Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi kapsamında İklim Değişikliği Zirvesi’ne katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Türkiye Projesi kapsamında İstanbul’da düzenlenen “İklim Değişikliği Zirvesi” ne katıldı. Zirvede dünyada artan çevre sorunlarına ve bunlara ilişkin tedbirlere yönelik açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, Bakanlığının faaliyetlerini de anlattı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Özhaseki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi’nin de önemine değindi. Günümüzde çevreyle ilgili sorunların ön plana geldiğini, bunun en önemli nedenlerinden birinin de artan üretime paralel olarak hız kazanan tüketim olduğuna dikkat çeken Özhaseki: “Çağımızda çevreyle ilgili sorunlar revaçta. İnsanlığı ve geleceği ilgilendiren konuların başında çevre sorunları da geliyor. Eskiden az üretilip, az tüketilince dışarıya da az atık veriyorduk. Az kirletme tabiatın kendi içindeki döngüsünde yok olup gidiyordu. Ancak Sanayi Devrimi ile birlikte devasa büyüme birtakım tehlikeleri de yanında getirmeye başladı. Şehirlere göç, dışarıya atılan atıklar konusunda tedbir alınmaması, felaketleri de yanında getirdi. Bundan 150 yıl öncesiyle kıyaslandığında nüfusun 5 misli arttığı, hammadde ihtiyacının 2 misli, enerji tüketiminin ise tam 3 misli arttığı söyleniyor. Böyle tehlikeli bir gidişat doğrusu düşündürücü. BM raporlarına göre 2050 yılında dünya nüfusu 9 milyarı geçecek. Devasa büyüme devam edecek. Sanayileşmenin getirdiği aşırı üretim dolayısıyla aşırı tüketim devam edecek. Kötü senaryoya göre ise 2050 yılından sonra 7 milyar kadar insan suya erişmekte zorlanacak. Bir litre kirli su dışarıda tam 8 litre kirli suyu kirletiyor. Bir aracın üretimi için gerekli su miktarı yaklaşık 400 bin litre olarak görülüyor. Bu rakamlar biraz korkutucu görünüyor. Yine bir BM raporuna göre son 150 yıldaki bu değişimden dolayı dünya yüzey sıcaklığı 1 derece arttı. Denizlerdeki yükselme 19-20 santimetreye kadar ulaştı. Havadaki karbon miktarı yüzde 42 arttı. Tüm bu artışlar ve değişim tehlikeleri yan yana getirmeye başladı.” açıklamalarını yaptı.
“SANAYİ DEVRİMİ’NDEN SONRA YEŞİL EKONOMİ DEVRİMİ”
Çevre ve iklim konusunda atılması gereken adımları rakamlarla açıklayan Bakan Özhaseki, mücadelenin küresel düzeyde devam etmesi gerektiğine de vurgu yaptı. Uluslararası düzeyde yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen rakamların iklim değişikliği konusunda tehlikeye işaret ettiğini söyleyen Özhaseki: “Bakanlık olarak biz de bu konuda ideolojik takıntılı belli çıkar gruplarına hizmet edenler dışında görüşleri ne olursa olsun dernekler ve STK’lar ile kol kola giriyoruz. Çalışmaları birlikte yürütmeye gayret ediyoruz. Sanayicilerimizle, iş adamlarımızla bu konudaki çalışmaları sürdürmekte kararlıyız. İklim değişikliği sadece çevre sorunu değildir. Ekonomik ve sosyal boyutu olan önemli bir sorundur. İklim değişikliği fosil yakıtlara bağlı olan büyüme modellerinin bir sonucudur. Bunun doğurduğu sonuçlardan dolayı böyle bir iklim değişikliğinden söz ediyoruz. Enerji, ulaştırma ve sanayinin, diğer alanlarındaki firmaların bundan sonra daha düşük kalkınma odaklı bir dönüşümü hedeflemesi gerekiyor. Özellikle iki tane yol var. Tüm dünya buraya doğru ilerliyor. Ne kadar yardım, hibe, fon varsa bu konular dikkate alınarak değerlendirilecek. Atmosfere salınacak sera gazının mutlaka azaltılması gerekiyor. Sanayi kollarında bunları hiç dikkate almadan eski usul üretime devam eden arkadaşların işleri iyice zora girdi. 100 milyar dolarlık bir fondan eski usul üretime devam edenler istifade edemeyecek. Kimse de bu firmalara kredi ve diğer konularda belki de kolaylık sağlamayacak. Herkesin üretiminde bunu dikkate alması lazım. Sanayi Devrimi ve dijital devrimden sonra yeni bir devrim kapımızda bunu herkesin bir an önce algılaması gerekiyor. Bu devrimi de ‘Yeşil Ekonomi’ olarak adlandırmamız mümkün.” diye konuştu.
