Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Bilim Üniversitesi ve Türkiye Verimlilik Vakfı’nın düzenlediği “5’inci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı”na katılarak, “Hedefimiz, iklim değişikliğiyle baş edebilecek kabiliyetlere sahip 81 şehir oluşturmak… Bina Kimlik Sistemi (BKS) ile enkazın altındaki vatandaşlarımızı kurtarabileceğiz... Türkiye’de ilk kez Afet Erken Uyarı Sistemi’ni hayata geçirdik… Türkiye bugün hasar tespitte dünyanın en hızlı ülkesidir... Takip uyarı sistemimizi bu yıl devreye alacağız... Türkiye'nin en büyük dijital veri platformu olan Coğrafi Bilgi Platformu’nu kurduk. Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) ile dijital tapu devrini yapabiliyorsunuz… İstanbul’da, üç gün sürecek Türkiye’nin ilk şehircilik maratonunda gençlerimize, hayallerindeki şehirleri kurma imkânını sağlayacağız.” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Bilim Üniversitesi ve Türkiye Verimlilik Vakfı’nın düzenlediği “5’inci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı”na katıldı.
Bakan Kurum, fuarda alanında Çevre Ajansı Standını ziyaretinde, depozito bedeli alınarak piyasaya sürülen ürünlerin tüketilmesi ve kullanılması sonrasında iade alınması ve depozito bedelinin geri ödenmesine dayalı Depozito Yönetim Sistemiyle ilgili tasarlanan cihazla ilgili uygulamalı bilgi alarak, önümüzdeki yıl tüm Türkiye’de bu sistemin uygulanacağını söyledi.
Fuar alanındaki başka bir standa ise Yusufeli Barajı’na yapılan çalışmalarla ilgili sanal tura VR gözlükle katılan Bakan Kurum, yine alandaki Ankara Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele Köpek Eğitim Merkezi K9 köpeklerinin gösterilerini izledi. Fuar alanındaki vatandaşların sıcak ilgileriyle karşılaşan Bakan Kurum, vatandaşlarla fotoğraf çektirdi, sohbet etti.
“Bir taraftan tükettik ama diğer taraftan da dünyanın yok olduğunu maalesef fark edemedik”
Daha sonra “5’inci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı” programda bir konuşma yapan Bakan Kurum, fuarda sergilenen teknolojileri ilk geliştiren ve dünyaya AR-GE'yle birlikte ihraç eden ülke olmak istediklerini söyledi.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanayi devrimi ile beraber bütün insanlık, doğanın tüketilmesine ve hiç ham madde bitmeyecekmiş gibi hoyratça doğayı çevreyi kullandı. Yaklaşık 200 yılı aşkın süredir insanoğlu tüketirken tükendiğinin de farkına maalesef varamadı. Bir taraftan tükettik ama diğer taraftan da dünyanın yok olduğunu maalesef fark edemedik ve ekolojik dengede bu manada bozuldu. Bu durum küresel baktığınızda tüm dünyada bir yok oluş tehlikesini de karşımıza getirdi. Bugün Anadolu’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında olumsuz etkilerini görüyoruz. Yaşadığımız afetlerle hem ülkemizde hem dünyada iklim krizi ekolojik dengenin ne kadar çok bozulduğunun aslında en somut göstergesidir. Bu çerçeveden baktığımızda cennet vatanımız Türkiye daha da büyük daha da ciddi bir kuraklık tehlikesiyle yüzleşmektedir. Bizde Akdeniz havzasında yer almamız, kapalı bir havza olması ve buradaki deniz suyu seviyesinin sıcaklığının diğer açık denizlere oranla daha da arttığını görüyoruz.”
“Ülke olarak artık yeni normalin yeni gerçekliğin eşiğindeyiz”
İklim değişikliğinden kaynaklı şehirlerde meydana gelen afetlerden bahseden Bakan Kurum, sözlerine şöyle devam etti:
“Konya’da 2 bin 500’ü aşan obruklar oluştu. Trabzon'da, Giresun'da, Rize'de, Bartın'da, Artvin'de ve Kastamonu'da yaşanan seller, Antalya ve Muğla'da tarihimizde görmediğimiz orman yangınları yine Marmara'da birçok vatandaşımızın görmediği şahit olmadığı müsilaj gibi acı sonuçlar olarak maalesef karşımızda duruyor. Böyle önemli bir tablo karşısında bizlere de düşen en önemli vazife doğayı, insanı, çevreyi merkeze alan bir anlayışla sürdürmektir. Bu anlayış çerçevesinde üretimi sürdürmek ülkemizin hem dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında yer almasını sağlayacak hem de doğal kaynaklarımızın da gelecek nesillerimize, çocuklarımıza, evlatlarımıza en güzel haliyle bırakılmasını sağlayacaktır. Ülke olarak artık yeni normalin yeni gerçekliğin eşiğindeyiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koymuş olduğu vizyon çerçevesinde Türkiye Yüzyılı’nı verimliliğin, sürdürülebilirliğin, bilimin, dijitalin ve kalkınmanın yüzyılı yapmak için çalışmalarımız var.”
