Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da düzenlenen dünyada ve Türkiye’deki şehircilik çalışmalarının ve akıllı şehir konseptinin ele alındığı “Kentsel Dönüşüm Sempozyumu”nda yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu ‘Türkiye Yüzyılı Vizyonu’ çerçevesinde artık sosyal belediyecilikle başlattığımız süreci, sürdürülebilirlik anlayışıyla yürüteceğiz ve kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanacağız.” dedi. Bakan Kurum, kentsel dönüşümün bir güvenlik, beka meselesi ve daima siyaset üstü olduğunu, asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak Türkiye'nin dört bir yanında 3 milyon konutun dönüşümünü sağladıklarını belirtti. Konut fiyatlarının, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi ile birlikte durduğunu ve aşağı gelmeye başladığını aktaran Bakan Kurum, “Yeni Türkiye Vizyonu” ile muhteşem ‘Türk Şehirlerini’ inşa edeceklerinin altını çizdi… “Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; artık afetin altında kalan değil; afeti yöneten, hızlı şekilde aksiyon alan bir ülke haline geldi.” diye ekledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kaynakların sonsuz olmadığı anlayışıyla ve bilinciyle iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, “Üniversitelerimiz de sürdürülebilir olmalı. Yapacağımız kentsel dönüşüm çalışmaları da sürdürülebilir olmalı. Hem çevreye, hem doğaya, hem insana saygılı ve medeniyetimizi yaşatan anlayışıyla bu süreçleri yürütmek zorundayız.” dedi.
İstanbul’un Esenler ilçesinde düzenlenen “Kentsel Dönüşüm Sempozyumu”nda konuşan Bakan Kurum, hiçbir kaynağın sonsuz olmadığını dolayısıyla havaya, suya, toprağa ve ürünlere sahip çıkmak zorunda olduklarını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu ‘Türkiye Yüzyılı Vizyonu’ çerçevesinde artık sosyal belediyecilikle başlattığımız süreci sürdürülebilirlik anlayışıyla yürüteceğiz ve kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanacağız.” ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, bugüne kadar depremlerde 80 bin canın yitirildiğini anımsatarak “Deprem riski taşıyan coğrafyalarda yer alan şehirler için bu durum maalesef yitirilen canları telafi edemez yaraların açılmasına sebep oldu. Ve bu anlamda da kentsel dönüşüm, şehirlerimizin ve şehir sakinlerimizin hayatını güven altına alması ve şehrin ömrünün uzatılması adına büyük önem arz ediyor.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de 1950'li yıllardan sonra başlayan şehirlere göçün sağlıksız ve düzensiz yapılaşmaya yol açtığını, şehirlerin kaçak yapılarla ve gecekondularla kuşatıldığının altını çizen Bakan Kurum, “Çeşitli girişimler olsa da aslında ortaya güçlü bir irade ve büyük vizyon belli bir süreçte konulamadı. Bu süreçte deprem yönetmeliğinin değişmesi, güvenli sağlıklı afet konut projeleri, TOKİ eliyle yaptığımız ki bugün 1 milyon 170 bin konut rakamına ulaştığımız sosyal konut projeleri bu konuda önemli adımlar oldu.” dedi.
“Türkiye'nin dört bir yanında 3 milyon konutumuzun dönüşümünü sağladık”
İklim değişikliğinin yol açtığı sel ve yangın gibi afetlerde kentsel dönüşümü hızlandırmak gerektiğini vurgulayan Bakan Kurum, “Son 20 yılda dönüştürdüğümüz riskli yapılar, alanlar ürettiğimiz yine sosyal konutlar ve etkin bir şekilde yürüttüğümüz yapı denetim sistemimizle birlikte ülkemizde güvenli yaşam alanları sağlamak için epeyce bir yol kat ettik. Türkiye'nin dört bir yanında 3 milyon konutumuzun dönüşümünü sağladık. Bugün 81 ilimizde dönüşüm çalışmalarımızı da canla başla sürdürmeye devam ediyoruz. Şu an hâlihazırda sahada 250 bin konutun dönüşüm çalışmaları devam etmektedir.” şeklinde konuştu. Bakan Kurum, “İlan ettiğimiz sosyal konut kampanyasıyla birlikte de 2028 yılına kadar sağlam, güvenli 500 bin sosyal konutun sosyal konutu kazandıracağız” dedi.
“Kentsel dönüşüm bir güvenlik meselesidir, beka meselesidir ve daima siyaset üstüdür, asla ihmale gelmez”
Bakan Kurum, kentsel dönüşümün bir güvenlik ve beka meselesi olduğunu, daima siyaset üstü bakılması ve asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu konuda bir taraftan dönüşümü yaparken bu konulara dikkat etmemiz gerektiğini gördük. Her zaman bilim insanlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, sektörümüzün temsilcileri ile bir araya geldik ve deprem dönüşümünü gerçekleştiren ülkeleri, projeleri inceledik, coğrafyayı masaya yatırdık. Adeta tüm dünyayı mercek altına aldık ve bürokrasiyi kentsel dönüşüme göre revize ettik. Yani orada bunu yapmak durumundayız. Çünkü sadece kağıt üzerindeki yazıyla, kanunla, yönetmelikle olmuyor. Orada vatandaşla iç içe giriyorsunuz.”
