik politikası konulu ilk oturumda yaptığı konuşmada, sürdürülebilir çevrenin önemine vurgu yaptı. Kovid-19 salgınının insan yaşamını tehdit eden küresel ölçekte büyük bir krize dönüştüğünü vurgulayan Kurum, yasa dışı yaban hayatı ticareti, biyokaçakçılık, doğal kaynakların aşırı tüketimi, kimyasalların ve atıkların kontrolsüz yönetimi gibi faaliyetlerin canlı türlerinin azalmasına ve yaşam alanlarının tahrip edilmesine neden olduğuna dikkati çekti.

Bakan Kurum, şöyle konuştu: "Biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliği ve kirlilik ile birlikte ekosistemleri etkilediği gibi bulaşıcı hastalıkların küresel düzeyde salgınlara neden olmasında da rol oynamaktadır. 2020 sonrası Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi, 2050 vizyonuyla insan, çevre ve sağlık olgularını bir araya getirmektedir. Bu kapsamda 2030 Eylem Hedefleri genel yapısı itibarıyla yeterli ve kapsayıcıdır. Bu hedefler içerisinde özellikle 2030'a kadar dünyamızın yüzde 30'unun etkili korunan alanlar sistemine alınmasını çok önemsiyoruz. 2030'a kadar plastik atıkların insan sağlığı için zararlı olmayan seviyelere düşürülmesi bizim için çok değerli bir hedeftir."

“Şehirlerimize Millet Bahçeleriyle Nefes Aldırıyoruz”

Yeşil alanlara erişimin arttırılmasının önemine dikkati çeken Kurum, bu alanların biyolojik çeşitliliği ve devamlılığının, insan sağlığı açısından öneminin daha güçlü vurgulanması gerektiğini belirtti.

Kurum, korunan alanların artırılması, biyoçeşitlilik kaybının azaltılması, şehirlerin yeşil alanlarının ve altyapılarının geliştirilmesi ve ekolojik koridorların oluşturulması noktasında konunun öneminin farkında olduklarına işaret ederek, "Ülkemizin her köşesinde, 81 ilde 81 milyon metrekare hedefiyle başlattığımız Millet Bahçeleri Projesi ile şehirlerimizin aktif yeşil alan kapasite ve altyapısını geliştiriyoruz. Şehirlerimize nefes aldırıyoruz. Ülkemizdeki korunan alan büyüklüğümüzü, yüzde 9'dan OECD ortalaması olan yüzde 17'ye çıkarıyoruz." diye konuştu.

Ortak Refah ve Sağlık Vurgusu

Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine katkı sağlayacak ekolojik koridorları 22 alanda oluşturarak ülke geneline yaymayı hedeflediklerinin altını çizen Kurum, "Son 2 yılda ülkemizin farklı yörelerinden, yaklaşık 180 bin hektar büyüklüğündeki 121 alanı 'kesin korunacak hassas alan' olarak belirledik. Toplam doğal sit alanı büyüklüğümüzü 2 milyon hektardan yaklaşık yüzde 25 artırarak 2,5 milyon hektara çıkarıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum yeni stratejide insan ve çevre sağlığı, biyoçeşitlilik, gıda ve su güvenliği konularının kesişme noktası olan "ortak refah ve sağlık" olgusuna daha fazla yer verilmesini istedi.

Türkiye’nin Taleplerini Yineledi

AB Çevre Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nın ikinci oturumunda AB iklim değişikliği hedefinin yükseltilmesi ve Avrupa’nın Paris Anlaşması’na katkısı konuları çerçevesinde bir toplantı gerçekleştirildi. Bakan Kurum burada, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda uluslararası arenada, benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkelerle eşit muamele görmediğini kaydederek şu ifadelere yer verdi: “Türkiye olarak her şeyden önce; Ülkemizin benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkelerle eşit muamele görmesini istiyoruz. Türkiye, özel koşulları Taraflar Konferansı Kararlarıyla tanınmış bir ülkedir. Bu nedenle; kendisiyle benzer gelişmişlik düzeyine sahip olan ülkelerin imkânlarına erişim talep etmektedir. Paris Anlaşması’nın adil ve uzlaşmacı ruhuna aykırı bir biçimde; Türkiye’nin geride bırakıldığı bir durumla karşı karşıyayız. Ülkemiz; ulusal koşullarına ve kalkınma düzeyine uygun bir pozisyona yerleştirildiğinde, yani Ek-1 listesinden çıkarıldığında; sözleşme ancak o zaman bize adil bir işbirliği ortamı sağlayacaktır.”

Ülke olarak, dünyayı ilgilendiren sorunları çözmek için insiyatif aldıklarını, çok önemli projelere imza attıklarını kaydeden Bakan Kurum,  bunlardan en önemlisinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğunu söyledi. Bakan Kurum, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin attığı adımları sıralayarak “Çabalarımız, ülkemizin imkânları ve alacağımız destekler ölçüsünde artarak devam edecektir.” dedi.

Çevre Bakanlarıyla İkili Temaslar

Toplantı kapsamında Bakan Kurum, Almanya Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Svenja Schulze ve Sırbistan Çevre Koruma Bakanı Sayın Goran Trivan ile ikili temaslar gerçekleştirdi. Görüşmelerde ülkeler arasında çevre alanında yapılabilecek iş birliktelikleri ele alındı.