ATATURK

BAKAN KURUM: BİLİM İNSANLARIMIZLA ATILACAK ADIMLARI İSTİŞARE ETTİK

20 Şubat 2023
BAKAN KURUM: BİLİM İNSANLARIMIZLA ATILACAK ADIMLARI İSTİŞARE ETTİK
BAKAN KURUM: BİLİM İNSANLARIMIZLA ATILACAK ADIMLARI İSTİŞARE ETTİK
BAKAN KURUM: BİLİM İNSANLARIMIZLA ATILACAK ADIMLARI İSTİŞARE ETTİK
BAKAN KURUM: BİLİM İNSANLARIMIZLA ATILACAK ADIMLARI İSTİŞARE ETTİK

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gaziantep’te çeşitli üniversitelerden bilim insanlarıyla gerçekleştirdiği “Deprem Bölgesi Fay Hatları ve Zemin Sıvılaşması” konulu toplantının ardından, “Önümüzdeki 2 ay içerisinde tüm bu planlamalarla birlikte Adana’da 2 bin 500, Adıyaman’da 25 bin 882, Diyarbakır’da 6 bin, Gaziantep’te 18 bin 544, Hatay’da 40 bin 426, Kahramanmaraş’ta 45 bin 67, Kilis’te 250, Malatya’da 44 bin 770, Osmaniye’de 9 bin 550, Şanlıurfa’da 3 bin, Elazığ’da 3 bin 750 konut olmak üzere toplamda 200 bin konutumuzun yapımına başlıyor olacağız… Hasar tespit çalışmaları bittikçe konut sayılarımızı artıracağız. Şu an hali hazırda bini aşkın hocamızla sahada gerek hasar tespitte, gerek fay hatlarının durumunun tespitinde, gerekse buradaki sıvılaşma, zemin problemlerine ilişkin tespitler üzerinde çalışıyoruz… Deprem bölgesindeki illerimizde şu ana kadar 4 milyon bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 40 bin binayı inceledik. 130 bin binada, 430 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptık… Bölgenin yeniden ihya ve inşa sürecinde, şehirlerimizi bilimsel, hızlı ve güçlü bilimin ışığında, sanatın ışığında, kültürün ışığında yeniden inşası için bu çalışmaları yürüteceğiz ve bu temel başlıklar ve hedefler üzerinde çalışmalarımızı yürütüyor olacağız…” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gaziantep 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çeşitli üniversite ve kurumlarda görev alan bilim insanlarıyla “Deprem Bölgesi Fay Hatları ve Zemin Sıvılaşması” konulu toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya TÜBİTAK, AFAD, Kandilli, MTA, Boğaziçi, ODTÜ, AÜ, İTÜ, Dokuz Eylül, Kocaeli, Gaziantep, Hacettepe ve Koç üniversitelerinden bilim insanları ile Bakanlık yetkilileri katılım sağladı.

Bakan Kurum, bilim insanlarıyla yapılan istişarelerin çok kıymetli olduğunu vurgulayarak,  “Hocalarımızın önerilerini, fikirlerini aldık ve bu doğrultuda da yeni yapılacak çalışmalarda atılacak adımları hep birlikte istişare ettik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak konutlarımızın bilimsel normlara ve yeni teknolojilere uygunluğunu, kullanılması gereken en yüksek seviyede sağlamak adına bir araya geldik ve hocalarımızı dinledik. Hocalarımız, bölümleri itibariyle Türkiye’nin en saygın bu noktada en yetkin hocaları. jeofizik, jeoteknik, jeoloji ve zemin alanlarında bina yapı statiği anlamında en yetkin kişiler.” ifadelerini kullandı.

Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından hayatını kaybeden 41 bin 156 vatandaş için rahmet diledi. Bakan Kurum, “Deprem Bölgesi Fay Hatları ve Zemin Sıvılaşması” konulu toplantıda depremin durumunu, açmış olduğu hasarı ve bundan sonraki sürece ilişkin mevcut yerleşim alanları ve rezerv alanlarında yapılaşmaya dair tüm konuları ele aldıklarını ifade etti.

“Şu an hali hazırda bini aşkın hocamızla sahada hasar, fay hatlarının durumu, sıvılaşma ve zemin problemlerine ilişkin tespitler üzerinde çalışıyoruz”

Bilim insanlarıyla yaptıkları toplantıyla bilgiler veren Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Hep söylüyoruz; depremin ilk anından itibaren tüm Türkiye el ele, gönül gönüle vererek ‘Türkiye Tek Yürek’ diyerek çalışma başlatılmıştır. Bu anlayışla da depremin ilk anından itibaren çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Son ana kadar da vatandaşlarımızı sağlam güvenli konutlarına yerleştirene kadar bu anlayışla çalışmalarımızı yapmaya devam edeceğiz. İyileştirme aşamasında ve sonrasında yapılması gereken iki özel dönem olduğunu görüyoruz. Bu anlamda da bugün yapmış olduğumuz istişarelerde de iki dönem içerisinde belirli çalışma gruplarında görev dağılımlarını bugün itibariyle AFAD başkanlığımız bünyesinde TÜBİTAK'la birlikte tüm hocalarımızı da içine aldığı süreçte çalışmalarımızın gruplara göre belirleyerek yürüteceğiz. Şu an hali hazırda bini aşkın hocamızla sahada gerek hasar tespitte, gerek fay hatlarının durumunun tespitinde, gerekse buradaki sıvılaşma, zemin problemlerine ilişkin tespitler üzerinde çalışıyoruz. TÜBİTAK bünyesinde, Bakanlığımız bünyesinde, AFAD bünyesinde çalıştığımız hocalarımız var.  İyileştirme sürecine yönelik mevcut yerleşim alanları ve yerleşim alanlarının dışındaki rezerv alanlara ilişkin tüm etütlerimizi oluşturacağımız çalışma gruplarıyla birlikte sahadaki arkadaşlarımızla yapıyor olacağız. Bu grupları bugün itibariyle oluşturup yeni hocalarımızı, yeni ekiplerimizi de çalışma gruplarımıza ilave edeceğiz.”

Deprem bölgesindeki illerimizde şu ana kadar 4 milyon bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 40 bin binayı inceledik”

Bakan Kurum, depremin ardından iki özel dönemin olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
Biri iyileştirme süreci, diğeri de yeniden yapım süreci. İnşallah bu süreci de belirlediğimiz çalışma gruplarıyla birlikte hassas bir şekilde yürütüyor olacağız. Bu noktada hasar tespitlerimizi hızlıca tamamlamamız gerekiyor. Şu an 7 bin 350 personelimizle 11 ilimizde, her ilçelerimizde hasar tespit süreçlerini büyük bir titizlikle yürütüyoruz. Deprem bölgesindeki illerimizde şu ana kadar 4 milyon bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 40 bin binayı inceledik. 130 bin binada, 430 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptık. Tüm illerimizdeki hasar tespit sayılarını tek tek vermek istiyorum. Gaziantep'te 37 bin bağımsız bölümden oluşan 16 bin bina, Kahramanmaraş'ta 91 bin bağımsız bölümden oluşan 25 bin bina, Malatya’da 67 bin bağımsız birimden oluşan 19 bin bina, Hatay'da 143 bin bağımsız birimden oluşan 37 bin bina, Adıyaman'da 50 bin bağımsız birimden oluşan 17 bin bina, Kilis'te 2 bin 100 bağımsız bölümden oluşan 1.400 bina, Elazığ'da 5 bin 800 bağımsız birimden oluşan 1.300 bina, Adana'mızda 1.775 bağımsız birimden oluşan 113 bina, Osmaniye'de 14 bin bağımsız birimden oluşan 4 bin 300 bina, Şanlıurfa'da 3 bin 900 bağımsız bölümden oluşan 775 bina ve Diyarbakır'ımızda da 9 bin bağımsız bölümden oluşan 1.300 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespitimizi yaptık. Bu çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu an Türkiye geneli itibariyle hasar tespitte yüzde 70'i bulmuş durumdayız. İnşallah önümüzdeki birkaç gün içerisinde hasar tespitlerimizi tamamlayacağız.” diye konuştu.

 “Kentsel tasarım projelerinin bölgenin dokusuna, demografik yapısına, kültürel ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapılmasına yönelik her türlü istişareyi yaptık”

Bakan Kurum, deprem yönetmeliğine ilişkin çalışmalar da yürütüleceğini ifade ederek, “Bundan sonraki süreçte de yapılacak yeni deprem yönetmeliği dahil, AFAD Başkanlığımızla deprem yönetmeliğinde bir eksiklik var mı? Eksiklik varsa eğer buna ilişkin ne yapmalıyız? Tabi ki bu yaşadığımız iki büyük depremde atılacak adımlar, yapılacak projelerin detayları, zeminleri, harita kadastro ile ilgili 6,5 metreye kadar bir kaymadan söz ediyoruz. Burada da deprem kadastrosu dediğimiz uygulamaların yapılması, kentsel tasarım projelerinin bölgenin dokusuna, demografik yapısına, kültürel ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapılmasına yönelik her türlü istişareyi yaptık. Bundan sonraki süreçte oluşturduğumuz çalışma guruplarıyla birlikte hocalarımızla çalışmayı daha da hızlı hale getirecek, onların fikirlerini, önerilerini yine vatandaşlarımızın fikirleriyle burada şehrin tüm bileşenlerinin yerel yönetimlerinin, sanayicisinin, turizmcisinin, çiftçisinin, tüm vatandaşlarımızı içine alır bir planlamayla 50 yıllık bir planı ortaya koymaya gayret göstereceğiz.” dedi.

“Bölgenin yeniden ihya ve inşa sürecinde şehirlerimizi bilimsel, hızlı ve güçlü bilimin, sanatın, kültürün ışığında yeniden inşası için çalışmalar yürüteceğiz”

Bakan Kurum, Türkiye’nin jeopolitik konumu tektonik ve morfolojik yapısı, iklim özellikleri nedeniyle doğal kökenli olayların sık gözlendiği bir konum olduğunu vurgulayarak,Maalesef yüzlerce yıllık yerleşim düzenimiz ve yapılaşma alışkanlıklarımız da bu olayla birlikte afete dönüşmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu anlamda bu bölgenin yeniden ihya ve inşa sürecinde, şehirlerimizi bilimsel, hızlı ve güçlü bilimin ışığında, sanatın ışığında, kültürün ışığında yeniden inşası için bu çalışmaları yürüteceğiz ve bu temel başlıklar ve hedefler üzerinde çalışmalarımızı yürütüyor olacağız.” dedi.

Yapılacak çalışmaları başlıklar halinde aktaran Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:

“İlk olarak yeni yerleşime açılacak alanlarda deprem, heyelan, taşkın, kaya düşmesi ve diğer afet risklerinin ne olacağı öngörüsüyle hareket edecek bir çalışma gurubumuz olacak. Burada yeni yerleşim alanlarında, mevcut yerleşimde ne yapmamız gerektiğini de bu çalışma gurubuyla birlikte projelendirerek yürüteceğiz.

İkincisi; yine yeni yerleşim yeri seçiminde yıkılan ve ağır hasar gören binalarımızdaki mevcut alanların morfolojik, jeolojik, jeofizik ve jeoteknik arazi kullanımını ve bu noktadaki afet risk durumunu inceliyor olacağız.

Üçüncü gurubumuz; dirençli şehirler için ihtiyaç duyulan planlama ve tasarım süreçlerini yürütüyor olacak.

Dördüncüsü ise; bu zeminlerde mikro-bölgeleme yapmak. Mikro-bölgeleme ile birlikte ayrıntılı jeolojik etütleri inceleyecek, yapmış olduğumuz raporları gerek yerinde giderek bakmak, gerekse rapor üzerindeki değerlendirmeleri yapmak suretiyle yürüteceğiz.

Beşincisi de; Eski yerleşim alanları. Eski yerleşim alanları bizim Cumhuriyetimizin kurulduğu,  kültürümüzün olduğu, buradaki ecdadımızın bize emanet olarak bıraktığı tarihi eserlerin içinde yer aldığı yerler. Dolayısıyla buradaki yapılaşmayı da hassas bir şekilde yürüteceğiz. Buradaki fay hattını birebir yerine bir işleyeceğiz. Buradaki zemin kalitesini yine yerinde etütleri yapmak suretiyle incelemiş olacağız. Ardından da şehrin ihtiyaçlarını içerir bir master plan yapacağız. Vatandaşlarımızı mağdur etmeden, gerek imar transferi, gerekse trampa yöntemiyle de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini emniyet altına almış olacağız.

Altıncı ise, bilimsel anlamda önceliğimiz sağlam zemin ve doğru teknik. Hocalarımızla da bu konuda hemfikiriz. Bunun için seferberlik anlayışıyla, tüm üniversitelerimizle, mühendislerimizle, mimarlarımızla birlikte yöresel dokuyu koruyacak ve yatay mimari anlayışını da yaşatacak bir çerçevede süreci yürüteceğiz. Baktığınızda da şehrin karşısına da geçip ‘Bu konutları iyi ki de yapmışız. Ne güzel oldu’ diyeceğimiz, yaşayan insanlarımızın burada her türlü ihtiyaçlarını gidereceği anlayışla olacak. Sosyal donatılarıyla, parklarıyla, oyun alanlarıyla, yeşil alanlarıyla birlikte bu planlamayı yapacağız.

