Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmasında, “2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çıkan bir yasadan sonra o günden bugüne neredeyse 10 yıl içerisinde 2 milyondan fazla bina yenilenmiş ve depreme dayanıklı hale getirilmiş.” dedi. Bakan Özhaseki, deprem bölgelerinde dönüşümün, şehirlerin pratik bir şekilde canlılığa kavuşmasını ve yörenin kendine has mimarî üslubunu ortaya koymasını sağlayacağını belirterek, “Çevreye doğru uzanan çeperlerde ise vatandaşın kendi konutunu, kendi evini, oturduğu apartmanı yapması için de biz yeniden şartları belirledik, onlara da mutlaka destek vereceğiz… Hem şu andaki oluşan hasarları ve zararları gidereceğiz, yaraları saracağız. Bir taraftan da İstanbul başta olmak üzere tüm ülkemizi depreme hazır ve dayanıklı hale getireceğiz… Vatandaş 'Allah devletimizden sizlerden razı olsun, tamam kardeşim, hakkımız helal olsun' deyinceye kadar o bölgelerde olacağız. Bizim birinci işimiz bu. Bizim birinci önceliğimiz buradaki yaraların sarılması.” diye konuştu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çıkan bir yasadan sonra o günden bugüne neredeyse 10 yıl içerisinde 2 milyondan fazla bina yenilenmiş ve depreme dayanıklı hale getirilmiş." dedi.
Bakan Mehmet Özhaseki, memleketi Kayseri’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Temel Atma Töreni’ne katıldı. Özhaseki, 29 il için hazırlanan proje kapsamında depreme dayanıksız olan eski binaların da biran önce değişmesi, dönüşmesi gerektiğini belirterek, “Burada bu binamız bizim Anadolu’da kadim kültürümüzün, kadim medeniyetimizin bir parçası olan Selçuklu medeniyetine benzer bir yapıda olacak. Binamız günümüz modern şehirciliğin ve modern binaların taşımış olduğu bütün özellikleri de üzerinde taşıyacak. İçinde Sıfır Atık Projesi mutlaka uygulanacak. Bir taraftan gri sular değerlendirilecek. Bir taraftan da güneş enerjisiyle birlikte bir kısım elektrik giderlerini kendi içinde karşılayabilecek bir yapıda olacak.” dedi.
“TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 170 bin konut yapılmış. Sosyal konutlarla birlikte bizim bu sayıyı çok daha ileri konutlara derecelere taşımamız icap ediyor. Millet bahçeleri yapıyoruz, şu anda 74 milyon metrekarelik bir alanda çalışılıyor ama hedefimiz bizim 100 milyon metrekareye ulaşmak”
Bakan Özhaseki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın faaliyet alanının geniş olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki kentsel dönüşümü Bakanlık olarak biz sürdürmeye çalışıyoruz. 2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çıkan bir yasadan sonra o günden bugüne neredeyse 10 yıl içerisinde 2 milyondan fazla bina yenilenmiş ve depreme dayanıklı hale getirilmiş. 250 bin civarında da şu anda inşaatlar sürüyor, çalışmalar devam ediyor. İnşallah bunu daha da daha da hızlandırmak zorundayız biz. Bir taraftan TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 170 bin konut yapılmış. Sosyal konutlarla birlikte bizim bu sayıyı çok daha ileri konutlara derecelere taşımamız icap ediyor. Millet bahçeleri yapıyoruz. Şu anda 74 milyon metrekarelik bir alanda çalışılıyor ama hedefimiz bizim 100 milyon metrekareye ulaşmak. Bunu da yapabilecek gücümüz, bilgimiz, birikimimiz, Bakanlık olarak var çok şükür."
Milli Emlak tarafından bütçeye katkı sağlamaya gayret ettiklerini belirten Özhaseki, Emlak Konut vasıtasıyla da birçok yerde güzel işler yapmaya da devam ettiklerini sözlerine ekledi.
“Vatandaş 'Allah devletimizden sizlerden razı olsun, tamam kardeşim, hakkımız helal olsun' deyinceye kadar o bölgelerde olacağız. Bizim birinci işimiz bu. Bizim birinci önceliğimiz buradaki yaraların sarılması”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, herkesin olaya müdahil olduğunu hatırlatan Bakan Özhaseki, Bakanların, Valilerin, Kaymakamların ve kamu kurumlarından 650 binden fazla kişinin bölgede görev aldığını hatırlattı.
6 Şubat'ta büyük bir afetle karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
"O günlerde söylenen söz doğruydu. Malazgirt'ten bu tarafa başımıza gelebilecek en büyük felaket herhalde buydu. Doğrudan 11 ilimizi etkiledi, 100 kadar ilçemizi binden fazla köyümüzü etkiledi. Yıkılan konut sayısı ve yapmak zorunda olduğumuz bağımsız birim sayısı, ara ara itirazlarla birlikte değişmekle beraber 680 bin civarında konut ve 170 bin civarında da depo, tek katlı iş yeri vesaire gibi bağımsız birimden oluşuyor. Yani bizler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak vatandaşlarımızın yarasını sarabilmek amacıyla 850 bin bağımsız birim yapmak zorundayız. Rakamları söylemesi kolay. 850 bin. Bir çırpıda söyleniyor ama her birinin yapılmasında dehşet bir emek var, gayret var, alın teri var. Ne demek 850 bin bağımsız birim, 'ortalama Malatya gibi, Adıyaman gibi veyahut da Kahramanmaraş gibi 5 tane, 6 tane daha yeni vilayetin sıfırdan yapılması' demek."