“20 yıldır gayemiz sadece ülkemizde değil dünyada da yeni bir dönemin, Yeşil Kalkınma Devrimi’nin lider ülkesi olmak”
Bakan Kurum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile diğer Bakanlıkların önümüzdeki 50 yıla ilişkin hedeflerini ve projelerini ortaya koyduklarını belirterek,
“Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı da hız kesmeden devam ettiriyoruz. 20 yıldır da gayemiz sadece ülkemizde değil dünyada da yeni bir dönemin Yeşil Kalkınma Devrimi’nin lider ülkesi olmak için çalışıyoruz, bu mücadeleyi bunun için veriyoruz. 20 yılda 100 yılda yapılacak işleri yaptık. Bu hedefler doğrultusunda da önceliğimiz her zaman vatandaşımız için iklime duyarlı çevreyi merkeze alan koruyan akıllı bina konseptine uygun konutlar üretmek oldu. Bugün emisyonlara baktığınızda yüzde 70’inin enerjiden kaynaklı olduğunu görüyoruz. Hayvansal atıklardan sanayiden ve tarımdan dolayı emisyonların oluştuğunu görüyoruz. Binalarımız ciddi manada emisyon oluşturuyor ve buna tedbir almak amacıyla binalarımızdaki enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkaracak çalışmalar yapıyoruz. Şu an yeni binalarda B sınıfı zorunlu hale getirdik ve 2 bin metrekareden büyük parsellerde yağmur sularını toplayacağız. O yağmur sularını bahçe sulamada ve tuvaletlerimizdeki rezervuarlarda kullanılmasını da zorunlu hale getirdik. Bu çerçevede 1 milyon 180 bin konutu inşa ettik ve önceliğimizde önemli bir aşama kaydettik.” şeklinde konuştu.
“Hem millî gelirimizde, hem de vatandaşımızın cebine destek olacak iklim krizinin nedenlerini de ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz”
Depreme karşı şehirleri güçlü hale getirdiklerini de belirten Bakan Kurum şunları söyledi:
“Diğer taraftan da yeni konutlarımızla yeni yerleşim alanlarıyla sosyal donatılarıyla yaşanabilir bir Türkiye'nin inşası için çalıştık. Her bir konutu da yaparken enerji verimli, iklim dostu, sıfır atık ve akıllı şehir uygulamalarına esas almak suretiyle onlara uygun olarak inşasını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Böylece hem millî gelirimizde, hem de vatandaşımızın cebine destek olacak iklim krizinin nedenlerini de ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz. Bu konularda da tarihi bir adımı attık. Ardından Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini başlatarak 500 bin sosyal konut, 1 milyon konut yapılacak arsayı ve 50 bin iş yeriyle hem enerjimizi daha tasarruflu kullanacağımız sıfır atık sanayi siteleri inşa edeceğiz. Yeni yapacağımız konutlarda ısı yalıtımıyla birlikte alt gelir grubu vatandaşlarımızın konuta erişimine destek sağladık ve en önemlisi de burada gençlerimizdi. Gençlerimize bu proje kapsamında yüzde 20 kontenjan ayırdık ve 2 milyonu aşkın gencimiz başvurdular ve kurallarımızı çekiyoruz. Yaklaşık 170 bine ulaştık. İnşallah Mart ayına kadar tüm kurallarımızı çekeceğiz ve buradan gençlerimiz, emeklilerimiz yine çalışan kardeşlerimi, şehit gazi ailelerimiz ev sahibi olabilecekler. Tabii yenilediğimiz, dönüştürdüğümüz her bir sanayi alanında, her bir kentsel dönüşüm ve sosyal konut projesinde güneş panelleriyle, toplama depolarıyla ve atık getirme merkezleriyle bundan böyle yaşam alanlarımızın vazgeçilmezi olmazsa olmazı olarak projelerimizde bu hususlara dikkat ediyoruz.”
