Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, "Binalarda Enerji Verimliliği ve İnovasyon" hedefiyle İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen ENIPE Enerji Verimli Sanayi ve Ürünler Fuarı ve Zirvesi’ne katıldı.
Fuarın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, enerji verimliliğinin ülkeler ve Türkiye için önemli olduğunu bu nedenle de etkinliği önemsediğini belirtti. Açıklamalarında enerjinin, insanoğlunun hayatını devam ettirmesi kadar ülkelerin gelişmesi ve kalkınmaları için de büyük önem arz ettiğini dile getiren Ceylan, günümüzde enerji ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılandığı fosil yakıtların rezervlerinin her geçen gün azaldığını söyledi. Ceylan, dünyada iklim değişikliğinin en büyük tehdidi olan zararlı sera gazı salınımlarının da fosil yakıtlar sebebiyle sürekli arttığına dikkati çekti.
Mehmet Ceylan, Türkiye'nin dünyanın iklim değişikliğiyle mücadelesine katkıda bulunmak isteyen ve tabiri caizse "elini taşın altına cesaretle koyan" ülkelerden biri olduğunu vurgularken, Türkiye'de konutlarda ve iş yerlerindeki toplam enerji tüketiminin sanayideki tüketim ile eş değer hale geldiğine işaret etti.
Türkiye'de 2016 yılı itibarıyla tüketilen enerjinin toplam değerinin 136 milyon ton petrol ile eş değer olduğunu aktaran Ceylan, bu enerjinin ancak yaklaşık yüzde 26'sının yerli kaynaklarla karşılanabildiğini ifade etti.
Şehirleşmenin enerji tüketimine etki ettiğine değinen Ceylan, "Dünya ülkelerindeki benzer gelişmeye paralel olarak ülkemizde de özellikle sanayi devriminden sonra kırsal kesimden kentlere göçün etkisi ve hızlı artan nüfusla birlikte şehirleşme hız kazanmış durumda. Şehirleşmenin hızlanmasıyla birlikte paralel olarak enerji tüketimi de hızlı bir şekilde artmış bulunmaktadır." dedi.
“ENERJİNİN ÖNEMLİ BÖLÜMÜNÜ İTHALATLA KARŞILIYORUZ”
Bakan Yardımcısı Ceylan, enerji tüketiminin sektörlere ilişkin dağılımı hakkında şu bilgileri verdi:
"Toplam enerji tüketiminin sektörler itibarıyla dağılımına baktığımızda 2016 yılında konut ve ticaret hizmetlerinin payıyla sanayi kesiminin payı eşit bir şekle gelmiş, yüzde 25 oranında pay almaktadır. Yani toplam enerji tüketimimizin yaklaşık yüzde 25'ini konut ve ticaret, yüzde 25'ini ise sanayi oluşturmaktadır. Enerji üretimi, çevrim ve enerji yüzde 23'ler, ulaştırma yüzde 20'ler civarında, tarım ve hayvancılık yüzde 3 ve enerji dışı alanlarda da yüzde 5'lik bir enerjinin tüketiminin dağılımı söz konusudur."
Enerjinin ithalatta önemli paya sahip olduğunu kaydeden Ceylan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İthalatımız içinde enerji ithalatının önemli bir payı bulunmaktadır. Enerji tüketiminin önemli bir bölümünü ithalatla karşılamaktayız. 2014 yılında toplam ithalatımız 242 milyar dolar iken enerji ithalatının payı 55 milyar dolar oldu. 2017 yılına geldiğimizde her ne kadar bu ithalatın payı bir miktar düşmüş gibi görünse de yine enerji ithalatının toplam ithalatımız içinde çok önemli bir paya, yaklaşık yüzde 20'lik bir paya sahip olduğunu görmekteyiz. 2017 yılı toplam ithalat değerleri henüz açıklanmadı ama yaklaşık 230-235 milyar dolar civarında bir rakamla kapatacağımızı tahmin etmekteyiz. Yine 2017 yılı içinde toplam ithalat içinde enerji ithalatının payının da yaklaşık 38 milyar dolar civarında olacağını, yani toplamda ithalat içindeki enerjinin payının yüzde 20'ler seviyesinde olduğunu görmekteyiz. Bu rakamlar dış ticaret ve cari açığımız açısından çok büyük önem arz etmektedir."
