Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan illerden Hatay’da yaptığı açıklamada, “Hatay’ımızda eskiden olduğu gibi nasıl canlı bir hayat başlar, bunun peşindeyiz. Bunu konuşacağız, bunun için geldik… Şehirlerimizin demografisini, sosyolojisini, tarihini, kültürünü, sanatını, sanayisini yeniden ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp, bir an önce bunları devreye sokmalıyız, şehirlerimizi o eski canlı haline yeniden döndürmeliyiz… Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak da bizim görevimiz… Bütün yaraları sarıncaya kadar, zararları telafi edinceye kadar ve ‘Vatandaşımız bize Allah devletimizden razı olsun, devletimize zeval vermesin’ deyinceye kadar buradayız…” ifadelerine yer verdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, özellikle şehir merkezlerinde deprem konutlarının inşasını hızlandıracak farklı alternatifler üzerinde istişarede bulunulduğunu belirterek, “Şehirlerimizin demografisini, sosyolojisini, tarihini, kültürünü, sanatını, sanayisini yeniden ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp, bir an önce bunları devreye sokmalıyız. Şehirlerimizi o eski canlı haline yeniden döndürmeliyiz.” dedi.
Göreve tekrar atandıktan sonra alan ziyaretlerine deprem bölgesiyle başlayan Bakan Özhaseki, ilk ziyaretini geçtiğimiz hafta Adıyaman’a, dün de Malatya ve Kahramanmaraş’a gerçekleştirdi. Bugün de Hatay’a giden Özhaseki, bölgede incelemelerde bulunuyor.
Hatay Havalimanında, il yönetim heyetinin yoğun ilgisiyle karşılanan Bakan Özhaseki’nin ilk durağı Hatay AFAD Koordinasyon Merkezi oldu. Burada Planlama Çalışmaları Toplantısı’na katılan Bakan Özhaseki, toplantı öncesinde açıklamalarda bulundu.
“Karşımızda tam 850 bin civarında bağımsız birim var, kolay değil, bütün bu maddi hasarları, yaraları sararız ama canları bir daha getiremeyiz”
Yapılan işlerin bir daha koordine edilip daha hızlı biçimde hayata dönüşünün sağlanabilmesi amacıyla Hatay’da bulunduklarını belirten Bakan Özhaseki, “Yapacağımız bu çalışmaların hayırlı ve verimli geçmesini cenabı Allah’tan niyaz ediyorum. Malum yüzyılın afeti dense de şahsi kanaatim benim; Anadolu’da kurduğumuz bin yıllık medeniyetimizde karşılaşabileceğimiz en büyük felaketle karşı karşıya kaldık. 11 ilimiz gibi yüzlerce ilçemiz, köyümüz bundan etkilendi. 680 bin civarında bağımsız birim ev olarak, 170 bin civarında da depo, iş yeri gibi ayrı ayrı bağımsız birimler hasar gördü. Devlet olarak el uzatmamız gereken, yardım etmemiz gereken karşımızda tam 850 bin civarında bağımsız birim var. Kolay değil. Bütün bu maddi hasarları, yaraları sararız. Ama canları bir daha geri getiremeyiz. Hayatını kaybeden kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. 50 bin civarında kardeşimizi, canımızı da toprağa verdik. Bundan dolayıdır ki Anadolu’da kurduğumuz bu medeniyet için karşımıza çıkan en büyük felaket diye de ifade etmeye çalışıyorum.” ifadelerine yer verdi.
“Gözükmeyen, açıktan aşikâr olmayan o kadar çok çalışma var ki”
Bakan Özhaseki, depremlerde tüm Türkiye’nin kenetlendiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Tabii ilk andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün Bakanlarımız, Valilerimiz, Kaymakamlarımız, ilgili görevli arkadaşlarımız ve 807 belediyemiz deprem bölgelerindeydi. O dönemde ben AK Parti Genel Başkan Yardımcısıydım. Hep birlikte koştuk, yaraları sarmaya gayret ettik. Önce canlarımızı kurtarmaya çalıştık, sonra insani ihtiyaçlar neyse bunları giderebilmek için büyük bir fedakârlık gösterdik. Evet devlet buradaydı ama bir taraftan da övünerek, her yerde iftihar ederek söylüyoruz; millet de buradaydı. Bu milletin her bir ferdi üstüne ne düşüyorsa onu yapabilmek amacıyla bu bölgelere koştu. Gözükmeyen, açıktan aşikâr olmayan o kadar çok çalışma var ki… Hacca gitmek isteyen nice insan haccını erteledi, biriktirdiği parasını buralara gönderdi. Annelerimiz kolundaki bilezikleri bozdurup AFAD hesabına para yatırmaya çalıştılar. Çocuklar kumbaralarında biriktirdiklerini depremdeki kardeşlerimize gönderdiler. Böyle bir milletin bir ferdi, bir üyesi olmak da hepimiz için ayrı ayrı bir gurur vesilesi olsa gerek.”
“Bütün yaraları sarıncaya kadar, zararları telafi edinceye kadar ve ‘Vatandaşımız bize Allah devletimizden razı olsun, devletimize zeval vermesin’ deyinceye kadar buradayız”
Deprem bölgesindeki yıkımın büyüklüğüne dikkat çekerek, yapılan özverili çalışmaların tüm dünyaya örnek olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Muhatabımız, yurt dışından gelen herkes şunu söylediler: ‘Eğer böyle bir felaketin yüzde 10’u, yüzde 20’si bizde olsaydı, biz altından kalkamazdık.’ diye de defalarca ifade ettiler. Allah’a şükürler olsun, elimizden geleni yapıyoruz. Hızlı davranmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da yapılacak olanları daha hızlı bir şekilde nasıl yaparız gayreti içerisindeyiz. Zaten şimdi de bunları konuşacağız. Vatandaşlarımız endişe etmesinler. Bütün yaraları sarıncaya kadar, zararları telafi edinceye kadar ve ‘Vatandaşımız bize Allah devletimizden razı olsun, devletimize zeval vermesin’ deyinceye kadar buradayız. O toplantılarla birlikte dışarıdaki güzel işleri yapmaya da devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak da bizim görevimiz”
Bakan Özhaseki, depremlerde etkilenen illerin bir an önce eski canlılığına kavuşması için çalıştıklarının altını çizerek, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Haliyle bu depremden sonra imar üzerinde birtakım çalışmalar oldu. Bizler rezerv alanlar belirleyerek buralarda konutlar, köy evleri yapmaya çalıştık. Bundan dolayı da birtakım adımlar attık. Fakat sıkıntılar çok. Bunları aşacak da bir irade, bir yapı da bizde var Allah’a şükür. Bunları aşacağız. En önemlisi de şehirlerimizin demografisini, sosyolojisini, tarihini, kültürünü, sanatını, sanayisini yeniden ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp, bir an önce bunları devreye sokmalıyız. Şehirleri eski, o canlı haline yeniden döndürmeliyiz. Kadim şehirlerde yaşıyoruz. Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak da bizim görevimiz. Bunun için de epeyce tedbir aldık. Şimdi de zaten biraz sonra bunların şartlarını konuşacağız. Nasıl yapılacağını tartışacağız. Yerelde karşımıza çıkabilecek sorunları sizlerden dinleyeceğiz. Bizdeki hazırlıkları da sizlere anlatıp, yeni bir yol haritasıyla en hızlı biçimde hayatı nasıl normale dönüştürürüz, Hatay’ımızda eskiden olduğu gibi nasıl canlı bir hayat başlar, bunun peşindeyiz. Bunu konuşacağız, bunun için geldik.”