Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşüme ilişkin, "İstanbul'un dönüşümü milli güvenlik, egemenlik meselesi. Bu kadar net. Terörle mücadele ne kadar önemliyse İstanbul'un dönüşümü de o kadar önemli." dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kanal 24 canlı yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Deprem bölgesindeki çalışmalarda son durumun sorulması üzerine Bakan Kurum, depremden etkilenen şehirleri bir yıl içerisinde ayağa kaldıracak anlayışla çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.
Bakan Kurum, depremden 2,5 ay sonra Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta ilk köy konutlarının anahtarlarını verdiklerini ve ilk yılda 319 bin konutun yapımına mayıs sonuna kadar başlamayı hedeflediklerini aktardı.
650 bin konutun yapım sürecini, illerin demografik yapısına, kültürel dokuya, vatandaşların ihtiyaçlarına, iklime ve zemine uygun, en doğru teknikle yürüttüklerine dikkati çeken Bakan Kurum, 11 ili eş zamanlı ayağa kaldıracaklarını dile getirdi.
Bakan Kurum, ayrıca enkaz kaldırma, yıkık ve acil yıkılacak binalardaki çalışmalarda yüzde 83-84 seviyesine geldiklerinin bilgisini verdi.
"Vatandaşlarımıza sözümüzü tutacağız"
Yapılacak konutları etap etap teslim edeceklerini belirten Bakan Kurum, dünyanın neresine gidilirse gidilsin bu kadar kısa sürede hızlı bir şekilde ayağa kalkmanın kolay olmadığını vurgulayarak, "Bu, Türkiye'nin gücüdür. Bu, 21 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımızın yönetim anlayışıdır. Bu iradenin sahaya yansımasıdır. O yüzden aynı Elazığ'da, Malatya'da, İzmir'de olduğu gibi, Kastamonu'da, Bartın'da, Trabzon'da, Rize'deki sellerde olduğu gibi Antalya, Muğla yangınlarında olduğu gibi vatandaşlarımıza sözümüzü tutacağız ve 11 ilimizi el ele verip inşallah hep beraber ayağa kaldıracağız." dedi.
"Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası"na ilişkin soru üzerine Bakan Kurum, 200 bin konutta gönüllü, rızaya dayalı ve yerinde, 100 bin konutta da rezerv alanında dönüşüm yapacaklarını söyledi.
Bakan Kurum, başvuru yapan konutlarda tespite başladıklarını kaydederek, binalarda 3'te 2 çoğunluk sağlanıp sağlanmadığı ve riskli olup olmadığına ilişkin ön tespit yapıldığını anlattı. Riskli bina şerhi konulmayacağını aktaran Kurum, üçte iki çoğunluk sağlandıktan sonra süreci yürüteceklerini ifade etti.
Riskli binalar için noter huzurunda kura çekileceğini belirten Bakan Kurum, TOKİ Başkanlığınca yapılacak inşaatların en geç 2 yılda tamamlanarak vatandaşlara teslim edileceği bilgisini paylaştı.
Bakan Kurum, İstanbul'u korumak zorunda olduklarının altını çizerek, şöyle devam etti:
"İstanbul'un dönüşümü milli güvenlik, egemenlik meselesi. Bu kadar net. Terörle mücadele ne kadar önemliyse İstanbul'un dönüşümü de o kadar önemli. Ve burada da bugüne kadar koymuş olduğumuz iradeyi Sayın Cumhurbaşkanımız daha da arttırmak, hızlı bir dönüşümü yapmak suretiyle bu kampanyayı milletimize müjdelediler. Ve şu ana kadar da kampanyamıza güzel de bir teveccüh oldu. Yani 77 bin 136 başvuru ve bu da yaklaşık 425 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor. Yani 4'le çarparsanız, 1 milyon 600 bin vatandaşımızı ilgilendiren bir başvuru söz konusu."
TOKİ'nin 1984'te kurulduğunu, 2002'ye kadar 43 bin konut yaptığını hatırlatan Bakan Kurum, 2002'den itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sosyal devlet anlayışıyla 81 ilde sadece konut değil, stadyum, hastane, okul, cami, yeşil alan, millet bahçeleriyle ilgili tüm alanlarda 37 bin sosyal donatısıyla birlikte 1 milyon 200 bin konut ürettiklerini kaydetti.
Bakan Kurum, hiçbir zaman yapamayacakları sözleri vermediklerini, Cumhurbaşkanı'nın bu konuda hassas olduğunu söyledi.
Bakan Kurum, "Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden Kampanyası"yla ilgili hazırlanan harita üzerinden İstanbul'daki son durumu anlattı.
"Bu ülkenin güzel insanları için çalıştığımızı biliyorlar"
Bakan Kurum, yoğun bir tempoda çalışmasını ailesinin nasıl karşıladığının sorulması üzerine de bu işleri yapanların ailelerinden fedakarlık etmesi gerektiğini söyledi.
Farklı illerdeki çalışmalarının neticesinde ailesinin büyüdüğünü dile getiren Bakan Kurum, "Kendi çocuklarımın dışında depremzede ailelerimizin çocukları benim de çocuğum oldu. Oradaki annelerimiz, babalarımız, bizim de annemiz, babamız oldu. Çocuklarım, eşim, annem, babam onlar da bizi göremiyorlar ama bu ülke için, bu ülkenin güzel insanları için çalıştığımızı biliyorlar." diye konuştu.