Yıldız Teknik Üniversitesince düzenlenen "İstanbul Yerel Yönetimler Sıfır Atık Kongresi ve Sergisi" Davutpaşa Kampüsü Kongre Merkezi'nde gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, Barış Pınarı Harekatı sırasında şehit düşen Mehmetçiğe Allah'tan rahmet niyaz ederek, "Sivil kayıplarımızı da minnetle ve rahmetle anıyorum. Tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Allah ordumuzun yardımcısı olsun, bölgemizi huzura kavuşturacak bir zafer nasip etsin." ifadesini kullandı.
İstanbul Yerel Yönetimler Sıfır Atık Kongre ve Sergisi'nin hayırlara vesile olmasını dileyen ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bugün yaşadığımız dünya geçmişte bir öngörüydü. Bilim insanlarının bugüne dair yapmış oldukları tahminleri şimdi gerçeklik olarak yaşıyoruz. Dünyanın sanayi devrimi öncesine göre 1 derece ısınmış olmasının sonuçları, doğal afetler ve kuraklık gibi acı bir bilançoyla geri dönüyor. Bugün ise bilim insanları daha da kötü ve çok uzak olmayan bir gelecek için uyarıyorlar. Adeta dünyanın her yerinde alarmlı bir saatin bizi uyandırmak için çaldığını işitiyoruz. Peki uyanacak mıyız? İşte kendimize sormamız gereken soru bu. Bilim bize kirliliğin ulaşacağı noktayı, 2050'de okyanuslarda balıktan çok plastiğin yüzeceğini söyleyerek haber veriyor. Felaketin boyutları bununla da sınırlı değil. İçecek su bulma arayışıyla başlayacak iklimsel göçlerin yaratacağı çatışmalar ve insanlık trajedileri bizi bekliyor. Bu sefer bilim insanlarının öngörülerine kulak vermemiz ve derin uykumuzdan uyanmamız lazım. Çünkü önümüzdeki birkaç bin yılı şimdi inşa ediyoruz."
"SİSTEME TÜM KURULUŞLAR GÖNÜLLÜ ENTEGRE OLABİLİR"
Erdoğan, çocuklara bırakılacak gelecek vasiyetinin cümlelerini şu anda kurduklarına dikkati çekti.
Bu gerçeklerden hareketle, 2017'de başlattıkları Sıfır Atık Hareketinin bugün çığ gibi büyüdüğünü vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün bu kongrenin düzenlenmesi, birbirinden müstesna bilim insanlarının, akademisyenlerin ve karar vericilerin iştirak etmesi, gurur verici olduğu kadar umut da aşılıyor. 2017 yılında sıfır atık uygulamalarını öncelikle Cumhurbaşkanlığı ofisleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve kamu kurumlarında başlattık. Çöpleri kaynağında ayrıştırdık. Kapımızdan içeri çöp kamyonlarının girmemesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Sıfır Atık Yönetmeliği ile 2020 yılının ilk yarısında tüm kamu kurumlarını sisteme entegre etmiş olacağız. İkinci yarısında ise 250 binden fazla nüfusu olan ilçe belediyeleri, organize sanayi bölgeleri gibi büyük ölçekli yerler, sıfır atık yönetim sistemine dahil edilmiş olacak inşallah. Ülke çapında toplanan atık miktarı ve diğer çalışmalarla ilgili envanter oluşturulması için de Sıfır Atık Bilgi Sistemi devreye girdi. Bugüne kadar 22 bin 913 kurum ve kuruluş bu sisteme entegre oldu, veri girişi yapmaya başladı. Bu sisteme tüm kuruluşların gönüllü olarak entegre olabileceğini buradan belirtmek istiyorum."
"YEREL YÖNETİMLERİN SIFIR ATIK HAREKETİNİ SAHİPLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ"
Yerel yönetimlerin sıfır atık hareketini sahiplenmesinin çok önemli olduğuna değinen Erdoğan, şunları anlattı:
"Bir taraftan atık yönetimi gerçekleştirirken bir yanda da halkın bilinçlenmesine büyük katkıda bulunuyorlar. Esenler Belediyesinin bilhassa bu konuda gerçekleştirdiği faaliyetler gerçekten takdire şayan. Mesela plastik poşetlerin ücretli hale gelmesinden sonra Esenler hanımları, ürettikleri file ve bez torbalarını Esenler Metrosunda halka ücretsiz olarak dağıtmışlar. Projenin içselleştirilmesi noktasında mutluluk verici bir çalışma olmuş. Esasen, belediyelerimizin şehirlerimizi yaşanabilir kılma, doğayla uyumlu hale getirme noktasında büyük tecrübeleri var. Şiirlere, şarkılara konu olmuş, hayallerin şehri aziz İstanbul'un bakmaya doyamadığımız çehresinin, bir zamanlar çöp dağları altında can çekiştiğini hepiniz hatırlarsınız. Ne mutlu ki, bugün İstanbul'daki çöp dağları ve kötü koku yalnızca kötü bir anı."
Yıldız Teknik Üniversitesinin sıfır atık projesini uygulayan ve bu konuda bilimsel çalışmalar yürüten bir eğitim yuvası olduğunu belirten Erdoğan, üniversitenin ve Esenler Belediyesinin bu ortaklığının takdire şayan olduğunu söyledi.