Bakan Özhaseki, Türkiye'nin tüm zorlukların altından kalkabilecek güçlü bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ekibimiz var. Allah'ın izniyle programımızı yaptık. Önümüzdeki günlerde ne yapacağımızı biliyoruz. Oradaki bütün yaraları saracağız. Vatandaş 'Allah devletimizden sizlerden razı olsun, tamam kardeşim, hakkımız helal olsun' deyinceye kadar o bölgelerde olacağız. Bizim birinci işimiz bu. Bizim birinci önceliğimiz buradaki yaraların sarılması." dedi.
“Çevreye doğru uzanan çeperlerde ise vatandaşın kendi konutunu, kendi evini, oturduğu apartmanı yapması için de biz yeniden şartları belirledik, onlara da mutlaka destek vereceğiz”
Yeni bir döneme doğru geçildiğinin altını çizen Bakan Mehmet Özhaseki, şu bilgileri verdi:
"Yerinde dönüşüm diye adlandırdığımız projeyi de önümüzdeki günlerde inşallah bizler devreye sokacağız. Herkes kendi evlerini yapmak istediğinde yardımda bulunacağız. Bunun şartları belirledik. Sayın Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde zaten anlatacak ve şehirlerin merkezinde de yerinde dönüşümü başlatmış oluyoruz. Değerli arkadaşlar bunu söylerken özellikle altını çizerek söylüyorum. Eski hatalara düşmeyeceğiz, fay kırıklarının üzerinde yapı yapılmasına izin vermeyeceğiz. Dere yataklarına ev yapılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bundan sonra zemin artı dört, zemin artı üç gibi bir konutlaşmaya geçeceğiz. Özellikle tarihi bölgesi ve merkezi olan yerlerde o tarihi kadim medeniyeti yeniden inşa edebilmek amacıyla tarihi kültürel mirasımıza sahip çıkabilmek amacıyla o bölgeleri yeniden biz inşa edeceğiz. Çevreye doğru uzanan çeperlerde ise vatandaşın kendi konutunu, kendi evini, oturduğu apartmanı yapması için de biz yeniden şartları belirledik, onlara da mutlaka destek vereceğiz. Kısa süre içerisinde onların da yapmasını ve şehirlerin yeniden geçmişte olduğu gibi canlı bir vaziyette hayatını sürdürmesini sağlamaya gayret ediyoruz. Bunun şartlarını önümüzdeki günlerde açıklayacağız."
Bakan Özhaseki, Anadolu coğrafyasının cennet gibi bir yer olduğunu fakat burada depremselliğin müthiş bir dezavantaj olduğunu dile getirerek, “Üzerinde yaşadığımız bu güzel Anadolu coğrafyası dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi. Cennet gibi bir vatana sahibiz. Fakat müthiş bir dezavantajımız var; O da depremsellik. Hiç kimse unutmasın. Bu cennet vatan bir deprem ülkesi. Son 100 yıl içerisinde 6 ve üzerinde şiddette olan deprem sayısı 60’ın üzerinde. Yani neredeyse 1,5 senede bir bu memlekette yıkıcı 6 ve üzerinde şiddette bir deprem oluyor. Toprağa verdiğimiz canlarımızın sayısı 130 bin civarında. Maddi hasarı artık söylemiyoruz. 100 milyarlarca dolar.” şeklinde konuştu.
“Hem şu andaki oluşan hasarları ve zararları gidereceğiz, yaraları saracağız. Bir taraftan da İstanbul başta olmak üzere tüm ülkemizi depreme hazır ve dayanıklı hale getireceğiz"
Daha sıkı ve yeni tedbirlerle beraber inşaatlaşmaya geçilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bir taraftan da göz bebeğimizi İstanbul'u depreme hazırlamamız gerekiyor. Önümüzde zor işler var. Sıkıntılı işler var, kolay da değil. Vatandaşın da bir evi var, oturduğu evi, onu teslim ettiğinde daha iyisini, daha büyüğünü hiçbir bedel ödemeden 'devlet versin, devlet değil misiniz? Ne olacak?' Gibi bir mantık içerisinde yaklaştığı bir dönemde işimizin daha da zorlaştığını söyleyebiliriz ama bütün bunların altından kalkabilecek gücümüz var, irademiz var. İnşallah bunları yapacağız. Ülkemizi de bir taraftan depreme hazırlayacağız. Hem şu andaki oluşan hasarları ve zararları gidereceğiz, yaraları saracağız. Bir taraftan da İstanbul başta olmak üzere tüm ülkemizi depreme hazır ve dayanıklı hale getireceğiz. Bunları yapmak da birinci işimiz diye düşünüyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun."