ATATURK

"Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar" Programı Düzenlendi

09 Mart 2016

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen "Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar" programı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ve çok sayıda davetlinin katılımı ile Ankara’da düzenlendi.

Emine Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, tarihe iz bırakan valide sultanları hatırlama ve miraslarını yeni nesillere tanıtmanın çok önemli olduğunu belirtti.

Tarihin, geçmişle gelecek arasında kurulan köprü olduğunu dile getiren Erdoğan, "Altı asırlık imparatorluk tarihinde kadınların bıraktığı izler de biz kadınlar için ilham kaynağıdır" dedi.

Osmanlı hanedanının kadın üyeleri ve haremin her zaman ilgi çekici bir konu olduğunu anlatan Erdoğan, oryantalistlerin birtakım hayali tasvirlerle zihinlerde Osmanlı kadınlarına dair olumsuz algılar ürettiklerini ifade etti.

Eserlere bakıldığında dünya zevklerine ve iktidar hırsına müptela kadınlarla karşılaşıldığını aktaran Emine Erdoğan, "Oysa harem, Osmanlı hanedan üyeleri için bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da valide sultanlar yer alır. Padişah annelerini bugün daha çok, bıraktıkları mimari eserlerle tanıyoruz. Kösem Sultan, Nurbanu Sultan, Bezmialem Valide Sultan'ın geride bıraktığı nice vakıf eserleri şehirlerimizi süslemektedir" diye konuştu.

Erdoğan, vakıf medeniyeti olarak nitelendirilen Osmanlı'ya ait 30 bin vakıf belgesi içinde kadınların kurduğu 2 bin 309 vakfın tespit edildiğini söyledi.

Eğitimden sağlığa çeşitli alanlarda hizmet veren vakıfların, zengin ve fakirler arasındaki gelir farkını azaltarak toplumsal gelişmede önemli roller üstlendiğini belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tarih, hepimiz için bir aynadır. Osmanlı kadınlarının aynasında gördüğümüz bu güzel hasletler, bizlerin hayatında da pusula olmalıdır. Muhtaçlara yardım eli uzatan, yetim ve kimsesizlere sahip çıkan bu yüce ruhlar, bizim hayatımıza da yön vermelidir. Kadınlar, yeri gelmiş topluma şifa dağıtmış, yeri gelmiş öğretmen olmuştur."

Kadınların mimari eserlerle şehirlerin inşasına katkı sunduklarını vurgulayan Erdoğan, Osmanlı'da kadınların yaptırdığı han, hamam, kervansaray, medrese ve camilere çokça rastlandığını söyledi.

Erdoğan, valide sultanların öncü rol oynadığı hayır hizmetlerinin tarihte izler bıraktığını, o zaman atılan tohumların bugün meyvelerini verdiğini bildirdi.

"Kadınlarımıza her alanda geniş bir alan açmalıyız"

Valide sultanların analara örnek olduğunu, gönlü geniş, eli açık nesiller yetiştiğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin şefkat eli, bugün dünyanın her yerine uzanıyor. Ülkemiz, bugün dünyanın en cömert ülkesi olarak anılıyorsa bunda bu tarihi mirasın izleri vardır. Tarihimizde kadınların bu kadar önemli vakıf hizmetlerinde bulunmaları, onların mülk edinebildiklerini ve bunu özgürce tasarruf edebildiklerini gösteriyor. Bu, kadın haklarının medeniyetimizde ne kadar köklü biçimde yerleşik olduğuna işarettir. Bu mirası sürdürerek bugün de kadınlarımızın etkinliğini arttırmak durumundayız. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırarak adil bir toplum var etmeliyiz. Kadınlarımıza siyasetten akademiye, iş dünyasından sanata her alanda geniş bir alan açmalıyız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu vesileyle cinsiyet adaleti konusunda karnemizi iyileştirecek adımlar atarak kadın ve erkeğin birlikte mamur ettiği bir gelecek hedefliyorum."

Emine Erdoğan, Şeyh Edebali'nin "Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın" sözünü hatırlattı.

"2023 hedeflerimizin başında, aile yapısını kuvvetlendirmek, siyasette, iş hayatında kadın temsilini daha da yukarıya çekmek yer alacaktır"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, "Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar'' Programı'ndaki konuşmasına, hayatın kaynağı, merhametin ve zarafetin sembolü olan kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başladı.

Valide sultan vakıflarının tarihin her döneminde kadınların destansı hikayeleriyle dolu, milletin en önemli sembollerinden biri olduğunu anlatan Bakan Sarı, yardımlaşma ve hayır esasına dayanan bu hizmetleri bir bayrak yarışı olarak gördüklerini ve bu bayrağı bir adım öteye taşıyabilmek için güçleri ve vakitleri yettikçe çalışacaklarını söyledi.

Bakan Sarı, Haremi Hümayun'un en itibarlı kadını olan valide sultanların kritik zamanlarda aklı ve hisleriyle hareket eden naif bir anne, güçlü bir siyasetçi olarak tarihe isimlerini yazdırdıklarını belirtti.

Özellikle İslam tarihinde kadınların sosyal hayatın içerisinde aktif olarak yer aldıklarının bugün birçok ilde bulunan eserlerden de görüldüğüne dikkati çeken Bakan Sarı, "Anadolu'nun her bir köşesi vakfiyelerle dolu. Bu anlamda Osmanlı döneminin sivil toplum kuruluşları olarak bilinen vakıflar, valide sultanların en önemli hizmetleri arasında yer almaktadır. Sultanların, hiçbir karşılık beklemeksizin yüce gönüllerinden halka hizmet için sundukları vakfiyeler, tarih boyunca Türk-İslam dünyasında toplumsal hayatın en önemli unsurlarından biri olmuştur. Temelinde, yardımlaşma anlayışı yatan vakıflarımız sosyal, ekonomik, dini ve hukuki yönleriyle insanların hayatlarını etkilemiştir" ifadelerini kullandı.

Bakan Fatma Güldemet Sarı, valide sultanların şehircilik ve kent plancılığı adına yürüttükleri hizmetleri anlatmak açısından Hatice Turhan Valide Sultan Vakfı ile Valide Kösem Sultan Vakfı'ndan örnekler verdi.

"Kültürel Arşiv Mirasımızın Korunması ve Yaşatılması Projesi"

Ülkemizde valide sultan vakıflarına ait birçok arşiv ve kütüphanede, milyonlarca defter ve belge bulunduğuna işaret eden Bakan Sarı, Bakanlığa bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivinin de bunlardan birisi olduğunu belirtti.

Arşivde otuza yakın ülkenin siyasi, iktisadi, hukuki, askeri ve sosyal tarihini aydınlatabilecek defter ve kayıtların özenle muhafaza edildiğini aktaran Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı, şöyle devam etti:

"Tam da bu aşamada düzeltmemiz gereken önemli bir nokta var… Yüzlerce yıllık bu belgeler zamanla deforme olmakta ve restorasyona ihtiyaç duymaktadır. Ancak, ülkemizde özellikle kağıt restorasyonu konusunda yetişmiş uzman personel bulmak, maalesef mümkün olamamaktadır. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için 'Kültürel Arşiv Mirasımızın Korunması ve Yaşatılması' konulu projemizi hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda yerli-yabancı uzmanların ve akademisyenlerin nezaretinde ihtiyaca göre yurt içinde ya da yurt dışında eğitimler düzenleyerek, uluslararası geçerliliği olacak bir mezuniyet sertifikası vermeyi planladık. Eğitim sonunda yapılacak sınavda başarılı olanlara istihdam alanları açarak, uzman açığımızı kapatmayı ve geçmişten devraldığımız bu hazineleri gelecek nesillere ulaştırmayı hedefliyoruz."

