Özhaseki, Bakanlık olarak, 5 yıllık kentsel dönüşümle ilgili çalışmalardan çıkarılan sonuçlar doğrultusunda, birtakım yeni prensip kararları aldıklarını söyledi.
Alınan yeni prensip kararlarına ilişkin Özhaseki, "Birincisi, yerinde dönüşümün esas olacak. Yani bundan sonra vatandaş karşısına çıkan herkes yerinde dönüşümü teklif edecektir, vatandaşa başka mahallelere taşınmaktan bahsetmeyecektir. İkincisi, evi yıkılan her vatandaşa mutlaka bir ev verilmesi hususu da bizim benimsediğimiz prensiplerin başında gelmektedir." diye konuştu.
Söz konusu kararlar kapsamında çalışılacak üçüncü noktanın rezerv alanlarla ilgili olduğunu aktaran Özhaseki, "En çok ihtiyacımız olan rezerv alan olarak tüm Türkiye'deki kamu arazileri de yeniden gözden geçirilerek değerlendirilmektedir. Bu konuda söyleyeceğim bir başka nokta da rezerv alanlarda oluşturulacak yeni yerleşim yerleri, hepimizin özlediği mahalle esaslı olacaktır. Mahallelerde daha yatay mimari, sosyal donatı alanları mükemmel hesaplanmış, insan odaklı planlamalar yapılacaktır." dedi.
Mehmet Özhaseki, diğer prensip kararlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Bir başka prensibimiz de yeni yerleşim yerlerine taşınacak insanlara en riskli binalarda oturanlardan öncelik verilmek üzere tekliflerde bulunulacaktır. Sonra afete maruz kalabilecek yerlerdekilere yani dere kenarı hatları gibi bölgelerde oturanlara teklifler yapılacaktır. Bir başka prensibimiz de bundan sonra boşaltılan yerler yani mahallesinde riskli gözüktüğü için yapısı yıkılan kimin yeri varsa işte orada, özellikle İstanbul'da bu yerler herhangi bir şekilde rant uğruna satılmayıp sosyal donatı alanı olarak, yeşil alanlar ve vatandaşın ihtiyaç duyduğu alanlar olarak kullanılacaktır. Bütün bu uygulamalarımızı kendi içimizde bir prensip haline dönüştürüp yeni yasaya dercediyoruz. Eğer bunun dışında uygulayan belediyeler varsa onların da planlarına müdahil olmaktayız."
"7,5 Milyon Hanenin Ve İş Yerinin Dönüştürülmesini Hesaplamaktayız"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, bir an önce afetlerde oluşacak zararların azaltılması, çarpık ve düzensiz kentleşme sorunlarının çevre ile uyumlu, estetik, özgün mimari özelliklere sahip yapılaşmayla giderilmesi, altyapı yetersizliklerinin ortadan kaldırılması, dikey mimariden yatay mimariye geçilmesiyle modern, yeşil ve akıllı şehirlerin oluşturulmasını hedeflediklerini söyledi.
Özhaseki, "Önümüzdeki 15 yıl içerisinde inşallah ortaya koyduğumuz prensipler devam edecek olursa yılda 500 bin bağımsız birim olmak üzere tam 7,5 milyon hanenin ve iş yerinin dönüştürülmesini hesaplamaktayız." diye konuştu.
Özhaseki, İstanbul'da ilan edilen riskli alanlarda belediyelere destek olarak proje hizmet alımları ve kamulaştırma için 280 milyon lira, hak sahiplerine destek olarak da 1 milyar 51 milyon lira kira yardımı olmak üzere toplamda 1 milyar 336 milyon lira kaynak kullanıldığını bildirdi. İstanbul'da hedefin 15 yıl içerisinde bütün riskli binaların dönüştürülmesi olduğunu vurgulayan Özhaseki, bu kapsamda 202 bin civarında bağımsız birimin dönüştürülmesini düşündüklerini ifade etti.
"Alan Bazlı Dönüşüme Geçmemiz Lazım"
Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşümde kötü uygulamalara örnek olarak belediyelerin, mahalle dönüşüme girdiği zaman yoğunluğu bir yerine iki yaparak ve birini müteahhide birini de vatandaşa verip çözmeye çalışmasını gösterdi. Bu noktada sosyal donatı, altyapı, yeşil alan ve otoparkın hesaplanmadığını anlatan Özhaseki, bu durumda İstanbul'un nüfusunun da iki misline çıkacağını vurguladı.
Özhaseki, bina bazlı dönüşümlerde örneğin İstanbul'daki Bağdat Caddesi'nin rant yüksek olduğu için iki kat üste konularak dönüştüğünü ancak yoksul vatandaşların oturduğu yerlerin ise dönüşmediğini belirtti.
Bunların tamamının, şimdiye kadar yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının yanlışlıkları olduğunu dile getiren Özhaseki, şöyle konuştu:
"Biri de yasadaki boşluklardan; öyle davalar açılmış ki o davalar da bir sürü engelleme aracı olmuş. Ben arkadaşlardan şu ana kadar Türkiye çapında ne kadar alanı ve kaç konutu ilgilendiren bir çalışma olduğunu sordum; 1 milyon 100 bin. Gerçekleşme oranı ne? Bina bazlılarda yüzde 76, alan bazlılarda yüzde 11-12. Alan bazlılarda tıkanıyoruz. O zaman bizim yapmamız gereken doğru bir şekilde bu işi yeniden planlamak. 5 sene içerisinde eksiğimizi fazlamızı gördük. Hatamızı da anladık, iyi olan yönlerini de gördük. O zaman bundan ders alarak bizim yeni bir planlamaya geçmemiz lazım.
Bina bazlı dönüşümlere biraz frene basıp alan bazlı dönüşüme geçmemiz lazım. Alan bazlı dönüşüm yapılırken her türlü sosyal donatı hesaplanıyor. İşte yeni planlamalarda, her arkadaşın belki de ittifak ettiği bir konu, mahalle konseptine geçilmesi. Mahallenin bir merkezinin, sokaklarının olması, esnafa gidip gelirken selam vermek, komşuların birbirini bilmesi, hatır sorması. Çok yüksek yapılardan vazgeçilmesi, altyapısının düzgün bir şekilde konulması."
Bakan Özhaseki, şehircilikte "akıllı, yeşil şehirler" gibi yeni kavramların da oluştuğuna işaret ederek, tüm bunların içinde yer aldığı yasal çalışmanın ilerleyen günlerde ortaya çıkacağını bildirdi.
"7 Bölgede Yaklaşık 26 Bin Konut İnşa Edilmektedir"
Bakan Özhaseki, terörden etkilenen bölgelerde yaşanan çatışmalar sonucunda 70 bine yakın bağımsız birimin hasar gördüğünü, bunların 40 bininin az hasarlı olduğunu, 30 bine yakın hanenin de kullanılamaz hale geldiğini anlattı.
Özellikle terörün yoğun bir şekilde yaşandığı bölgelerde çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü aktaran Özhaseki, çalışmalarda öncelikli olarak ağır hasarlı yapıların yıkımının gerçekleştirildiğini sonrasında da yeni konutların yapımına başlandığını anımsattı.
Özhaseki, "Özellikle Bakanlar Kurulumuzda ilan edilen riskli alanlar ile Bakanlığımızca belirlenen rezerv yapı alanlarında konutların büyük bir kısmını tamamlamak üzereyiz. Şu aşamada bahsedilen 7 bölgede yaklaşık 26 bin konut inşa edilmektedir. Tamamlanan konutlar için kura çekimi yapılarak vatandaşlarımıza peyder pey teslim edilmektedir. Amacımız burada bölgedeki vatandaşlarımıza belli standartlarda konut üretmek değil aynı zamanda bölge mimarisi ve yaşam tarzına uygun konutlar da üretmektir." ifadesini kullandı.
İmar planlarının revize edildiğini, altyapı yenileme çalışmalarında sona gelindiğini, 7 bölgede toplam bin 127 kilometre içme suyu, 507 kilometre kanalizasyon hattı çalışmalarına başlandığını söyleyen Özhaseki, bölgedeki çalışmaların toplam maliyetinin de 10 milyar lira civarında olacağını aktardı.
Diyarbakır'daki Çalışmalar
Bakan Özhaseki, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde kısmi kanalizasyon, yağmursuyu ve içme suyu iletim hatları yapım işi inşaatlarının bitme aşamasına geldiğini, Gazi ve Melik Ahmet caddelerindeki bin 391 iş yerinin sokak sağlıklaştırması kapsamına alındığını belirterek, "İnşallah 2-3 ay içerisinde buradaki çalışmalar da tamamıyla bitecektir. Ayrıca zarar gören 16 tarihi eserin de restorasyon çalışması kapsamında hızla bitirilmesi için gayret edilmektedir." diye konuştu.
Sur bölgesinde belirlenen rezerv yapı alanlarında konutların yapımına devam edildiğini bildiren Özhaseki, "Bunlardan Çölgüzeli ve Üçkuyular mevkisinde toplam 5 bin 637 adet konut inşa edilmektedir. Bunlardan 800'ü tamamlanmış, 2 bin 768 adedi yıl sonunda, 2 binden fazlası da 2018 yılı içerisinde, birkaç ay içerisinde bitirilecektir." bilgisini verdi.