Mehmet Ceylan, Türkiye'nin enerjiye bağımlı bir ülke olmaktan kurtulması durumunda cari açığın kapanarak artıya geçeceğini söyledi.
“2018’de YEŞİL BİNA VE YERLEŞME SERTİFİKA SİSTEMİNİ UYGULAMAYA ALMAYI PLANLIYORUZ”
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de son 10 yılda yapı ruhsatı verilen konut sayısının ortalama 550 bin civarında olduğunu belirten Ceylan, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede binalarda kullanılan enerjinin verimliliği ve çevreye verdiği zararlar ise bina tasarımında alınan önlemlere, inşa edilirken alınan malzemeye, uygulamanın doğru yapılmasına ve işletilmesine bağlı olarak değişmektedir. Dolayısıyla yapım sürecinde alınacak önlemlerle binaların enerji verimliliği artmakta ve binalarda kullanılan enerji tüketimi de azalmaktadır. Enerji performansı yüksek binalar inşa edilmesi bakanlığımızın hedefi olan enerji verimli, çevre dostu marka şehirlere ulaşılmasına önemli mihenk taşlarından birini oluşturmaktadır."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın enerji verimliliği konusunda çeşitli projeler geliştirdiğinden bahseden Ceylan, şu bilgileri verdi:
"Binalarda konfor şartlarını bozmamak üzere enerji tasarrufu sağlamak, gereksiz enerji israfının önüne geçmek ve halkın bilinçlenmesini sağlayarak farkındalığı artırmak amacıyla binalarda enerji verimliliği konusunda etkin projeler yürütmekteyiz. Bunlardan bazıları; binaların enerji performanslarını ve karbondioksit emisyonlarını belirleyerek enerji kimlik belgesi uygulamasıdır. Bir diğer projemiz ise yeşil bina ve yerleşme sertifika sistemidir. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin teşvik edilmesi, karbondioksit emisyonlarının azaltılması, enerji ve su verimliliği ile yenilenebilir enerji konularında farkındalığın ve kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir binaların inşaatının teşviki amacıyla geliştirilen sertifika sisteminde kriterlerin belirlendiği temel değerlendirme kılavuzu ülkemizin önde gelen üniversitelerinin katkıları ile hazırlanmış bulunmaktadır. Bu süreçler de hızlı bir şekilde tamamlanarak inşallah 2018 yılı içerisinde ülkemize özgü yeşil bina ve yerleşme sertifika sistemini uygulamaya almayı planlıyoruz."
“KARBON SALIM ORANLARINDA DÜŞÜŞ GÖRMEKTEYİZ”
Binalarda enerji verimliliği ile ilgili yaptıkları çalışmalardan bir başkasının da "merkezi ısıtma sistemleri" ile ilgili olduğunu aktaran Ceylan, şunları aktardı:
"Merkezi ısıtma sistemli binalarda ısı ölçüm ve kontrol ekipmanlarının kullanımının zorunlu hale getirilmesi için çalışmaktayız. Bu uygulamanın faydalarını ortaya çıkarabilmek adına bu sistemler doğru olarak kurulan ve işletilen yaklaşık 3 bin bağımsız bölüm ve binada yapılan inceleme sonucunda ısıtma enerjisinde yüzde 35 civarında azalma sağlandığı görülmektedir. Bu sistem için yapılan yatırımın üç kış sezonunda geri kazanıldığını görmekteyiz. Bu pilot çalışmada, binalarda bu sistem geliştirildiği takdirde metrekare başına 150 kilowatt saat enerji tüketiminden 100 kilowatt saat enerji tüketim değerlerine düşüldüğünü görüyoruz. Bu çalışma ile ortalama yıllık metrekare başına 35 kilogram karbon salım seviyesinden 22 kilogram salım seviyesine düşüldüğü tespit edilmiştir. Yani yarı yarıya karbon salım oranlarında da düşmeler görmekteyiz."
İklimsel değişikliklere göre artık sadece ısıtma enerjisine cevap verecek şekilde yalıtım yapılmasının yeterli olmadığının altını çizen Ceylan, ısınma ihtiyacının yanında artık soğutma enerjisi ihtiyacının da değerlendirileceğini sözlerine ekledi.
Bakan Yardımcısı Ceylan ve katılımcılar, konuşmaların ardından zirvenin açılış kurdelesini kesti. Zirve kapsamında açılan ve enerji alanında birçok firmanın katılım sağladığı fuar, 14 Ocak'a kadar açık kalacak.