“ÇEVRE KİRLİLİĞİ KONUSU SINIRLARI AŞAN KÜRESEL BİR MESELEDİR”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise üç gün önce başlayan Barış Pınarı Harekatı'nın başarıyla devam ettiğini belirterek şehitlere rahmet, yaralılara şifa dileğinde bulundu.
Bakan Kurum, "Sıfır Atık Projesi"nin Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatıldığını hatırlatarak, projenin Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük çevre hareketi olduğunu ve çok kısa sürede ülke çapında büyük aşamalar kaydettiğini söyledi.
Bir yönetmelik yayınladıklarını hatırlatan Kurum, "Bu çerçevede 2023 yılına kadar tüm yerel yönetimlerimiz 'Sıfır Atık' uygulamasını şehirlerinde hayata geçirecekler ve bu anlamda da yapılması gereken projeleri yapacaklar. 2020 sonuna kadar da büyükşehirlerde zaten bu uygulama zorunlu hale gelecek." diye konuştu.
Çevre hassasiyetiyle ilgili ilk çalışmayı İBB Başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığını anlatan Kurum, 90'lı yıllarda İstanbul'un havasının çok kötü olduğunu, suların akmadığını ve Haliç'in koktuğunu, Erdoğan'ın tüm o sorunları çözdüğünü dile getirdi.
Erdoğan'ın çevre hassasiyetinin tüm Türkiye'yi kuşattığını ifade eden Kurum şöyle konuştu:
"Bugün ülke genelinde özel koruma alanlarımızla, katı atık depolama ve su arıtma tesislerimizle, iklim değişikliği çalışmalarımızla çevrecilik konusunda devrim niteliğinde projeler gerçekleştirdik. Tüm bu başarılar Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülük ettiği belediyecilik hareketiyle başladı. Cumhurbaşkanımızdan aldığımız bayrağı daha yükseğe çıkarmak zorundayız. Çevre hassasiyeti sadece bizim gündemimiz değil, çevre kirliliği konusu sınırları aşan küresel bir meseledir."
Bakan Kurum, "Sıfır Atık" projesinin birçok dalı olduğunu belirterek, "Sıfır Atık Projesinin içerisinde iklim değişikliğiyle ilgili Millet Bahçeleri projesi de var, atıklarımızın ayrıştırılarak ayrıştırılmış atıkları yine ekonomiye kazandırma işi var. Sıfır Atığın içerisinde plastik poşetlerin ücretli hale getirilerek, şu an itibarıyla baktığınızda yüzde 85-90'na varan oranda azalması da var. Depozito uygulaması var 2021'de hayata geçireceğimiz ki önümüzdeki yıl itibarıyla bütün şehir meydanlarında artık depozito uygulamasına geçeceğimiz o mekanizmaları sıklıkla göreceksiniz. Vatandaşlarımız geri dönüştürülecek atıklarını buraya getirecekler, depozito makinelerinden belki bilet alacaklar, belki Halk Ekmek'ten ekmek alabilecekler, belki telefonlarına kontör yükleyecekler. Bu sayede biz Sıfır Atık Projesini daha da yaygınlaştıracağız." ifadesini kullandı.
Sıfır Atık Projesinin bir başka ayağının da "Sıfır Atık Mavi" Projesi olduğunu anlatan Kurum, "Denize, göllere kıyısı olan tüm şehirlerimizde Sıfır Atık Mavi Projesini altı ay önce başlattık. Bu uygulamayla bugüne kadar 163 bin metreküp deniz çöpü toplayarak bertarafa gönderdik. Sıfır Atık Projesiyle birlikte yıllık 20 milyar lira tasarruf etmiş ve 100 bin kişiye de istihdam sağlamış olacağız. Yıl sonuna kadar Ankara'nın Kızılcahamam ve Samsun'un Ladik gibi pilot ilçelerde, sistem olarak Japonya'daki Kamikatsu gibi, bu ilçelerde de bu uygulamaya geçmek istiyoruz." dedi.
Kurum, 2020'de İstanbul'un iki yakasına ve Kocaeli'ye "Atık Getirme Merkezi" kuracaklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bakanlık olarak Sıfır Atık Sistemimizi kuran tüm kurumlarımızı, vereceğimiz 'Sıfır Atık Belgesi'yle takip edeceğiz. Bunun için temmuz ayında Sıfır Atık Yönetmeliğimizi yayımladık. Ocak 2020 itibarıyla sistemi kuranlara belgelerini vermeye başlayacağız. 30 büyükşehir belediyesi ve nüfusu 250 binin üzerinde olan 88 ilçe belediyemiz 31 Aralık 2020 itibarıyla Sıfır Atık Sistemine geçecek. Böylece Marmara Bölgesinde 17 milyon olmak üzere tüm Türkiye'de toplam 37 milyon vatandaşımızın bu hizmetten faydalanmasını sağlamış olacağız. İnşallah sizlerle, belediyelerimizle, üniversitelerimizle, hep birlikte el ele, omuz omuza bu başarılara ulaşacağız. Tabii yaptığımız bütün bu çalışmalar tek bir amaca hizmet ediyor, o da merhum Turgut Cansever'in ifadeleriyle 'Dünyamızı ve ülkemizi güzelleştirmektir.' Bu konuda belediyelerimizin, üniversitelerimizin, okullarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın projemize verdikleri destek hakikaten olağanüstü."