"Sınırlarımızın ötesinde kalan arşiv mirasımıza da sahip çıkmış olacağız"

Bu kapsamda diğer arşivlerle de görüşmelere başlayacaklarını anlatan Bakan Sarı, "Hatta proje kapsamında, Osmanlı’dan ayrılmış ancak kültürel bağlarımız bulunan diğer ülkelerden de kursiyer kabul etmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda yetişecek olan uzmanlar, kendi ülkelerinde bulunan ve ortak değerlerimiz olan arşiv belgelerinin restorasyonunda görev alabileceklerdir. Böylece, sınırlarımızın ötesinde kalan arşiv mirasımıza da sahip çıkmış olacağız" diye konuştu.

AK Parti olarak ilk günden itibaren kadınların hayatın her alanında görev almasına çok önem verdiklerini vurgulayan Bakan Sarı, başta başörtüsü yasağı olmak üzere, kadınlara yönelik pek çok ayrımcı uygulamayı ortadan kaldırdıklarını ifade etti.

AK Parti döneminde başlatılan bir başka önemli proje olan "Haydi Kızlar Okula" kampanyasının önemine değinen Bakan Sarı, "Bu kampanya sayesinde yaklaşık 400 bine yakın kız çocuğumuz okullarına kavuşmuştur. Yaşamlarının ilk ve en önemli sorumluluğunu alarak eğitimlerine devam eden kız çocuklarımız, yardımlaşmanın, yol açmanın bilinci ile geleceğe artık daha umutla bakmaya başlamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fatma Güldemet Sarı, Türkiye'nin ailede, siyasette ve iş hayatında da güçlü kadınlara ihtiyacı olduğunu aktararak, kadınları her alanda desteklemek ve güçlendirmek için canla başla çalıştıklarını söyledi.

Siyasette kadın temsilinin en çok arttığı dönemlerin AK Parti hükümetleri zamanında olduğunu belirten Bakan Sarı, "2003'te çıkarttığımız yeni iş kanunu ile işveren-işçi ilişkisinde cinsiyet dahil, hiçbir nedenle ayrım yapılmayacağı hükmünü getirdik. 2004 yılında yüzde 20,8 olan kadın istihdam oranını, 2015'in Kasım ayı itibariyle yüzde 27,5’e yükselttik. Çalışan annelerimizi de unutmadık. Ev ve iş yaşamını uyumlaştırmak için yeni düzenlemeler getirdik. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesini sağlarken, işçi ve memur tüm çalışan kadınlara doğuma bağlı yarı zamanlı, ama tam ücretli çalışma hakkı kazandırdık" şeklinde konuştu.

"2023 hedeflerimizin başında, aile yapısını kuvvetlendirmek, siyasette, iş hayatında kadın temsilini daha da yukarıya çekmek yer alacaktır" diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı, şunları kaydetti:

"Güçlü insan-güçlü aile-güçlü toplum için kadınlarımızın refahı, sosyal ve ekonomik hayatta karşılaştıkları tüm engellerin ortadan kaldırılması bilinci ile çalışacağız. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Önümüzdeki 4 yıl içinde de üzerimize aldığımız emanetin gereğini yapacağız, bu ülkenin kadınına-erkeğine, gencine-yaşlısına, her kesimine hizmet etmeye devam edeceğiz. Ötesinde kalan arşiv mirasımıza sahip çıkmış olacağız."

Bakan Sarı, konuşmasının sonunda Emine Erdoğan'a, besmelenin tuğra şeklinde yazılmış işlemesinin yer aldığı tablo hediye etti.

Program öncesinde Emine Erdoğan, Bakan Sarı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerinde yer alan 45 eserin bulunduğu sergiyi gezdi.

Programda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde muhafaza edilen, tarihe iz bırakan kadınların kurduğu vakıflar ve bu vakıflara ait kayıtların arşivlerine ilişkin tanıtım filmi gösterildi.