“Hep birlikte gençlerimizle birlikte muhteşem Türk şehirlerinin inşasını gerçekleştireceğiz”
Bakan Kurum, Rusya-Ukrayna krizinin kendi kendine yeten ülke olmak zorunda olduğunun önemli bir gösterge olduğunu belirterek, “Biz sanayide ulaşımda, turizmde, tarımda her alanda kendi kendine yeten ülke olmak durumundayız. Bu çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın muhteşem Türk şehirlerini, ecdadımız çok güzel şehirler yapmışlar; hanlarıyla, hamamlarıyla, medreseleriyle işte bir meydan etrafındaki yeşil alan yeşil alanla birlikte orada insanların sosyalleşeceği mekânların inşasını gerçekleştirmişler. Biz de hep birlikte gençlerimizle birlikte muhteşem Türk şehirlerinin inşasını gerçekleştireceğiz. Hedefimiz bu ve teknolojinin bütün imkânlarını kullanarak doğal alanlarımızın korunması, şehirlerimizin tertemiz olması için de çalışıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürütülen sıfır atık projesiyle ilgili de bilgi veren Bakan Kurum, “Sıfır Atık Hareketi ile yaşamımızın her alanında tasarrufu, temiz üretimi ve verimliliği bir kültür haline getirerek yaygınlaştırıyoruz. Örnek vereyim üstümüzde giydiğimiz bir tişörtün üretimi için 2 bin 700 litre su harcanıyor. Ayakkabı için 17 bin litre su harcanıyor ve biz su kıtlığı çeken bir ülkeyiz. Önümüzdeki süreçte su fakiri ülkeler arasında yer almamız kaçınılmaz. Bu kaynakların yeniden kullanımını önceliklendirerek yaşam kültürümüzü her alanda değiştirmemiz lazım. Bütün yaşam alanındaki her konuda bu döngüsel anlayışı artık yeniden hayata geçirmek zorundayız bu nesil bu gidişata dur diyecek son nesildir ve hep birlikte bu mücadeleyi yapmak durumundayız. Sayısı 500'e çıkan millet bahçeleri projemizle birlikte hem gençlerimize sosyalleşebileceği, kıraathanesindeki kütüphanesinde bir araya geleceği ders çalışacağı ve ailesi ile birlikte hoş vakit geçireceği alanların inşasını yapıyoruz. Hem Ankara'mızda hem 81 ilimizde bu faaliyetlerimizi yürütüyoruz.” diye konuştu.
“Hedefimiz iklim değişikliğiyle baş edebilecek kabiliyetlere sahip 81 şehir oluşturmak”
Bakan Kurum, hedeflerinin iklim değişikliğini, enerjiyi, su ve besin kıtlığı artan nüfusu ve doğal afetler gibi risklerle en güçlü şekilde baş edebilecek kabiliyetlere sahip 81 şehir oluşturmak olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Biz 81 şehir kardeşiz diyoruz biriz diyoruz, beraberiz diyoruz ve işte 81 şehirde de aynı hizmetleri 84 milyon vatandaşımıza eriştirmek durumundayız. O yüzden her şehirde üniversite inşası yapıyoruz, o yüzden her şehirde Sağlık Bakanlığımızla birlikte şehir hastanelerini yapıyoruz, stadyumlarımızı yapıyoruz ve orada en iyi eğitimi en iyi yaşam standartlarını vatandaşlarımız yakalasın istiyoruz ve gelecek nesillerimize, siz değerli gençlerimize armağan etmek için de bu çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. 81 ilimizde yürüttüğümüz fuarımızla da alakalı akıllı bina projelerimiz var. Bu projeler kapsamında şehirlerimiz arasındaki rekabeti ve sürdürülebilirlik şehircilik tecrübemizi arttırıyoruz.”
