Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce (ÇED), Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamalarının güçlendirilmesi, geliştirilmesi, ilgili paydaş gruplarla bilgi alışverişinde bulunulması, ÇED raporlarının kalitesinin arttırılması ve ÇED uygulamaları konusundaki teknolojik yeniliklerin değerlendirilmesi ve ÇED Yönetmeliğinin güncellenmesi amacıyla düzenlenen "Çevresel Etki Değerlendirmesi Çalıştayı"na katıldı.
Antalya’da düzenlenen ÇED Çalıştayında açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Birpınar, "Nasıl tıpta hasta olmamak esastır. Hasta olduktan sonra tedavisi varsa ÇED'de de çevre meselelerinde havayı, suyu ve toprağı öncelikle kirletmemek esası vardır. Bence ÇED bunun en önemli ayaklarından bir tanesidir. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz meselenin de en önemli sac ayaklarından bir tanesi olarak görünüyor." dedi.
"ÇED SANAYİCİNİN ÖNÜNDE ENGEL DEĞİL"
ÇED'in sanayicinin önünde engelmiş gibi görünen bir mesele olarak gözükse de aslında öyle olmadığına işaret eden Birpınar, şöyle konuştu:
"ÇED, sanayiciye yol gösteren, önceden havayı, suyu, toprağı, çevreyi nasıl koruyarak orada bir sanayi tesisinin kurulacağı, çevreye zarar vermeden bu işin nasıl yapılacağı ve aslında kalkınma sürecinin en önemli parçalarından bir tanesidir. Türkiye bunu 26 senedir başarı ile uyguluyor. Son dönemde de Avrupa Birliği (AB) uyum çalışmalarına bakıldığında AB'nin uyumunun içerisinde de en önemli kısım ÇED meselesidir ve sürekli revize edilip günün şartlarına uyum sağlaması gerekir. Çünkü yeni sanayi tipleri ve uygulamalar geliyor. Onların da ÇED yönetmeliği içerisindeki listelere dahil edilmesi gerekiyor."
Birpınar, TBMM'de "ÇED gerekli değildir" ifadesinin değiştirilmesinin istendiğini ancak ÇED'in herhangi bir şeyine dokunulduğunda muhalefetin inanılmaz karşı gelişi ile karşılaştıklarını kaydetti.
Birpınar, "ÇED gerekli değildir' ifadesi yerine A grubu, B grubu raporu verelim dedik ama çevre komisyonunda inanılmaz karşı çıkmayla karşılaştık ve mecburen geri adım attık. Aslında yapmak istediğimiz çok basit, kağıt üzerinde bir işlemdi, ama maalesef karşı çıktılar. Biz de madem öyle eski sistem devam etsin dedik. Ama vatandaşın ciddi kafasını karıştıran bir mesele 'ÇED gerekli değildir' ifadesi sanki çevre ile ilgili hiçbir önlemin alınması gerekmiyormuş gibi anlaşılıyor." ifadelerini kullandı.
BAKANLIKTAN TASARRUF
Zaman zaman alınan "ÇED gerekli değildir" ya da "ÇED olumlu" kararlarının mahkemelerden döndüğünü belirten Birpınar, bu çalıştay da nelere karşı gelindiğini, nerelerde sıkıntı olduğunun tespit edilerek iyi bir proje yapılmasını ve bu proje yapılırken de sadece bakanlığın değil aynı zamanda ÇED raporunu hazırlayan bütün tarafların bir araya getirilip, dünyadaki örneklerine bakılıp mahkemelerden dönmeyecek şekilde en mükemmelinin hazırlanması gerektiğini ifade etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binasındaki tasarruf tedbirlerinden de bahseden Birpınar, bakanlık binasına her ay 300 bin lira borç geldiğini, bunun 100 bin lirasının aydınlatmadan 200 bin lirasının da ısıtma ve soğutmadan kaynaklandığını söyledi.
Birpınar, tedbir olarak tüm binadaki aydınlatma sistemi armatürlerinin led ışık ile değiştirildiğini ve 100 bin liralık faturanın 30 bin liraya düştüğünü, 200 bin liralık fatura içinde kapalı otoparkın üzerine 1 megavatlık güneş enerji sistemini kurduklarını bu sayede de 200 bin liralık faturanın sıfırlandığını ve tasarruf elde ettiklerini, hafta sonları üretilen enerjiyi de sisteme geri sattıklarını söyledi.
Kümülatif Etki Değerlendirmesi, ÇED Sürecinde Halkın Katılımı ve Sosyal Etki Değerlendirmesi, ÇED Yönetmeliğinin Ek listelerinin Değerlendirilmesi, Altyapı Yatırımları, ÇED Yönetmeliğinin Ek listelerinin Değerlendirilmesi, Endüstriyel Yatırımlar, ÇED Yönetmeliğinin İdari Kısımlarının Değerlendirilmesi, ÇED Sürecinde İzleme ve Kontrol ve Yeterlilik temalarının ele alınacağı çalıştay, 17 Nisan'da sona erecek.