Yedinci olarak, yine deprem döneminde çok gündeme gelen bir konu, yapı statiği açısından baktığımızda da radye temel üzerine tünel kalıp sistemiyle inşa edeceğiz. Hocalarımız da bu noktada. Deprem bölgesinde bu yapı statiği açısından da hem 1 milyon 180 bin konutumuzun buradaki davranışı. Hepsinin dimdik ayakta olması sebebiyle de hızlı olması. Tabi burada önceliğimiz vatandaşlarımızı bir an önce evlerine kavuşturabilmek adına bu sistemle inşamızı gerçekleştireceğiz.

Sekizinci olarak, yapılaşmayı zeminde sıvılaşmanın olmadığı yerlerde yapmak önceliğimiz. Fay hattına uzak mesafede yapmak. Eğer bir zorunluluğumuz varsa da burada her türlü emniyeti, tedbiri hocalarımızla da bunları istişare ettik almak suretiyle. Belki Antakya merkezde,  Hatay’da, Kahramanmaraş’ta, belki Adıyaman merkezde bu durumla karşılaşabiliriz. Burada da her türlü tedbiri alacağız. Fay hattından yaklaşma mesafelerini, sınırlarını koyacağız. Buralara yeşil alanlar yapacağız. Yine depremde vatandaşlarımızın bu acıları bir daha yaşamaması adına bu süreçte depremi her an yaşayacağımız bilerek hareket edeceğimiz, burada farkındalığı hep birlikte yaşayacağımız, buradaki şehitlerimizi, vatandaşlarımızı anacağımız alanlar, sosyal alanları da yine burada yapacağız.

Dokuzuncusu ise, yerinde ya da şehir merkezinde yapacağımız konutları da zemin kalitesine ve fay hatlarına olan mesafesine ve şehrin demografik yapısını kaybetmeyeceğiz. Hatay’ımız 7’den 70’e tüm kültürlerin yaşandığı, burada Laz’ıyla, Kürt’üyle ve Çerkez’iyle tüm vatandaşlarımızın uyum içerisinde yaşadığı anlayışı yine yeni tasarımımıza koyacağız ve burada bir bütünlük içerisinde vatandaşlarımız inşallah yaşıyor olacak.”

“Önümüzdeki 2 ay içinde tüm planlamalarla birlikte toplamda 200 bin konutun yapımına başlıyor olacağız”

Bakan Kurum, depremden ağır etkilenen bölgelerde toplam 200 bin konutun yapımına başlanacağını ifade ederek, “Önümüzdeki 2 ay içerisinde tüm bu planlamalarla birlikte Adana’da 2 bin 500, Adıyaman’da 25 bin 882, Diyarbakır’da 6 bin, Gaziantep’te 18 bin 544, Hatay’da 40 bin 426, Kahramanmaraş’ta 45 bin 67, Kilis’te 250, Malatya’da 44 bin 770, Osmaniye’de 9 bin 550, Şanlıurfa’da 3 bin ve Elazığ’da 3 bin 750 konut olmak üzere toplamda 200 bin konutumuzu TOKİ Başkanlığımız koordinasyonunda, gerek Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüz ile gerek Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz ile birlikte yapımına başlıyor olacağız. İnşallah söz verdiğimiz gibi bir yıl içerisinde konutlarımızı vatandaşlarımıza teslim ediyor olacağız.” şeklinde konuştu.

“Toplantıya çeşitli üniversitelerden bilim insanları katılım sağladı” 

Bakan Murat Kurum Başkanlığında yapılan “Deprem Bölgesi Fay Hatları ve Zemin Sıvılaşması” konulu toplantıya şu isimler katıldı:

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Arş. Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener,  AFAD Afet Araştırmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Kürşat Esat Alyamaç, Fugro Türkiye (MTA Emekli): Dr. Ömer Emre, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi: Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği: Prof. Dr. Ayşegül Askan, Ankara Üniversitesi Jeoıfizik Mühendisliği: Prof. Dr. Bahadır Aktuğ, Washington Geological Survey: Dr. Recep Çakır, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği: Prof. Dr. Mustafa Tolga Yılmaz, ODTÜ İnşaat Mühendisliği: Prof. Dr. Kemal Önder Çetin, İTÜ Geomatik Mühendisliği: Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği: Özgür Özçelik, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği: Prof. Dr. Özgür Özçelik, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği: Prof. Dr. Gürkan Özden, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği: Prof. Dr. Şerif Barış, Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü: Prof. Dr. Sibel Salman, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü: Banu Aslan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen, ODTÜ Jeoloji: Pro. Dr. Erdin Bozkurt, TÜBİTAK MAM: Doç. Dr. Ekrem Zor, İTÜ Jeoloji: Dr. Gülsen Uçarkuş.