“BKS ile enkazın altındaki vatandaşlarımızı kurtarabileceğiz”
7 gün 24 saat şehirlerle ilgili bütün bilgilere kolaylıkla ulaşabilecek teknolojik altyapıları da her geçen gün geliştiklerini ifade eden Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Belediyelerimizde yerel yönetimlerimizle birlikte bu kapsamda oluşturduğumuz Bina Kimlik Sistemi’miz (BKS) var. Depremde, selde, heyelanda o binada kim oturuyor? Bunu o an tespit etmeniz o kadar önemli ki! O insanlar kayıp mı, o evde kaç kişi yaşıyor, orada kime gitmem gerekiyor, kimi bulmam gerekiyor gibi birçok soru var. O soruların cevapları veya bu bina kaç yılında yapılmış, bu binanın projesi nasıl, diyelim ki binayı yıkıldı; o binanın altından, enkazın altından vatandaşınızı kurtaracaksınız. Dolayısıyla orada mimari proje lazım, statik proje lazım, o binanın içerisindeki oturanların sayısı lazım. Aynı nüfus cüzdanı gibi binaların da kimlik belgesini üretiyoruz ve karşısında evlerimizin, dükkânlarımızın bilgilerine anında ulaşarak gerekli tüm çalışmaları hızlı bir şekilde yerine getiriyoruz.”
“Türkiye'de ilk kez Afet Erken Uyarı Sistemi’ni hayata geçirdik”
Türkiye'de ilk kez afet erken uyarı sistemi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Kurum, “Bu sistem Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzden aldığı bilgileri AFAD'a ulaştırarak vatandaşlarımızı selden etkilenecek alanlardan uzaklaştıran bir sistem ve bu sayede vatandaşlarımızın cep telefonlarına uyarılar anlık olarak düştü. Afetin türüne göre veya şiddetine göre uyarıları yaptık ve vatandaşlarımız da buna göre önlemlerini tedbirlerini aldılar veya oradaki yerel yönetim tedbiri aldı. Sistem sayesinde yaşanması muhtemelen can kayıplarının önüne geçmiş olduk ki bu bizim için çok kıymetli. İnşallah bu sistemi tüm Türkiye'de adapte edeceğiz, yaygınlaştıracağız.” ifadelerine yer verdi.
“Uydu ve radar sistemlerinden yararlanarak takip uyarı sistemimizi bu yıl devreye alacağız”
Marmara Denizi’nin daha önce denizlerde görülmeyen müsilaj problemi ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Bakan Kurum, “O dönemde Marmara Denizi’nin temizliği için havadan, karadan ve denizden 7 gün 24 saat esasıyla bir çalışma başlattık. Burada da insansız hava araçlarımızı kullanmıştık ve deniz kirliliğinin erken tespiti amacıyla uydu ve radar sistemlerinden, görüntülerinden yararlanarak takip uyarı sistemimizi de bu yıl devreye alacağız. Orada herhangi bir gemiden kaynaklı veya başka olaylardan kaynaklı bir kirlilik varsa o sistem sayesinde hemen o alana müdahale edeceğiz ve Marmara’mızı, denizimizi koruyacağız.” diye konuştu.
“Türkiye bugün hasar tespitte dünyanın en hızlı ülkesidir”
Kaçak yapıyla mücadelede de aynı teknolojiyi kullanarak tespitleri yaptıklarını ifade eden Bakan Kurum, “İmar mevzuatına aykırı bir yapılaşma varsa eğer uydu sistemlerimizde insansız hava araçlarımızla birlikte bu tespitleri yapıyoruz ve anında müdahaleleri gerçekleştiriyoruz. Dijital ikizlerimizi oluşturduk, şehirlerimizin dijital ikizleri var. Bu sayede deprem esnasında ve sonrasında dijital ikizle birlikte olası hasarları anında tespit edebiliyoruz. Türkiye bugün hasar tespitte emin olun dünyanın en hızlı ülkesidir. Herhangi bir depremsel yangın afetinde yerli ve milli hasar tespit yazılımımızdaki stantta İnsansız Hava Aracımızı da görmüşsünüzdür. Bu yazılım ile birlikte dronlarımızla, İHA’larımızla 3 boyutlu hasar tespit çalışmaları yapıyoruz.” dedi.
“Türkiye'nin en büyük dijital veri platformu olan Coğrafi Bilgi Platformu’nu kurduk”
Yapıların dününü, bugününü karşılaştırarak inşaat sürecini de en sağlıklı şekilde yürütmeye gayret gösterdiklerini ifade eden Bakan Kurum, “Tüm kurumlarımızı kapsayacak şekliyle Türkiye'nin en büyük dijital veri platformu olan coğrafi bilgi platformunu kurduk ve bu koordinasyonu Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğümüz yapıyor. Gerek dijital ofisimizde gerek ilgili Bakanlıklarımızla birlikte bu süreci yürütüyoruz ve burada e-devlet sistemiyle veya Coğrafi Bilgi Sistemleri üzerinden her türlü bilgiye erişebiliyorsunuz, bilgi en önemli varlık en önemli değerdir.” dedi.