"En Geç 6 Ay İçerisinde Evini Almayan Vatandaş Kalmayacak"
Bölgede yıkılan evler içerisindeki eşya bedellerini evlerin hasar bedellerinin yüzde 12'si olarak belirlediklerini anımsatan Özhaseki, "Şu anda Diyarbakır'da yapılan bu çalışmalarla neredeyse 900 milyon liraya yakın bir yatırım yapılmıştır. Diğer il ve ilçelerdeki çalışmalarımız da son sürat devam etmektedir. Bazı bölgelerde evleri bitirdik vatandaşa teslim ediyoruz. Bazı bölgelerde bir iki ay içerisinde bitecek. En geç 6 ay içerisinde evini almayan vatandaş kalmayacak." dedi.
Bakan Özhaseki, vatandaşlara, evini terk ettiği günden yeniden evinde oturabileceği güne kadar kira yardımında bulunduklarına da dikkati çekti.
“Sıfır Atık Projesini Tüm Anadolu’ya Yaymayı Hedefliyoruz”
Özhaseki, hayatın hava, su, toprak ve enerji üzerine kurulu olduğunu, bunların kirletilip, tahrip edilmesi halinde çevre felaketleri ile karşı karşıya kalacağını, dengenin bozulmasıyla zor durumların yaşanacağını belirtti.
Tüm bu sorunların insan kaynaklı olduğunu vurgulayan Özhaseki, şunları söyledi:
"İnsanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen bir kazanma hırsı var. İşte bu vahşilik, hiçbir kural tanımadan devam eden tavır, tarımda kullanılan ilaçlar, dışarıya atılan atıklar, tüm bunlar dünyayı yaşanmaz hale getiriyor. 20-25 sene sonra dışarıya bırakılan sera gazları karşımıza bir felaket olarak dönecekse ki dönecek gibi gözüküyor, dünya yaşanmaz bir hale gelir. Çocuklarımıza karşı sorumluluktan kurtulamayız. Bu yüzden bizim işimizi ciddiye almamız lazım."
Özhaseki, atıkların kaynağında ayrıştırılması, bunlardan enerji elde edilmesi ve geri kazanım çalışmalarıyla, ekonomiye kazandırılmasına ilişkin çalışmaları anlattı.
Mehmet Özhaseki, Bakanlığında ve Cumhurbaşkanlığında başlatılan Sıfır Atık Projesi'ni başta kamu kurum ve kuruluşlar olmak üzere tüm Anadolu'ya yaymayı hedeflediklerini ifade etti.
Özhaseki, "Hali hazırda, yürütülen çalışmalar ile atık yönetiminin sağladığı katma değer yıllık 3,5 milyar liraya, doğrudan istihdam ise 60 bin kişiye ulaşmıştır. 2023 yılında ise katma değerin 10 milyar liraya, bu alanda istihdam edilecek kişi sayısının ise 100 bine çıkacağı öngörülmektedir." diye konuştu.
Bakan Özhaseki, 2000'li yılların başında nüfusun yüzde 35'ine atıksu arıtma hizmeti verilirken, 2017'de bu oranın yüzde 81'e ulaştığını kaydederek, "Hedefimizde gerek katı atıklar, gerekse atık suların 2023 yılında tamamıyla temizlenmiş olarak doğaya kazandırılması vardır." dedi.
Özhaseki, denizlerdeki kirliliğin önlenmesi kapsamında 2017'de mavi bayraklı plaj sayısının 454'e yükseldiğini, gemilerden atık alım hizmetinin de 277 limanda verilmeye başlandığını dile getirdi.
"Haklı Talebimiz Karşılanmadığı Takdirde Paris Anlaşması'na Taraf Olmayacağız"
Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusuna da değinen Özhaseki, iklim değişikliği hususunda Türkiye'nin üzerine düşen görevi kararlılıkla yerine getirdiğini vurguladı.
Bu kapsamda 21 Nisan 2016 tarihinde Paris Anlaşması'nın imzalandığını anımsatan Özhaseki, şöyle devam etti:
"2030 yılında sera gazı emisyonlarında yüzde 21'e kadar artıştan azaltım yapabileceğimizi Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryasına bildirdik. Bakanlığımız bu konuda ciddi projeler yürütmektedir ancak gelişmekte olan bir ülke olarak Paris Anlaşması kapsamında Yeşil İklim Fonu ve teknoloji desteklerinden yararlanma talebimiz devam etmektedir.
Bu taleplerimizin karşılanması yönünde uluslararası müzakerelere aktif bir şekilde katılım sağlıyoruz. Bu haklı talebimiz karşılanmadığı takdirde Paris Anlaşması'na taraf olmayacağımızı kendilerine iletmiş bulunuyoruz."
