ATATURK

Bakan Sarı COP21 Üst Düzey Oturumu'nda Konuştu

07 Aralik 2015

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nın (C0P21) önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "2020 sonrası yeni iklim anlaşması kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olmasının yanı sıra günümüzün ve geleceğin sosyo-ekonomik gerçeklerini de göz önünde bulundurmalıdır" dedi.

COP21 Üst Düzey Oturumu'nda konuşan Bakan Sarı, Paris'teki terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin ailelerine, Fransız Hükümeti'ne ve halkına başsağlığı diledi.

Bakan Sarı, iklim değişikliğinin insanoğlunun karşı karşıya bulunduğu en önemli problemlerden biri olduğunu belirterek, "İklim değişikliğinin olumsuz etkileri, sınır ve gelişmişlik düzeyi tanımamaktadır. Bu nedenle, küresel düzeyde acil önlemlerin alınması ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir" diye konuştu

COP21'de yeni bir iklim anlaşmasının gerekli olduğuna işaret eden Bakan Sarı, "İnanıyorum ki Paris Taraflar Konferansı, küresel iklim değişikliği ile mücadele için önemli bir dönüm noktası olacaktır. 2020 sonrası yeni iklim anlaşması kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olmasının yanı sıra günümüzün ve geleceğin sosyo-ekonomik gerçeklerini de göz önünde bulundurmalıdır" ifadelerini kullandı.

“Ortak Fakat Farklılaştırılmış Sorumluluklar, İlkesinin Korunması Gerek”

Ülkeler arası farklılaşmanın yeni anlaşma için son derece elzem olduğunu vurgulayan Bakan Sarı, mevcut iklim sözleşmesindeki "ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar" ilkesinin korunması gerektiğini kaydetti

Paris Anlaşması'nın gerçekçi, esnek ve dinamik bir yapı getirmek zorunda olduğunun altını çizen Bakan Sarı, finansman konusunun yeni anlaşmanın en önemli unsurlarından biri olduğunu ifade etti.

Bakan Fatma Güldemet Sarı, Türkiye'nin hızla kalkınan bir ülke olarak yüksek emisyon azaltım potansiyeline sahip olduğunu hatırlatarak, "Türkiye, bu azaltımı yapabilmek için Yeşil İklim Fonu ve teknoloji desteklerinden yararlanmak istemektedir" diye konuştu.

Türkiye’nin taraflar konferansı kararları ile kabul edilen özel koşullar bağlamında gelişmekte olan bir ülke olarak yeni anlaşmada yer alması gerektiğini vurgulayan Bakan Sarı, şunları kaydetti:

"Türkiye, en az gelişmiş ülkeler ile küçük ada devletlerinin özel durumunu tanımaktadır. Türkiye, bu ülkelere her zaman destek sağlamıştır ve sağlamaya da devam edecektir. Bu bağlamda Türkiye, 2016 yılı mayıs ayında çok önemli organizasyonlara ev sahipliği yapacaktır. Birincisi, En Az Gelişmiş Ülkeler İstanbul Eylem Planı Gözden Geçirme Konferansı, ikincisi ise Birinci Dünya İnsani Zirvesi'dir. Tüm üye devletlere bu önemli forumlara en üst düzeyde katılımları konusunda çağrıda bulunuyoruz."

Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21’e kadar, artıştan azaltmayı hedeflediklerini anımsatan Bakan Sarı, amaçlanan rakamın 2030 yılına kadar Türkiye'nin ekonomi alanında tüm sektörlerde gerçekleştireceği plan ve politikaların emisyon azaltımına yönelik etkisini ortaya koyduğunu belirtti.

“26. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nın Ev Sahipliğini Türkiye Olarak Yapmak İstiyoruz”

Türkiye'nin 2020 yılında düzenlenmesi planlanan 26. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nı düzenlemek istediğini ifade eden Bakan Sarı, "Çabalarımız, imkanlarımız ve alacağımız uluslararası destekler ölçüsünde zaman içerisinde artarak devam edecektir. Ayrıca, 2020 yılında 26. Taraflar Konferansı’na Türkiye olarak ev sahipliği yapmak istediğimizi ifade etmek isterim" dedi.

Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynağı ve enerji verimliği hedeflerine de değinen Bakan Sarı, şunları kaydetti:

"Bu hedefi, kaliteli altyapı projelerini hayata geçirerek, yeni ve temiz teknolojilerden yararlanıp yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla istifade ederek ve enerji verimliliğini sağlayarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bununla birlikte Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele için sürdürülebilir kalkınma vizyonu ile 2050 yeşil büyüme stratejisini de hazırlamaktadır. Ekonomik olarak yılda ortalama yüzde 5 büyüyen ve enerji talebi her yıl  yüzde 6 artan Türkiye’nin bu kadar iddialı bir hedef belirlemiş olması, iklim değişikliği ile mücadeleye vermiş olduğu önemi göstermektedir."