“TAKBİS sistemiyle, dijital tapu devrini yapabiliyorsunuz”
Dijital birçok uygulamayı artık tapuya gitmeden yapabildiklerini kaydeden Bakan Kurum, “Bu kapsamda Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’miz (TAKBİS) ile birlikte arazinize, tapunuza ilişkin tüm bilgilere erişebiliyor ve dijital olarak tapu devrini yapabiliyorsunuz. Yani artık Tapu Müdürlüğü'ne gitmek durumunda değilsiniz e-devlet üzerinden. Bu süreci yönetebiliyoruz ve üç boyutlu artık kabul sistemine geçecek adımları yapıyoruz. Bu manada da gerçekten çok iyiyiz. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüz gerek insansız hava araçlarıyla, gerekse kendi uçaklarıyla birlikte küm Türkiye'nin haritasını çıkarmış durumda. Bu haritalar çerçevesinde de işte doğru yerlerde doğru yatırımların yapılmasına kadastro sorunlarının çözülmesine imkân sağlıyor ve bu uygulamaları da gün geçtikçe teknolojimizi daha da arttırarak yapmaya devam ediyoruz.” dedi.
“Betonda kayıp kaçağın önüne geçtik, konutlarımızın daha güvenli ve sağlıklı olmalarını sağladık”
Yine çevre ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ve lisans süreçlerinde tüm denizleri yine dronlarla gerçekleştirdikleri tespit ve denetimlerle birlikte korumaya gayret gösterdiklerini kaydeden Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Bu kapsamda 50 bin civarında denetim yaptık ve dünyada bir örneği de yoktur. 2022 yılında yapılan denetimden bahsediyorum. Yapılarımızın güvenliği ekonomik ve çevre dostu olarak inşa edilmesi için Elektronik Beton İzleme Sistemi’ni (EBİS) hayata geçirdik. İnşaatlardaki döktüğünüz betondan numune alarak beton doğru yere, doğru alana dökülmüş mü, dökülmemiş mi ve buradaki beton kalitesi nedir yine bu afette lazım size. 10 sene sonra lazım. Yani buraya hangi beton sınıfı dökülmüş, ne zaman dökülmüş, nasıl dökülmüş, o sistemle birlikte EBİS sistemine kaydediyoruz ve binalarımızdan aldığımız 27 milyon çiftliğin numuneyi yüzde 100 denetleme başarısına ulaştırdık. Böylece betonda kayıp kaçağın önüne geçtik ve konutlarımızın daha güvenli ve sağlıklı olmalarını da sağlamış olduk.”
“İstanbul’da, üç gün sürecek Türkiye’nin ilk şehircilik maratonunda gençlerimize, hayallerindeki şehirleri kurma imkânını sağlayacağız”
Geleceğin dijital şehirlerini, verimlilik ve sürdürülebilirlik ekseninde gençlerle birlikte inşa etmeyi çok istediklerini belirten Bakan Kurum konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Gençlerimizin kıvrak zekâsına, duygularına inanıyoruz. Buradan gençlerimize bir müjde vermek istiyorum! Bakanlık olarak; on binlerce gencimizin katılacağı, hackhaton/kodlama, ideathon/fikir ve drafthon/kentsel tasarlama yeteneklerini ortaya koyacakları, geleceğin şehrini dizayn edecekleri bir şehircilik maratonu düzenliyoruz.
İstanbul’da, üç gün sürecek Türkiye’nin ilk şehircilik maratonunda gençlerimize, hayallerindeki şehirleri kurma imkânını sağlayacağız. Mart ayında gerçekleştireceğimiz bu maratonda dereceye giren gençlerimize ödüllerini takdim edeceğiz.
Program kapsamında çevre ve şehircilikte inovasyonu, yapay zekâyı, şehir planlama, çevre teknolojileri, yeşil tasarımlar, enerji verimliliği başta olmak üzere pek çok konuyu özel misafirlerimizle, gençlerimizle konuşacak söyleşiler gerçekleştireceğiz.
Gençlerimizin yenilebilir enerji kaynaklarının artırılmasına yönelik projeleri çok önemli… Yediğimiz içtiğimiz her şeyin kaynağı olan toprağın ve arazinin doğru kullanımına yönelik çalışmaları son derece hayati… Ben şimdiden 81 ilimizdeki milyonlarca gencimizi, istikbalin Mimar Sinanlarını, gün ve saatlerini yakında yayınlayacağımız bu özel buluşmaya davet ediyorum.”