"İmar Uygulamalarını Disiplin Altına Alıyoruz"
İmarla ilgili şikayetleri titizlikle incelediklerinin altını çizen Özhaseki, "İmar mevzuatlarını yeniden ele alıyoruz. Bu şekilde imar mevzuatlarını sadeleştirilerek, denetim mekanizmaları kuruyoruz. İmar mevzuatında yapılacak düzenlemeler ile hukuka aykırı ve haksız emsal artışı sağlayan, dikey mimariyi teşvik eden, şehir silüetini bozan imar planı değişikliklerinin önüne geçilecek, özellikle parsel bazında plan tadilatını kısıtlayarak, imar uygulamalarını disiplin altına alıyoruz. Bu konuda çalışmalarımız tamamlandı. Meclisin çalışma takvimi içerisinde inşallah getirip sizlerin huzuruna onları sunacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Gerekli altyapı ve sosyal donatı alanını sağlamak şartıyla yapılacak imar planı değişikliklerinde ortaya çıkacak olan değer artışından kamunun pay almasını sağlayacak mevzuat önerisinin de hazırlandığı bilgisini veren Özhaseki, imar yönetmeliklerindeki farklı uygulamalar ve kargaşaya son verilerek, yeni planlı alanlar imar yönetmeliğinin yayınlandığını anımsattı.
Özhaseki, Otopark Yönetmeliği'nin görüşe açıldığını ve tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, "Belki de otopark konusunda şimdiye kadar çektiğimiz sıkıntıların tamamını sona erdirecek bu yönetmelik, çok kısa süre içerisinde yayınlanacaktır." dedi.
Bakanlık olarak hazırladıkları diğer yönetmeliklere ilişkin de bilgi veren Mehmet Özhaseki, bir başka önemli faaliyetin de Şehircilik Şurası olduğunu aktardı.
"Şehircilikte Yeni Vizyon" ana temasını gerçekleştirmek için alanında uzman 133 üyenin katılımı ile sürdürülen çalışmalarda sona gelindiğini belirten Özhaseki, sonuçları çok yakında kamuoyuna duyuracaklarını söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, sunumun son bölümünde Tapu Kadastro ve İLBANK'ın faaliyetlerine ilişkin bilgi vererek, "Tapu ve Kadastro faaliyetleri kapsamında Hazine'ye 2016 yılında 10 milyar, 2017 yılı Ekim ayı itibarıyla da bugün için 8 milyar lira harç geliri sağlanmıştır." ifadesini kullandı.
Tapu Kadastro Bilgi Sistemi'nin (TAKBİS) kurulduğu ve Türkiye'nin tüm mülkiyet bilgilerinin elektronik ortama aktarıldığını anlatan Özhaseki, Mekansal Gayrimenkul Sistemi"nin kurulmasıyla da tapuda yüzde 99,5 oranında sisteme entegrasyonu sağlandığını, Web-tapu sistemine de geçildiğini bildirdi. Özhaseki, şöyle devam etti:
"Yakında inşallah açıklayacağız. Bundan sonra insanlara gidip tapu daireleri kapısında beklemekten ziyade elektronik ortamda müracaatları, neler yapacağı izah edilecek, sonra eğer eksikleri varsa yine o ortamda kendine bildirilecek. Vatandaş geldiğinde en geç 5 dakika içinde tapu işlemi bitirilecek. Bununla ilgili çalışmalarımız son aşamaya gelmiş bulunuyor."
İller Bankası'nın çalışma alanına ilişkin bilgi veren Özhaseki, bankanın bu kapsamda bin 398 belediye, 51 il özel idaresi, 2 ilçe özel idaresi, 30 büyükşehir su ve kanalizasyon idaresi olmak üzere toplam bin 481 yerel yönetim birimine hizmet verdiğini dile getirdi.
İLBANK'ın son 5 yıl içerisinde 41 milyar lira kredi kullandırdığına işaret eden Özhaseki, "2003 yılından bugüne kadar 216 milyar lira pay tahakkuk etmiş olup, borçları düşüldükten sonra 189 milyar lira da ilgili belediyelere gönderilmiştir." açıklamasını yaptı. Özhaseki, yine son 15 yıl içerisinde toplam 5 bin 301 işin bitirilerek, yerel yönetimlere teslim edildiğini bildirdi.
SUKAP kapsamında da projenin başlangıcından günümüze kadar bin 243 adet iş için toplam 8 milyar 235 milyon lira kaynak aktarıldığını ifade eden Özhaseki, "İller Bankası A.Ş. tarafından sağlanan kredi ile finanse edilen terörden etkilenen bölgelerin altyapı tesislerinin yapım çalışmalarında da söz konusu bölgelerde 19 adet iş için yaklaşık 690 milyon lira finansman tahsis edilmiştir." diye konuştu.