“Depremi ve deprem dönüşümünü siyaset üstü görmek ve böyle davranmak zorundayız”
İstanbul’un 39 ilçesinde kentsel dönüşüm çalışmalarını kararlı bir şekilde sürdürdüklerini ve deprem dönüşümünü siyaset üstü bir konu olarak gördüğünü ifade eden Bakan Kurum, “Bütçelerde depreme ayrılan payın azaltılmasını; hele hele dönüşüm sürecinin tıkanması için her türlü girişimde bulunulmasını da aslında üzülerek takip ediyoruz. Yani muhalefet etmek bu konulara ilişkin sorumluluklarını bilerek hareket etmektir. Doğruya doğru diye bilmemiz lazım yanlışa da yanlış diyeceğiz. Dolayısıyla depremi ve deprem dönüşümünü siyaset üstü görmek ve böyle davranmak zorundayız. İnsanımıza karşı sorumluluk duygusu taşıyan herkes toplumun tüm kesimleri ivedilikle meselenin de aciliyetinin farkına varmalıdır. Meselenin ciddiyeti, hakkıyla süreci yürütmek zorundayız ve bu görevi de herkes üstüne sorumluluk alarak yapmak durumundadır. Aksi takdirde en büyük zararı da bu aziz şehir İstanbulumuz Türkiyemiz görecektir. O yüzden Milli Güvenlik meselesidir.” ifadelerini paylaştı.
“Her türlü desteğe hazırız”
“Bütçelerinde on binlerce konutu dönüştüreceğim deyip maalesef bugüne kadar hiçbir konutu dönüştürme adına bir irade ortaya koyamadılar, koymuyorlar.” diyerek muhalefeti eleştiren Bakan Kurum, “Bizim her türlü desteğe, her türlü mücadeleye hazır olduğumuzu ve bu konuyu daima hatırlayacağımızı da yine sizlerin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum.” açıklamasını yaptı.
“Konut fiyatları Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi ile birlikte durdu, aşağı gelmeye başladı”
Bakan Murat Kurum, kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte şehirlerde meydana gelen çarpık yapılaşmayı ve gecekondulaşmayı ortadan kaldırdıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Planladığımız yeni yerleşim alanlarıyla nüfusun yoğunlaştığı alanları da rahatlatıyoruz. Yeni yerleşim alanları ile birlikte örnek şehircilik modelini uyguluyoruz. Kanal İstanbul'da kuracağımız yeni şehir konsepti, kentsel dönüşüm ve planlı şehirleşmenin en güzel en başarılı örnekleridir. Ürettiğimiz tüm konutların en uygun ödeme koşulları ile birlikte yapıp vatandaşlarımıza teslim ediyoruz ve dönüştürdüğümüz her bir konut ve işyeri vatandaşımıza da bu anlamda finansal destek sağlamış oluyor. Biz Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesini bu yüzden yapıyoruz. Konut fiyatları projemiz ile birlikte durdu aşağı gelmeye başladı. İnşallah hem alt gelirimize orta gelirimize destek olmaya bu süreçte devam edeceğiz. İlk etapta 250 bin sosyal konutumuzu yaptık ardından 2023-2028 yılları arasında toplamda 500 bini yapacağımızı ifade ettik. 1 milyon sosyal konut amaçlı arsamızın tahsisini yaptık. Yine 50 bin iş yeri projemizin ilk etabı olan 10 bin iş yerimizi vatandaşımıza, gençlerimize sunduk ki en büyük başvuru da kıymetli gençlerimizden geldi. 2 milyonun üzerinde bir başvuruyu gençlerimiz yaptılar. Biz de onların güvenini boşa çıkarmayacağız ve bu projelerimizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.”
“Yaşanan afetlerde, son 2 yıl içerisinde 45 bin konutun yapım sürecini başlattık”
Bakan Kurum, son yıllarda afetten etkilenen bölgelerin normale dönmesi için hemen harekete geçtiklerini hatırlatarak, “Karadeniz bölgesinde, Antalya'da Muğla'da milletimizin yaralarını hızlıca sarıyoruz. Orada da yöresel mimariye uygun, bölgeye değer katacak ve insanımızın ihtiyaçlarını giderecek adımları atıyoruz. İnsanların yine yerinde olmasını istiyoruz. Çünkü orada hatıraları var, orada acılarını birlikte paylaşmışlar, çocukluklarını birlikte yaşamışlar. Oradan uzaklaşmak istemiyorlar. Bu nedenle yerinde hızlı bir şekilde bu dönüşüm sürecini yürütmek zorundayız. Yaşanan afetlerde, son 2 yıl içerisinde 45 bin konutun yapım sürecini başlattık. Büyük bir kısmını vatandaşımıza teslim ettik, etmeye de devam ediyoruz.” diye konuştu.
