Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda (COP27) katılımcı ülkelerin bakanlarına hitap etti.“Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanına ilişkin açıklama yapan Bakan Kurum, “Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda; ülkemizin 2053 net sıfır emisyonve yeşil kalkınma hedefleri ile iklim değişikliğiyle mücadelemizde yeni bir dönemi başlatmış bulunuyoruz…Çevre, insan ve doğayı merkeze alan, dünyaya ve insanlığa; yeni form ve yorumlarla sunduğumuz Türkiye Yüzyılı’nınMuhteşem Türk Şehirleri vizyonuyla amacımız, hiç kimseyi ve hiçbir yeri geride bırakmamak… Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanını, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla tüm kurumlarımız ve özel sektörle istişare ederek, bilimsel bir yaklaşımla hazırladık. Ekonomi genelinde, 7 emisyon azaltım sektörünü ve uyum bileşenini içeren belgemizi, bir öncekinden daha iddialı hedeflerle, ülkemizin yeşil dönüşümünü gerçekleştirecek 2053 net sıfır hedefimize uygun olarak güncelledik. Bu kapsamda, Türkiye olarak 2030 yılı için yüzde 21 olarak açıkladığımız artıştan azaltım hedefimizi yüzde 41’e yükseltiyoruz. Böylece, ülke olarak, 2030 yılı için, yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı yapmış olacağız. Türkiyeçıkaracağı iklim kanunuyla, iklim değişikliğiyle mücadelesinde çok daha etkin ve kararlı adımlar atacaktır…” diyen Bakan Kurum, 2026 yılında yapılacak 31. Taraflar Konferansı’yla tüm tarafları Türkiye’de ağırlamayı arzu ettiklerini bildirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen iklim değişikliğiyle mücadele alanında dünyadaki en kapsamlı zirvesi olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’na (COP27) katıldı.
Şarm El Şeyh COP27 Kongre Merkezi’ndeki Türkiye Pavilyonunun açılışını gerçekleştiren Bakan Kurum, daha sonra COP27 Zirvesi bakanlar oturumunda katılımcı ülkelerin bakanlarına hitap etti. Bakan Kurum, 27. Taraflar Konferansı toplantılarında alınan kararların ortak evimiz dünyanın ve insanlığın geleceği adına hayırlı sonuçlar getirmesini dileyerek sözlerine başladı.
Bakan Kurum, tüm dünyayı tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadelenin bir zaruret olduğunu vurgulayarak, “Bugün bir araya gelmemizin temel sebebi iklim değişikliğiyle mücadelede, 1,5 derece hedefini erişilebilir kılmaktır. Paris Anlaşması’nı uygulamak artık bir tercih değil, tüm ülkeler için bir zarurettir. Bu anlamda hepimiz, etkin politikalar üreterek ülkelerimizdeki yeşil dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştirmek zorundayız.” diye konuştu.
“Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanını, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla tüm kurumlarımız ve özel sektörle istişare ederek, bilimsel bir yaklaşımla hazırladık”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılana girerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ortaya koyduğu ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı” vizyonu doğrultusunda hareket edildiğini belirten Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri ile iklim değişikliğiyle mücadelemizde yeni bir dönemi başlatmış bulunuyoruz. Yeşil alan miktarının artırılmasından doğa koruma projelerine, yenilenebilir enerjiden altyapı çalışmalarına, sürdürülebilir belediyecilikten her açıdan kendi kendine yeten şehirler hedefiyle; enerjisini israf etmeyen, atık üretmeyen, engelsiz, erişilebilir şehirler kurmak için çalışıyoruz. Çevre, insan ve doğayı merkeze alan, dünyaya ve insanlığa; yeni form ve yorumlarla sunduğumuz Türkiye Yüzyılı’nın Muhteşem Türk Şehirleri vizyonuyla amacımız, hiç kimseyi ve hiçbir yeri geride bırakmamak. Bu önemli çalışmalarımızın neticesinde iki önemli kararımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi; iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir referans olacak, Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanını, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla tüm kurumlarımız ve özel sektörle istişare ederek, bilimsel bir yaklaşımla hazırladık. Ekonomi genelinde, 7 emisyon azaltımsektörünü ve uyum bileşenini içeren belgemizi, bir öncekinden daha iddialı hedeflerle, ülkemizin yeşil dönüşümünü gerçekleştirecek 2053 net sıfır hedefimize uygun olarak güncelledik. Bu kapsamda, Türkiye olarak 2030 yılı için yüzde 21 olarak açıkladığımız artıştan azaltım hedefimizi yüzde 41’e yükseltiyoruz. Böylece, ülke olarak, 2030 yılı için, yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı yapmış olacağız. İkinci olarak, en geç 2038 yılında emisyonlarımızı tepe noktasına ulaştıracak ve net sıfır hedefimize güçlü politikalarımızla ilerlemeye devam edeceğiz.”