“BAKANLIK BİNASINDAKİ UYGULAMAYLA 10 AYDA BİN 440 AĞAÇ KURTARILDI”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Sıfır Atık Projesi’’nin çevre ve ekonomi açısından önemini de kendisini dinleyenlerle paylaşan Bakan Özhaseki, söz konusu uygulamayla daha önceden çevre kirliliğine neden olan atıkların yeniden ekonomiye kazandırılmasının amaçlandığını dile getirdi. Uygulamanın tüm Türkiye’de yaşama geçirilmesinin hedeflendiğini de vurgulayan Özhaseki: “Adı üzerinde israfın önlenmesi, açığa çıkan atığın yeniden dönüştürülmesi esasına dayalı bir sistem. Önce kendi Bakanlığımızda denedik. Bakanlığımıza 10 aydır çöp kamyonları uğramıyor. Koridorlardaki kumbaralara herkes kâğıt, plastik ve cam atıkları ayrı yere atıyor. 1 ton kâğıt için 17 ağacın kesilmesi gerekiyor. Biz 10 ay boyunca yaptığımız geri dönüşüm çalışması ile bin 440 ağacı kurtardık. Kumbaralara attığımız her maddenin bir değeri var. Türkiye olarak 700 bin ton civarında dışarıdan kirli kâğıt satın alıyoruz. Cumhurbaşkanlığımız projeye ilgi duydu, Emine Erdoğan Hanımefendi himayelerine aldı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de bu uygulama başladı. Kısa süre sonra Meclis’te başlayacak. Bu sene sonuna kadar Ankara’da birçok yerde daha bu uygulamaya geçilecek.” ifadelerini kullandı.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ BİR DAHA KENDİNİ GÖSTEREMEZ”
Açıklamalarında gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bakan Özhaseki, yoğun gündemde çevreye yönelik uygulamaların vatandaşların yeterince ilgisini çekmeyebileceğini ancak buna rağmen Bakanlık tarafından çalışmaların hız kesmeden sürdürüldüğünü ifade etti. Türkiye’nin başarıyla sürdürdüğü terörle mücadele gibi konuların yanında küresel anlamda önemli çalışmaları da hayata geçirdiğine dikkat çeken Özhaseki: “Coğrafya bizim kaderimiz. Bu coğrafya zor bir coğrafya. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Tarihte de gel geç diye bir isimlendirme yapmışlar. Topraklarımızın altında depremsellik var, buna uygun hareket etmeliyiz. FETÖ gibi örgütler bir daha kendini gösteremez ve bir iş yapamaz. Çok şükür bunları ortadan kaldırdık. Batıdan birçok baskıya rağmen yatırımlar ve ülkemizde şirket kurma oranı da artıyor. Türkiye’ye karşı ekonomik baskı kurma çabasında olan batılı ülkeler belirli toplantılarının İstanbul’da yapılmaması için baskılar kurdu. Buna rağmen amaçlarına ulaşamadılar. Ekonomik büyüme konusunda da olumlu bir noktaya geldik. İnsanların ekonomik refahı gittikçe artıyor. Tüm bunlar sevindirici gelişmeler.” değerlendirmelerini yaptı.