“ ‘Yeni Türkiye Vizyonu’yla muhteşem ‘Türk Şehirlerini’ inşa edeceğiz”
Bakan Murat Kurum, “Yeni Türkiye Vizyonu”yla geçmişten gelen şehircilik anlayışıyla hareket edeceklerini ifade ederek şunları söyledi:
“Muhteşem Türk şehirlerinde, medeniyetimizin bize tarif ettiği şehircilik modelini uygulayacağız. Bugün ecdadımızın yaptığı tarihi eserleri şöyle karşına geçip gördüğümüzde gıpta ile bakıyoruz. Köprüsüyle, hanları, hamamları, camileri, medreseleri ile o ecdadın torunları olan sizler, daha iyisini daha güzelini çizeceksiniz. Bundan sonra biz, medeniyetimizin bize tarif ettiği şehirciliği ve mimariyi günün ihtiyaçlarına göre revize ederek restorasyonunu yapacağız. Bu şekilde konut yerleşimlerini yapmak istiyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı’nda önümüze çıkacak önemli bir şehircilik modeli olacak.”
Şehir merkezlerinde bulunan sanayi sitelerini, şehir dışına taşıyacaklarını da söyleyen Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Şehirlerimizin içinde sıkışan sanayi alanları var. Zamanında şehrin nüfusu ve ihtiyaçlarına göre merkezin en uzak noktasına kurulmuş olsalar da bugün baktığınızda örneğin Yıldız Teknik Üniversitemizin hemen yanında sanayi siteleri var. Dolayısıyla bu sanayi sitelerini taşımak zorundayız.
Sanayi sitelerinde iklim değişikliğine uyum ve 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz ve yeşil kalkınma hedefiyle planlayacağız. Sanayi sitelerini şehrin dışına taşıyacağız. Bu anlamda belirli çalışmalar yürütüyoruz. Şehirlerimizi kirlilikten, eskimiş görüntüden kurtarıyoruz. Konya’dan Samsun’a, Aksaray’dan Kastamonu’ya 12 ilimizde 10 bin sanayi projemizi yürütüyoruz. Bunların 3 bin 930 tanesini tamamladık. Esnafımıza teslim ettik. Kalan inşaatlarımızı da inşallah tamamlayarak teslim edeceğiz” diye konuştu.
Bakan Kurum ayrıca, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi kapsamında “İlk İş Yerim” projesinin de şehirlerin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlayacağını dile getirdi.
“Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; artık afetin altında kalan değil afeti yöneten, hızlı şekilde aksiyon alan bir ülke haline geldi”
Millet bahçelerinin Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu söyleyen Bakan Kurum, proje kapsamında millet bahçelerinin vatandaşların, gençlerin ihtiyaçlarını giderebileceği keyifli vakit geçireceği alanlar olmasının amaçlandığını söyledi.
“Millet bahçeleri aynı zamanda deprem toplama merkezidir”
Millet bahçelerinin aynı zamanda deprem anında toplanma merkezi olduğunu da hatırlatan Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:
“İnşallah deprem afetini yaşamayız. Öğrencilerimiz buraya gelsinler. Mimarlık, makine mühendisliği, konuyla alakalı kim varsa hocalarımızla birlikte bu alanları gezsinler. Öğrencilerimiz, hem binaların durumunu hem deprem dönüşümün ne kadar önemli olduğunu, bu anlamda atılacak adımları bir fiil görsünler. Hamdolsun, ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde artık afetin altında kalan değil, afeti yöneten, hızlı şekilde aksiyon alan bir ülke haline geldi. Bu konuda da gerçekten dünyaya örnek gösteriliyoruz, bu manada da gençlerimiz ülkesi ile gurur duyabilir. İşte o yeşil alanlarımız deprem esnasında afet toplanma alanları vazifesi görüyor.”
“Tarımköy projemizle çiftçimizin üretimine katkı sağlıyoruz”
Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ülke olması gerektiğini ifade eden Bakan Kurum, “Tarımköy projelerimiz yine 81 ilimizde kırsal bölgelerde yaygınlaştırarak çiftçimizin üretimine katkı sağlıyor ve köye dönüşü aslında hızlandırıyoruz. Çünkü kendi kendine yeten ülke olmak zorundasınız. Sürdürülebilirlik, her alanda kendi kendine yetmek demek; yani tarımda turizmde sanayide çevrede şehircilikte her alanda ‘net sıfır emisyon nedir?’ bizim ürettiğimiz emisyon kadar yutak alanlarında bu emisyonları yutmamız gerekiyor. Dolayısıyla yeşil alanları artırmak zorundasınız. Doğal alanlarınızı korumak zorundasınız, yenilerini eklemek zorundasınız. İşte bu çerçevede emin olun 2053’e ilişkin bir hedef ortaya koyduk.” şeklinde konuştu.