“2023’ün Mart ayında yollarda olacak Türkiye’nin yerli ve milli elektrikli akıllı cihazı olan TOGG’un ülkemizin ve dünyanın yeşil dönüşümüne önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz”
“Ulusal Katkı Beyanı”yla enerjiden sanayiye, ulaştırmadan binalara, atık sektöründen yutak alanlara kadar iklimle alakalı her alanda önemli dönüşüm süreçlerinin yaşanacağını ifade eden Bakan Kurum, “2023’ün Mart ayında yollarda olacak Türkiye’nin yerli ve milli elektrikli otomobili TOGG’unülkemizin ve dünyanın yeşil dönüşümüne önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye, çıkaracağı iklim kanunuyla iklim değişikliğiyle mücadelesinde çok daha etkin ve kararlı adımlar atacaktır”
Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Hareketiyle, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlandıklarını vurgulayarak, “Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasında imzalanan ‘Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’ ile bu hareket artık küresel bir çevre seferberliğine dönüşmüştür. Bu çabaların tüm ülkeler ve uluslararası platformlar tarafından desteklenmesi ortak evimiz dünyanın geleceği için elzemdir. Türkiye’nin yeşil dönüşümünü gerçekleştirmek için bir diğer önemli adımımız da İklim Değişikliği Kanun Taslağının meclisimizde yasalaşmasıdır. Türkiye, çıkaracağı iklim kanunuyla iklim değişikliğiyle mücadelesinde çok daha etkin ve kararlı adımlar atacaktır.” dedi.
“Sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeler doğrultusunda 2026 yılında yapılacak 31. Taraflar Konferansı’na Türkiye olarak ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz”
“Türkiye’nin, çevre ve iklim politikalarını hayata geçirme noktasında güçlü ve öncü ülkelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Kurum, sözlerine şöyle devam etti:
“Ev sahipliği yaptığımız G20, Dünya İnsani Zirvesi, Akdeniz’i korumak için gerçekleştirilen COP22 ve BM HABİTAT toplantıları gibi pek çok uluslararası toplantının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağladık. Sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeler doğrultusunda 2026 yılında yapılacak 31. Taraflar Konferansı’na Türkiye olarak ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz. Sizlerin de desteğiyle Türkiye’de yapılacak toplantılarla iklim politikalarının geliştirilmesine uluslararası düzeyde katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Sözlerime son verirken, dost ve kardeş ülke Pakistan’da yaşanan sel felaketinden hemen sonra bölgeye gittiğimizde suyun gidebileceği hiçbir yerin kalmadığına üzülerek şahit olduk. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her platformda ifade ettiği gibi adil bir dünyanın var olabileceğine inancımızla uluslararası işbirliğimizi ve dayanışmamızı arttırmak ve kimseyi geride bırakmamak en temel vazifemiz olmalıdır. Bugün Pakistan’ın yaşadığı afet hepimizin ülkelerinde yaşanabilir. Bu anlamda kayıp ve hasar konusunun her zaman gündemde tutulması ve en kırılgan ülkelerin sesinin duyulması bu toplantıya katılan herkesin üzerinde vicdani bir sorumluluktur.”
Toplanda ele alınan konularla ilgili basın mensuplarını bilgilendiren Bakan Kurum, “Ülkemizi tüm sektörlerimizle birlikte temsil etmek için buradayız. Konferansa 197 ülkeden 35 bin katılımcı var. Burada 70 etkinliğimiz ve 77 yan etkinliğimizle iklim değişikliği ile mücadelemizi ve bu kapsamda yapmış olduğumuz projeleri farkındalık oluşturmak amacıyla sanatçılarımızın sergilerine burada yer veriyoruz. Türkiye iklim değişikliği ile mücadele kararlı adımlar atmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu '2053 Net Sıfır Emisyon' hedefimiz doğrultusunda sektörlerimiz ile birlikte iklim değişikliği ile mücadele ediyor ve bu noktada liderlik yapan, süreci belirleyen ülke olma arzusuyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.